Unnamed: 0
int64
0
16.6k
Sentence
stringlengths
1
13.7k
Sentiment
int64
0
1
1,100
Gayet başarılı bir aksiyon,kurgu ise idare eder.
1
1,101
alytheguru arkadaşım,bu film japon yapımı "The Battle Royal" filminin amerikan pop kültür uyarlamasıdır.Benim şahsi fikrim lise çağındaki japon çocukları bu kaslı amcalardan çok daha gerilimli,heyecanlı ve depresif bir portre çizmişlerdir.Ayrıca The Condemneddaki performansı ile imdb de "kariyerinin en kötü oyunculuğu" olarak yorulanmıştır. estetikten yoksun dövüş sahnelerinin bulunduğu,belirli bir yaş altındaki kardeşlerimize hitap etmeyen,konusuna ait daha güzel örneklerini bulabileceğimiz sıradan bir film
0
1,102
canınız sıkıldıysa ve şiddet türü bi film istiyorsanız bu film tam size göre bir film10/7
0
1,103
Konu itibariyle çok güzel.Beklediğimden daha güzel bir filmdi.
1
1,104
film çok sürükleyici. Dar bi alanda geçiyor ama izlenmeye değer.
1
1,105
ulen saf herif sanki senin seyredin yada seyretmeyin demene gore biz filme gidiyoz.. hayret bisi kardesim...
1
1,106
harrison ford'u komünist rus rolünde izlemek ne kadar inandırıcı olabilir ki. tam anlamıyla bir sömürü filmi. bu amerikalı film yapımcıları neyapmaya çalışıyor anlamış değilim!
0
1,107
Bence çok güzel bir filmidi.Korku filmlerine alışkın biri olduğum halde,sinemadaki koltuğumdan fırladığım ilk filmdi.Biricik sevgilim olmasa zor yatışırdım.
1
1,108
Hayatımda izlediğim en iyi korku filmi diyebilirim. Kaliteli bi korku filmi izlemek istiyosanız kesinlikle bu filme gitmelisiniz. Halka, insidious, orphan halt yemiş bu filmin yanında. Kalitesiyle kurgusuyla çok iyi. Hatta filmden çıktım, bunun senaristi kimse tüm filmlerini izlicem dedim; ama onların da ilk filmleriymiş sanırım. Çoğu sahnelerine bakamadım bile, ki ben korku filmi izlemeyi çok sevdiğimden korkmazdım öyle. Efektler çok fazla tabiki genelde tüm korku filmlerinde olduğu gibi, onun da etkisi vardır belki ama çok doğru yerlerde kullanılmış. Efektle sıçrayıp dökmemek için kolamı elime alıp içemedim, o kadar yani, düşünün..
1
1,109
Maalesef başarısız bir korku filmi Mama.Film sinemada izlemek istediğim filmlerden biriydi ve hani beklediğim filmlerden biriydi diyebilirim fakat filmi izledikten sonra beklediğime kesinlikle değmedi.Filme gelirsek klasik bir konuyla karşı karşıya değiliz aslında fakat konunun işlenişi gerçekten kötü zaten filmdeki hayaletin tipi neden öyle onu anlamış değilim,hiç korkutmayan bir hayalet Casper vardı bide bu filmdeki hayaletin tipi heralde korkutamayan hayaletler listesinde yerini alır.Olay kurgusu zayıf,konunun işlenişi zayıf sadece klasikleşmiş bir korku filmi materyali diyebileceğimiz bir anda çıkma sahneleri dışında oldukça sıkıcı ve basit ilerleyen bir film zaten filmin ilk yarısında nerdeyse hiçbir şey yok ancak ikinci yarının sonlarında doğru filmin temposu ve gerilimi artıyor diyebilirim özellikle son 15 dakikası hem heyecanlı hem de zaman zaman gerilimi hissettiriyor.Aslında baktığımız zaman konu fena değil fakat nedense olay örgüsü ve konunun işlenişi hiç başarılı değil zaten eğer bence ben bir seyirci olarak hayaletin tam olarak sıfatını görebiliyorsam beni o korku filmi korkutamıyor zaten filmdeki hayalet de tam hayalet değil de bir canavarı anımsatıyor diyebilirim yani o derece mantık dışı.Filmdeki hayaletin başroldeki aile ile olan temasları daha ürkütücü ve yoğun olmalıydı diye düşünüyorum ve bence hayaletin de görünüşü zırt pırt bize gösterilmemeliydi.Bu arada unutmadan söylemeliyim oyunculuklar başarılı özellikle küçük oyuncuların performansları iyi.Son olarak film tamamıyla beklentilerimin altında çıktı sadece birkaç sahne dışında beni korkutamayan aksine sıkan başarısız bir film Mama,bence sinemada izleyipte paranıza yazık etmeyin derim. 4.5/10
0
1,110
Filmde bir gizem var. Bazı sahneler gerçekten ürkütmeyi başarıyor. Ancak film sonlarında biraz saçmalıyor. Sonunu çok da iyi bağlayamamışlar.
0
1,111
Son dönem korku sinemasını ikiye ayırabiliriz.Birinci tür seyirciye her türlü şiddeti,acıyı ve kanı abartılı bir ekilde göstererek(kusturma yoluyla) korkutmaya çalışanlar;bir bilinmezlik örtüsünün altında yarattığı gerilim eşliğinde ses efektleri ile korkutup sürpriz bir finalle seyirciye (vay amk!..bu ne la!...hastir lan! dışavurum ünlemleri eşliğinde) ters köşe yaptırmaya çalışanlar. Yönetmenin aynı adlı kısa filminden (http://www.youtube.com/watch?v=WRqS6pBC42w) Guillermo del Toro sponsorluğunda uzatarak çektiği film yukarıda sayılan iki sınıfa da girmiyor.En başından kartları açık oynuyor ve asla aşırı bir şiddet içermiyor.Genel anlamda insanı geren bir yapısı,zaman zaman korkutan sahneleri,kendine has bazı çekimleri ile izlenilebilir bir korku bence.
0
1,112
0
1,113
Kesinlikle harika bir kere klişe bir korku filmi değil, bu ötesinde bir şey.Çok korku dolu anlar yaşacağınızı sö harika bir hikaye ile yer yer ürkeceğinize esi gereken bir yapıe ederim. :)
0
1,114
Filmin fragmanından korkup kaçmayın , kesinlikle görülmeye değer bir film , özellikle Chastain gerçekten de alkışlanmaya değer bir iş çıkarmış
1
1,115
TEK KELİME İLE KORKU BAŞYAPITI 10/10 Yönetmenliğini Andres Muschietti ve yapımcılığını Guillermo Del Toro’nun yaptığı 2013 yapımı “Mama”, yönetmenin daha önce çekmiş olduğu aynı adlı iki buçuk dakikalık kısa filmin doksan dakikaya genişletilmiş hali. Kendisi bir reklam yönetmeni olan Muschietti, çektiği bu kısa korku filmi sayesinde sektörde çabuk fark edilip olumlu eleştiriler alınca yapımcı olan kız kardeşi Barbara Muschietti ile kolları sıvayıp filmi genişletmeye karar verdi. İki İspanyol kardeş, akıl hocaları Guillermo Del Toro ile beraber uzun süren görüşmelerin ardından hiç de kolay olmayan bu işe kalkışıp Mama’yı dram ve korku ögeleriyle harmanlayarak izleyicilerin önüne uzun bir yapım olarak çıkarmayı başardılar. Kısa filmi ilk seyrettiğinde oldukça etkilenen Del Toro, yapılan bir söyleşide Muschietti’nin dramdan çok iyi anladığını, kendisinin çok özgün biri olduğunu ve hikayenin merkezine iki küçük kızı taşıma fikrini çok iyi düşündüğünü dile getirmişti. İspanya-Kanada ortak yapımı olan “Mama”, iki kız çocuğunu sahiplenmek isteyen bir hayalet annenin öyküsünü anlatıyor. Anne-babaları öldükten sonra ıssız bir kulübede yalnız başlarına kalmak zorunda kalan Victoria ve Lilly tam beş yıl sonra bulunurlar. Ne yazık ki bulunduklarında tamamen vahşileşmiş bir haldedirler. Amcası Lucas ve kız arkadaşı Annabel tarafından yeniden sahiplenen Victoria ve Lilly'yi beş yıl boyunca koruyan “Mama” onlardan kolay vazgeçmez. Eve musallat olan Mama, bundan sonra yeni yaşayacakları bu evde kızlara annelik yaparken bir yanda da ailenin başına bela olur. Korku filmi seyircisi masalsı anlatımı olan hayalet hikayeleri benimsese de yönetmen Mama'da sadece masalsı bir korku filmi olsun, izleyici korksun, dehşete düşsün diye düşünmemiş, aynı zamanda böylesine ürkütücü bir hayalete insani duygular da katarak filmi dramatik bir havaya sokmuş. Annelik içgülerini bir hayalet hikayesinin üzerine inşa etmek daha önce pek rastlamadığımız sıradışı bir fikir. “Mama” aslında geçmişinde yaşadıkları yüzünden kalbi kırık ve öfkeli bir varlık. Karşısına kulübede yaşayan başıboş iki kız çocuğu çıkınca kendisine acılarını dindirecek ve rahatlıkla annelik yapabilecek bir ortam yaratıyor. Yıllar sonra birileri çıkıp onun “çocuklarını” sahiplenmeye kalkınca da çılgına dönüyor. Filmin senaryosu son zamanlarda seyrettiğimiz birçok korku filminden daha özgün bir yapıya sahip. “Mama” henüz ilk sahnesinde seyirciyi avucunun içine alıyor ve doksan dakika boyunca bir daha bırakmıyor. Sinema sektöründe izlediğimiz çoğu korku filminde karşımıza çıkan, “ilk bir saat uzatılmış halde konuya giriş ve son kalan yirmi dakikada ise korkutan ögelerin serpiştirilmesi” klişesine bu filmde rastlamanız mümkün değil. Seyredeceğiniz son dakikaya kadar yönetmen size korkacağınızın garantisini baştan veriyor. Hayaletin koridorlarda dolaştığı ve duvarlarda gezindiği sahneler oldukça değişik bir kamera tekniği ile çekilmiş, öyle ki filmde üstünüze doğru gelen “Mama” ile her karşılaştığımızda ödümüz kopuyor. Mama’yı korkutucu gösteren unsurların başında filmi masalsı bir yapıya büründüren Gulliermo Del Toro’nun parmağı olduğunu şüphesiz. Filmdeki karakterleri canlandıran oyuncular tamamıyla filmle özleşmişler ve gerçekten başarılı performans sergiliyorlar. Önceleri rockçı, bencil, soğuk bir kadın olan daha sonra ise yardımsever bir anne rolüne bürünen Annabel karakterini oynayan Jessica Chastain’den tutun da ufak vahşi çocuk rolündeki Lilly’i canlandıran Nikolaj Coster-Waldau’ya kadar tüm oyuncular filmde harika bir iş çıkarmışlar. Mama, oyunculukların yanı sıra kostümden saç ve makyaja, hayaletin ürkütücü görselliğinden senaryonun işleyişine kadar her türlü takdiri hak eden, korku filmi seven her izleyicinin görmesi gereken ender yapımlardan biri.
1
1,116
orta karar bir film.sorun hikayenin çok yavan işlenişi.
0
1,117
fragmanlara aldanmayın cok vasat bir film aksyon yok denecek kadar az oyunculuk cast cok kötü +cekımler fena degıl ama yınede fılmı kurtarmıyor.konu bılındık ztn aşık peşinden koşan adam klasık-seyretmesenızde olur.
0
1,118
Senaristler, günümüz eğlence sinemasının, aranan ikilisi...
1
1,119
çook guzel bir animasyon yapanların ellerinden öpmek lazım walla
1
1,120
Senaryo muhteşem, görüntü muhteşem ve müzik muhteşem daha ne olsun...
1
1,121
Genel hatlarıyla baktığımda zaman zaman çoşan zaman zaman slovlaşan bir öykü vardı filmde...
0
1,122
En Iyi Kostüm Akademi Ödülü Phyllis Dalton En Iyi Sanat Yönetmeni Akademi Ödülü John BoxTerence MarshDario Simoni En Iyi Sinematografi Akademi Ödülü Freddie Young En Iyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü Robert Bolt En Iyi Film Müzigi Akademi Ödülü Maurice Jarre Aday gösterilme: En Iyi Yönetmen Akademi Ödülü David Lean En Iyi Yardimci Erkek Oyuncu Akademi Ödülü Tom Courtenay En Iyi Kurgu Akademi Ödülü Norman Savage En Iyi Film Akademi Ödülü Carlo Ponti En Iyi Ses Miksaji Akademi Ödülü A.W. WatkinsFranÖdül Kisi En Iyi Yabanci Yönetmen David Ödülü David Lean En Iyi Yabanci Yapim David Ödülü Carlo Ponti Altin Küre ödülleri [degistir]Ödül Kisi En Iyi Sinema Filmi Altin Küre Ödülü - Dram Sinema Dalinda En Iyi Aktör Altin Küre Ödülü - Drama Ömer Serif En Iyi Yönetmen Altin Küre Ödülü David Lean En Iyi Müzik Altin Küre Ödülü Maurice Jarre En Iyi Senaryo Altin Küre Ödülü Robert Bolt Aday gösterilme: Sinemanin Umut Veren Yeni Yüzü - Kadin Oyuncu klin Milton
1
1,123
Finali ile ters köşeye düşüren, sıkı bir gerilim...
1
1,124
ters köşeye yatmak bu olsa gerek... morgan freeman ın oynadığı her film izlenmeye kesinlikle değer... tavsiye ederim...iyi seyirler...
1
1,125
Genel olarak vasat bi film olsa da kötü bir film değildi. Süprizlerle dolu bu dava filmini gönül rahatlığı ile izleyebilirsiniz. 7/10
0
1,126
bence oldukça sürükleyici bi film.insan bu filmi izlerken sonunda ne olacağını keşfetmeye çalışıyo,yani kendi kafanızda senaryo yazıyosunuz ama film sizin beklediğiniz şekilde gelişmiyo.bence çok iyi bi film olmuş.hayatınıza biraz action katmak için bu filmi izlemenizi tavsiye ederim :)) zaten morgan freeman da başrol oyuncusu.bi filmden daha ne beklersiniz ki ;)))
1
1,127
www.didaktik.cjb.net KİSS THE GIRLS FİLMİNİ BEĞENMEMİŞTİM AMA BU FİLM ONA GÖRE FENA DEĞİLDİ. SANIRIM ASHLEY JUDD-MORGAN FREEMAN BİR FİLM DAHA ÇEKERSE DAHA DA BAŞARILI OLACAK, GİDİŞAT ONU GÖSTERİYOR.
0
1,128
film çok gusel hele o küçük rahip bittik ona arkadaslarla tabi robin williams olunca bi filmde gelde izleme gidin beyeneceksiniz
1
1,129
bu film zaten bu süreden fazlasını kaldıramazdı sonu güzeldi ne kadar beklesek de:)Williams’ın muzurlukları artısını biraz daha arttırıyor filmin ama başka da birşey yok 10/7
0
1,130
Bilindik bir romantik komedi olmasına rağmen bu filmi diğerlerinden ayıran özellik filmde Robin Williamsın bulunması filme ayrı bir komedi katmış...
0
1,131
izlediğim en gereksiz komedi filmlerinden biri çok sıkıcı tamamen vakit kaybı
0
1,132
film fena diil boş vaktiniz vrsa izleyebilirsnz..
0
1,133
Eğitimcilerin muhakkak izlemesi gereken bir yapıt.Klişe bir senaryosu yok.Ölü Ozanlar Derneğinden daha fazla beğendiğimi söyleyebilirim.
1
1,134
Film sizi birkaç noktadan yakalayabilir veya hiç sarmayabilir. Tamamen ilgi alanlarınıza bağlı diyelim. Aşk - bilimkurgu - fantastik üçlü saç ayağı üzerine kurulu dramatik bir hikaye. Eğer birazcık doğa bilimlerine yakınsanız, biraz felsefeyle ilgileniyorsanız, biraz inanç - bilim çekişmesi konuları sizi sarıyorsa ve bütün bunları ilişkiler üzerine sorgulamak istiyorsanız ilginizi çekecektir. Ama yok arabalar uçuşsun, zamanda yolculuklar yapılsın, uzaylılar gelip gitsin, insanların gözlerini çalsın felan gibi bişeyler arıyorsanız o zaman bulaşmayın. Sizi mutlu etmez.
1
1,135
Aslında film ateistleri yadırgamak adına yapılmış ve onlara ruh varlığını ıspatlamaya çalışmış bir film. Ama bir bakmışsın sapık bir fikir olan reakarnasyona sizi inandırmaya çalışıyor. Gerçek dışı bir kurgu elbet. Ancak senaryo güzel. Üstelik bilim adamı olmak demek "s*lak" olmayacağın anlamına gelmez demek der gibi bir mesaj veriyor insana.
0
1,136
Hiç sıkılmadan hatta eğlenerek izledim. Hayata dair ciddi mesajları da var ve bunları izlemden veriyor. Tavsiye ederim.
0
1,137
müthiş harika oLağanüstü bi fiLmdi!! zaten zace öLüorm xD 2 kez gittim fiLme müthiştiiii !!
1
1,138
Keşke 30 Olsam (13 Going On 30)ın tersi bir film denebilir. Hatta fazlasıyla öyle...
1
1,139
Bad Boys...Bad Boys Whatcha Gonna Do? :D Hem gülmek, hemde heyecan yaşamak isterseniz tavsiyemdir...Smith ile Lawrence’ın kimyaları harika...Smith bu filmle parladı diyebiliriz...Yan rollerede dikkat derim...
1
1,140
beyazperde.com da büyük değişim var sevindim yaptığım yorumdan sonra baya güzel olmuş en sevdiğim sinema sitesi:beyazperde.com
1
1,141
ben johnny depp varsa izlerim...ztn filmde güzel bir flmdi.halk düşmanları alice in wonderlandtan sonra buda tam bir üçlü.....
0
1,142
Konu sıradan kadro güzel meraklı bekleyiş...
0
1,143
Ya siz filmi izlemediniz herhalde ? yorumlarınız ve puan gercekten igrenc..Fakat film şahaneydi.Kimse buraya bakıp tereddüt etmesin film hakkında. ;) 7,8/10 (oyunculara puan verirsek 9,5/10) Tavsiye ederim,sonu da şaşırtıcı ve harikaydı.
1
1,144
Amaç eğlenmek ve hoş zaman geçirmekse amaca son derece uygun ama çok fazla beklentiye girilmemesi gerek. Mantık hatalarına ve "Bu nasıl oldu acaba!" sorularına takılmazsanız zevk alabilirsiniz.
0
1,145
Bittikten sonra bu muydu yani diyeceğiniz türden bir film.Oyuncular,mekanlar,çekimler çok iyi ama bişiyler eksik olmuş sonu da 20 dakikadan sonra tahmin ediliyor bilmiyorum ama bu oyuncularla çok daha iyi ve farklı bir film olabilirmiş.6/10
0
1,146
Şiddeti bütün boyutları ile ele alan, şiddetin anlatımında önemli bir basamak olmuş iyi bir film.
1
1,147
Bu dönemleri konu alan filmleri çok seviyorum özellikle baya baya sizi o dönemin içine cekiyor bu film ve sürükleyici olması cabası, filmde sürekli bir aksiyon hareketlilik mevcut oyunculuklarda gayet iyi ama birtek Jack black rolündeki Carl Denham gözüme battı hee oyunculuk iyi hakkını veriyor ama adamda üstüne yapışmış bir komedi filmi oyuncusu imajı olduğu için sanki ciddi bir filmde eğreti gibi duruyordu ama belkide filme biraz da olsa komedi unsurunu onun üzerinde vermeyi düşündüler sanırım
0
1,148
Filmin içinde adı geçen şahısları takip etmekte zorlansamda güzel filmdi...abartıldığı gibi cinsel içerikli terimler azdı ve bu konuda ekrana yansıtılan bir şey yoktu sadece bir grup gazetecinin olan olayları araştırması üzerine kurgulanmış...ilaveten filmin oscarlık olduğunu düşünmüyorum...alırsa şaşırırım...
0
1,149
Filmi güzel yapan işlediği konunun kusursuzluğu değil, gerçek olması. Böyle bir film çekilmesi gerçekten takdire şayan. Ancak kilisenin sus pus olayları izlemesi ve uzaktan bir kaç aracıyla işlere müdahale ediyor gibi görüntü verilmesi hiç gerçekçi olmamış. Böyle bir senaryo üst düzey görevlilerin de içinde bulunduğu onlarca şüphelilerin de olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, kilisenin etik olmayan başka müdahalelerine de yer vermeliydi.
1
1,150
Son derece etkileyici, bir politik taşlama filmi. Oy deposu olmaktan başka bir anlam ifade etmeyen seçmenler, seçmenlerin bu bilinçsizliğinden yararlanmaya çalışan politikacılar. Günümüzde de çok farklı değil tablo, biraz değişik şekillerde neredeyse aynı. Özellikle bizim gibi bilinçsiz seçmenin bol olduğu ülkelerde defalarca izlenmesi gereken bir film.Filmin mizahi boyutuda önemli diye düşünüyorum. Yerli yerinde yapılan espriler filme farklı bir güzellik katmış? Ayrıca James Stewart çok iyi bir oyunculuk çıkarmış, etkileyici bir performans.İdealler her zaman düşünüldüğü gibi olmuyor. Yaşanılan hayat bazen ideallerin önüne set çekiyor, ya da ideallerin yön değiştirmesine yol açıyor.Frank Capra bu filmde taşrada yaşanılan bazı sorunların, merkezde yankı bulmasını istemekte gibidir sanki. Ya da merkez ile çevre arasını bulma çabasındadır. Ama yine de ?Amerikan Rüyası? denilince ilk akla gelen yönetmenlerden olması, sanki samimiyetini zedeliyor. Fakat şöyle düşünürsek; hani demokrasiyi ve birtakım hakları onlar daha iyi biliyor ya o yüzden Capra'nın bunu irdelemesinde sorun yokYine filmde Klasik Amerikan sinemasının pürüzsüz anlatı yapısı dikkatleri çekiyor. Yer yer bu anlayış kırılsa da filmin geneline hakim. Yine de bu film Frank Capra sinemasında bir kopma ya da kopma demeyelim de bir değişimin habercisi. Daha da olgunlaşmaya doğru giden bir sinemanın habercisidir aynı zamanda.Daha sonra çekeceği mükemmel filmleri öncüllemesi yönüyle çok iyi bir film. Bunu da bir kenera bırakırsak, son derece iyi özenle yapılmış bir film.??Hepimiz tanrı kaldık, kimse mutluyum demesin??
1
1,151
Ustalardan Frank Capra nın, büyük politik taşlama başyapıtı.. Medyayı ve daha bir çok kurumu tekelinde tutan zengin bir adam ve onun destekçisi bir çok politikacıya karşı, bir kaç dürüst insanın mücadelesi.. Ve bu dürüst insanları temsil eden onurlu bir adamın doğrular uğruna nasıl devleştiğinin, büyük usta James Stewartın büyüleyici oyunculuğu eşliğinde gösterilişi.. Her haliyle kusursuz bu sinema şöleninini tüm sinema aşıklarına öneririm...
1
1,152
James Stewart'ı hep itici bulurdum ama bu filmle bir anda sevmeye başladım bu adamı...Görkemli bir politik taşlama, mutlaka izleyin...100/85
1
1,153
çocuklarla büyüyen ve kazanılan bir zaferin öyküsü 8/10
1
1,154
Senatoya seçilen genç ve idealist bay Smith'in bir takım yolsuzluklara karşı tek başına yaptığı direniş.Aslında senaryo açısından çok önemli bir yapım çünkü ülkemizde de bu tarz durumlar yaşandığı için hiç de yabancı gelmiyor anlatılanlar ve tek bir kişinin karşısında kendinden siyasal olarak kat be kat güçlü insanlara karşı verdiği mücadele de takdire şayan,kesinlikle izlenmesi gereken bir frank capra klasiği
1
1,155
- Paineler ve Smithler.. -John Ford'un ?İyi Amerikalı? olarak tanımladığı Frank Capra'nın yıllarca sokaklarda görebileceğimiz halkın içinden sökülüp alınmış gibi duran samimi ve idealist karakterlerin hikâyeleri, karamsar bir dönemde topluma umut ışıkları saçmıştı. Yönetmenin birçok filmi halen izleyene mutluluk hormonu salgılama eğilimini devam ettirmekte??Mr.Goest to Washington? Capra'nın o mutluluk ve neşe saçan filmlerden biri olmasa da umut dolu bir film. Film için Capra'nın eleştirilerini en sert biçimde yönelttiği filmi demek de mümkün. Hatta filmin gösterim tarihi, filmin yapım yılı II. Dünya Savaşı dönemine tekabül etmesinden dolayı ertelenmek istenmiş bazı çevreler tarafından. Karşımızdaki eleştiri oklarına işe bu kadar sert saplayan bir film!Washington; senatörün ölmesi üzerine yaklaşan seçimlere kadar geçici bir senatör atamak zorundadır. Kendi ve bazı dış güçlerin çıkarları doğrultusunda işleri yürüten devlet yöneticileri bu geçici senatörün işi pek bilmeyen, istedikleri gibi yönlendirecekleri bir kukla olmasını isterler. Çocukların sevdiği, dürüst, yaşadığı bölgede hatırı sayılı bir popülerliğe sahip izci Jefferson Smith yozlaşmış yöneticiler için aranan kan olur. Washington'dakiler içerisinde en iyi Amerikalı olduğu tartışılamaz bir gerçek olan, idealist Smith; başta medyanın sonraysa o -babasından dolayı- çok saygı duyduğu Paine ve diğer yöneticilerin gerçek yüzlerini görür. Washington'a ilk geldiğinde Capitol'e giderek Amerikan tarihinin önemli isimleri önünde düşündükleri ve sonrasında ise o anki yöneticilerin tutumu oldukça etkileyici bir anlar oluyor hikâyenin gidişatı düşünüldüğünde.Filmin ilk yarısı yozlaşmış Washington'u ve Smith'in senatoya girmesi sonrası buradaki düzeni anlamlandırmaya çalışmasını anlatıyor. Bu bölüm yer yer mizah duygusunun da öne çıktığı keyifle izlenebilen bir bölümken; Smith'in Sounders ile gelişen yakınlığından sonra saf ve dürüst -gerçek- bir Amerikalının Washington ile sert mücadelesini bir mahkeme filmi edasıyla uzun ve etkileyici bir sonuç bölümünde izliyoruz. Filmdeki hemen her karakter hikâyeye ve filmde anlatılmak istenene hizmet ediyor. Misal Joseph Harrison Paine; esasen iyi bir Amerikalıyken onu bu duruma getiren içerisinde bulunan sistemin, kişinin doğrularına uymasa da uzlaşmaya dayalı olmasıdır. Bunun yanında filmde çok görülmese de filmin alt metninde çok önemli bir rol oynayan Jim Taylor karakteri de tüm Washington'u yöneten dış güç olarak filmde yer alıyor. Daha sonra Smith'in en yakın dostu olan sekreter Sounders karakteri içerisinde bulunduğu yozlaşmayla Smith'in dürüstlüğünü ve diğerlerinden farkını ortaya çıkarmada büyük rol oynayan bir karakter olarak filmde mühim bir yerde bulunuyor.Dönemin parlayan yıldızı James Stewart filmle ilk Oscar adaylığını alırken kadrodaki diğer oyuncular da üst düzey performans sergiliyorlar. Dürüstlükle yozlaşmışlığın savaşı gibi duran Stewart'ın bolca ter döktüğü(Oyuncu gerçekten tüm hünerlerini sergilemiş) uzun mahkeme sahnesi filmin ve sinema tarihinin en unutulmaz sahnelerinden biri oluyor. Klasik dönem Amerikan sinemasının görsel dilini tam olarak kullanan Frank Capra mükemmel bir yönetim sergileyerek hem ustalık yönünde büyük bir adım atarken hem de ?Mr. Smith Goes to Washington'u halen güncelliğini koruyan, yapılmış en çarpıcı politik taşlamalardan biri yapıyor?
1
1,156
aksiyon sahneleri güzel. konusu güzel. izlemeye değer.... :D
1
1,157
Arkadaş! bn böyle cıvık- bn böyle içi boş, bn böyle dandik, bn böyle sıkıcı bn böyle yavaş, bn böyle ciddiyetsiz, bn böyle kötü film görmedim.. Para+zaman kaybı..Başka bişi değil..Sanat filmi görmesek yutturacaklar demekki..! Fellini artık yoksun, artık gözümde bir hiçsin, ztn hiçtin de..seni yönetmen yapanında..neyse..! Sekiz Buçuk 0/10
0
1,158
Bu filmden sonra ben de karar verdim ki Fellini benimd e yönetmenim değil.Fellini de tarzı da.Film 2 dalda Oscar almış ve farklı ülkelerden 108 yönetmenin oylarıyla sinema tarihinin en önemli 10 filmişnden biri seçilmiş.Öyle olduğundan şüphem yok, itirazım da yok.Şundan iyice emin oldum ki, gerçeklikle hayal aleminin birbirine karıştığı, fazlaca soyut filmler kesinlikle bana göre değil.Bu anlatım tarzından kesinlikle hoşlanmıyorum.Hoşlanmıyorum; çünkü sinemadan beklentimle alakalı bir durum.Ancak şahsi fikirlerim bir yana, arşivde bulunması gerektiğini düşündüğüm, uyuyakalmazsanız da izlemenizi tavsiye edeceğim bir film...
0
1,159
fellini bu filmi kendi hayatından, çektiği zorluklardan esinlenerek yapmış. Eğer gerçekten öyle ise o kadar sahte insanların içinde nasıl bu kadar güzel filmler çıkarmış şaşrtıcı doğrusu..tam bir usta olmalı
1
1,160
Bütün yorumları okudum, herşey çok güzel ama filmde özgünlük, anlatım tarzı hepsi bir yana filmde eksik birşeyler var, bu da bence ruh. Filmde ruh eksik, film sizi içine alamıyor, bir sonraki sahneyi merak ettirmiyor, yer yer sıkıyor, diyaloglar tekdüzeleşiyor,içi boşalıyor,hep fellini ve kadınların arasındaki tekdüze diyaloglara düşüyor. bence film fazla abartılıyor yada fellini ile dostluğumuz başlamadan bitiyor, üzülerek sadece 4 puan.
0
1,161
İlginç hikayesi ve harika görselliğine rağmen çok yavaş ve sıkıcı anlatımı, Ruhların Kaçışını anımsatan tuhaf sahneleri, arıza karakterleri ve bitmek bilmeyen abzürtlükleriyle çok kötü bir animasyon. Hayao Miyazakinin bitmek bilmeyen uçuk hayalgücünü sevenleri tatmin edebilir ama bunun dışında kalan %98 kısım için tam bir baş ağrısı Coraline'nın dünyası.
0
1,162
Animasyonları hep türkçe dublajla izlemek zorunda mıyız? sadece çocuklaiçin değil bu filmler
0
1,163
Eğer senaryo kitaba uygunsa animasyon olmasına kanıp da kesinlikle çocuklarınıza izletmeyin! Kitabı okuduğumda tüm çocukluk kabuslarım aklıma gelmişti... Yazarın hayal gücü inanılmaz geniş, izlemek için sabırsızlanıyorum.
0
1,164
Uzun bir aradan sonra Tolga Çevik in sinema ve tv ye dönüşüne bütünüyle çok güzeldi zevkle izledim.
1
1,165
Saskin bir asik izlemesi eglenceli gulumseten bir film:)
0
1,166
çok guzel bır fılm komedı deyılde daha cok duygusal ama izlenmesı gereken mukemmel bir fılm.
1
1,167
Arkadaşlar zevkler ve renkler farklıdır ancak bu fime çok güzeldi demek için henüz başka bir film izlememiş olmak gerekir. Pratik olarak sinemada Türk Filmi izlemeye karşıyım. Dvd halinde evde çay demleyip yayıla yayıla izlenecek basit yapımlar oluyor çünkü bizim filmlerimiz. Bu filme eşim Türk filmi sevdiği için gitmek zorunda kaldım. Hayatımda film arasında salonu terk ettiğim tek film oldu. Üstelik 4 kişiydik ve herkes aynı düşüncede idi... Komik değil. Heyecanlı değil. Konu yok. Müzik yok. Bom boşşşşş! Espriler 30 yıldır bilinen espriler. Büyük usta Kemal Sunalın 30 sene önce kaslı erkeğe rakip olup komik hallere düşen saf delikanlı olaylarını 2014te tekrar önümüze serip, zar zor kazandığımız emeğimize göz diken saçma sapan Türk Filmi yapımcılarını kınıyorum. Helal etmiyorum bilet paramı...
0
1,168
Mekan seçimleri ve sahneler olağanüstü. Sonlara doğru 2-3 dakikası çok gereksiz ama genel hatlarıyla izlenmesi gereken bir film. Hitman'i çekici yapan şey zaten aksiyonun dışında beyin oyunlarının da olmasıdır. Bu yüzden çok ilginç bilgiler ve "hadi canım" dedirten olaylara tanıklık edeceksiniz.
1
1,169
Kesinlikle seri devam etmeli ikinci filmi dört gözle bekliyorum. Bence Rupert Friend 47'nin hakkını vermiş.
1
1,170
2015 yılı yapımı olan en iyi aksiyon filmlerinden birisi. Hitman hayranlarının ve oyunu oynayanların beğenmemesini doğru karşılıyorum ancak oyunu ve diğer filmleri bir tarafa koyarak, bağımsız bir film olarak izlediğinizde beğeniyorsunuz. (En azından vakit kaybı olarak değerlendirmeyecek, çerezlik bir film izlemiş olacaksınız.) Dövüş, kovalamaca ve aksiyon sahnelerinin hatrına Hitman hayranlarının bile izleyeceği fakat yüksek beklenti ile izlenilmemesi gereken hoş bir film olmuş.
0
1,171
Çook süper bir film olmuş Hayatımda en çok güldüğüm film diyebilirim Izlemezsenız çook şey kaybedersiniz
1
1,172
ELEŞTİRİ DEĞİLDİR, Kesinlikle gitmenizi tavsiye ediyorum ilk dakikasından son dakikasına kadar mühtiş bir film olmuş. İkincisinin çekilmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
1
1,173
17 mart akşamı gitmiş olduğum.film arasını zor beklediğim kaçarçasına çıktığım komedi adına rezil ötesi film.
0
1,174
fantastik flim çok seyrettim ama bu kadar kahramanların az kullanıldığı bir flim seyretmemiştim.
0
1,175
güzel bir fantastik komedi . usaki
1
1,176
Bence Çok harika Bir Filmdi Ama Sonundaki Savaş Pek Savaş Tipi Değildi Ne Bileyim X-men 3 deki gibi bir son olsaydı daha güzel olurdu çoçuklar güçlerini çok az kullandılar pek maceracı değildi mesela collerin ordusu olabilirdi çoçuklar onlarla savaşabilirdi ama diğerleri güzeldi zoom 2 çıkarılabilir
0
1,177
Oyuncularının etkili performansı ve dokunaklı hikayesi ile insanı etkileyen güzel bir film olmuş. Fim hakkındaki yorumları okudum. Çok övgü almış ve beğenilmiş. Övgüleri biraz abartılı bulmuş olsam da yinede iyi bir film olduğunu söyleyebilirim.
1
1,178
Didier ve Elise, bir mağazada tanışırlar, ilk görüşte aşık olurlar ve evlenirler. Müzisyen olan Didier’in grubunda solistlik yapmaya başlayan Elise, bir süre sonra hamile kalır... Çocuk yapıp yapmama konusunda epey tartışan çiftin sonunda çocukları olur. Derken trajik bir şekilde kızları Maybelle hastalanıp bu dünyadan göçer. Çift, birbirlerini, kendilerini ve Tanrı’yı suçlamaya ve yargılamaya başlar... Bir şeyi suçladığımızda, yargıladığımızda, kendimizi o şeyden ayırıyoruzdur. Bunu fark ettiğimiz zaman, anlarız ki konu ne olursa olsun dualite, ayrılık, bölünmüşlük vardır. Tüm sıkıntıların temelinde, zihnin kendini tamamen bağımsız bir birey gibi görüp, kendini izole etmesi yatar. Zihin, bu dünyada ölmekten korktuğu için, devamlı bir güvence arayışındadır. Diğer tüm korkular, ölüm korkusundan türemiştir. Bu dünyada güvence bulamayan bakış açısı, kendine öbür dünya isimli bir hayal alemi yaratmıştır. Tüm dinlerin, öğretilerin özünden uzaklaşıp, kendini kurtaracak bir otorite yaratmıştır: Tanrı... Bu yarattığı sistemde bile bir çok ikilik vardır. Dideir’in seyircilerine yaptığı söylevde insanların korkudan Tanrı’yı yarattığını belirtirken, muhtemelen değiştirilmiş bir kavram haline gelen kendi dinini eleştirir: Devamı blogta...
1
1,179
yazık ki böylesi bir filme sadece 5 yorum yapılmış.gerçek sinemdan anlayanlar için muhteşem bir film. bir şey olsun diye bekleyenler spidermanı seyredebilirler ama sanat seyretmek istiyorsanız bu filmi izleyin.kentonun stevensonun elinden kitap almaya çalıştığı sahnede stevensonun kendini tutuşunu. aslında sevdiği kişinin aldığı evlenme teklifini umursamaz görünen stevensonun merdivende yıllanmış değerli şarap şişesini düşürüşünü.en çelik iradeli insanların bile duygular karşısına nasıl hata yaptığını. ve zaman geçip herşey geride kaldığında dünden kalanları izleyin.ama mutlaka izleyin.
0
1,180
Bence tam bir başyapıt. Kesinlikle izlemeden ölmeyin. İran'ın nasıl bu hale geldiği, gelebileceği, korkuları, tehlikeleri daha güzel, yalın ve direk anlatılamazdı.. Ve elbette Türkiye'nin de önümüzdeki 10 yılını gözler önüne sermiş. Tabii anlamak isteyene..
1
1,181
mira07 ye kesinlikle katılıyorm film bir başyapıt iran trajedisini harika bir şekilde gözler önüne getiriyor yani siyasete girmek istemiyorum ama işte akp hükümetide iran gibi bir ülke istiyor akp ci olmayanlara şunu derim bu filmi kesinlikle izleyin hatta akp cilerde izlesin türk sanatına ekonomisine büyük darbe vuran akp nin planları iştee bu filmdeki gibi olmak
0
1,182
Persepolis'in filmekimi galasındaki gösteriminden çıkarken bundan 10 yıl önce İstanbul Film Festivalinde ilk izlediğim İran filmi Ayneh 'Ayna' (1997) aynı duyguları taşıyordum. Yine bir kız çoğuyla özdeşleşip dünyayı, yaşamı sorguladım. La öptürtmeyin 'Lö Fransız İhtilalinizi', dünya tarihinin gördüğü en büyük devrim aslında 'İran Devrimidir' gibi bişii demiş Cengiz Çandar. Halbuki dünyadaki tüm sol aydınlar; kasım ayında kutladıkları! Lenin'in "Ekim Devriminin" hastasıdır.. Ankara'da Ekim Devrimini kutlayan Türk sol aydınlarına sormak lazım 'Gerçek bi ekim devrimi var mı?' diye. Ve cevabını vermek lazım, 'evet!.. 29 Ekim tarihli Atatürk'ün Cumhuriyeti ilan ettiği bi devrim var'... Persepolis, İran Devrimi ve sonrasını anlatıyor, hemi de Atatürk devrimine küçük bir övgüyle Filmi izlerken gurur duyduğum bir andır. Gölge Oyunu tarzında Şah "Atatürk gibi bir cumhuriyet kurmak istiyorum" der. İngiliz Subay Hacivat gibi kafasını çeler: "N'apacaksın Cumhuriyeti, gel sen Şah ol. Ülke sonsuza kadar senin olsun. Petrolünü de bize sat. Biz sana yardımcı olucaz." Filmde batı eleştirisi güzel, Batının doğuya bakış eleştirisi fena diil. Bunun dışında kızın hayal dünyası, bazı kavramları getirdiği tanımlamalar ve yaşadıkları animasyonu gayet neşeli izlememizi sağlıyor. Bruce Lee hayranlığına büyükannenin "ya bu Japonlar ya Godzillayla dövüşüyorlar ya da kendileriyle sıkılmadın mı" demesi komik. Zaten Büyükanne başlıbaşına şirin ötesi ve güzel nasihatleri var: "Kendine dürüst ol" Filmde en çok güldüğüm anlarsa: Güzel sanatlar akademisine giden Marji'nin yaşadıkları: Floransa'da orjinalinin karşısında uzun bi süre güldüğüm Botticelli'nin Venüs Doğuşu tablosu bir kere daha beni bu filmde koparttı. Derste gösterilen tablonun yarısından çoğu karalanarak sansürlenmiş. İnsan anatomisi çalıştıkları atölyede çıplak bir kadın yerine kara çarşaflı bi hatun koymaları ve Marji'nin: "Ne bu yaa sadece burnuna odaklanabiliyoruz" gibin bi eleştiri getirmesi. Marjinin hayali arkadaşı Allah ve Mark arasındaki diyaloglar da insanı güldürüyor. Allah göz süzerek "Püh .. Hıh hı tabi ki devrim" falan diyor. Kılavuzkarga yani dtcihangir
1
1,183
Film harika, ibret alınacak İran yakın tarihini bir kadının büyüme hikayesiyle paralel mükemmel anlatıyor. Animasyon olarak da çok başarılı, çizgiler böyle hüzünlü bir hikayede bile yer yer çok esprili olacak çok ustaca kullanılmış. Mutlaka görülmeli, DVD'si çıkar çıkmaz alınmalı.
1
1,184
özellikle bizim izlememiz gereken bir film, animasyon tekniği ve geçişleri çok başarılı. tüm bu yaşananların olay örgü ve kurgusu bu kadar güzel verilebilirdi, animasyon takipçileri bu filmi kaçırmasın:) ama animasyon izlemeyenlerde muhakkak izlesin.
1
1,185
Diyaloglardan çok görsel öğelerle anlatmış Reha Erdem anlatmak istediğini...Çocuk oyuncuların -oyunculuk tecrübeleri olmamasına rağmen- performansları görülmeye değer...Mutlaka izlenmesi gereken, gelecek günlerde uluslararası ödüller alması kuvvetle muhtemel bir Reha Erdem filmi...
1
1,186
harika bir film.. dondurmam gaymakla beraber bu yılın türk sineması adına müthiş filmi..
0
1,187
"Yüksek sinema örneği..." Bu filmin notu 10 üzerinden 10'dur.Aşağısı düşünülemez...
1
1,188
çok güzel bi filmdi tam bir köy halkının yaşamını anlatmış
1
1,189
Gayat komik ve eğlenceli bir film üzerinden on yıl geçmesine rağmen günümüz komedi filmlerinden aşağı kalır hiçbir yanı yok...
1
1,190
eh hadi gül ve hemen unut ikinci film daha iyi
0
1,191
farklı ve ilgi çekici bir konusu var.eddie murphy yine filme katacağını fazlasıyla katmış.televizyon gösterimşerinde izlemek isteyenler tereddtsüz izleyebilir.
0
1,192
Çok güzel bi yapım izlenmesi gereken bir film.. Her sahnesinde heyecan komiklil yaratıcılık var .. :)
1
1,193
filmi sinemada izledim.valla ne yalan söyliym ilkini çok beğenmiştim ama bu o kadar yani ilki kadar güzel değildi.yinede sandra için izlenir canım benim...
1
1,194
Filmi sinemadayken izlemiştim çok uzun zaman geçti üzerinden filmde olanların çoğunu hatırlamıyorum açıkçası ama beğenmiştim ve keyif alarak izlemiştim bunu hatırlıyorum.. :D
1
1,195
ya bu kadına hastayım nasıl bir insan türlü türlü kılığa hiç sana hissettirmeden bu kadar mükemmel bir şekilde girebilir aklım fikrim almıyor bir böle komedi filminde bir polis başka bir filmde ise kocası tarafından öldüresiye dövülmüş bir polis hepsinde ayrı bir yetenek gerçekten hiç abartmıyorum müthiş bişey her kılıfa rahatlıkla girebiliyor! benden bu kadar yeni yeteneklerini yeni filminde göreceğiz! fragmanı izledim çok hoş ve eğlenceli bir filme benziyor bence kaçırılmıyacaklar arasına girmeli!!! bence kaçırmayın!!! =))
0
1,196
küçükken hastası olduğum ve her tv gösterimini heyecanla tekrar tekrar izlediğim van damme ın belki de başyapıtı olan film...türünün en sağlam örneklerinden,sanırım izlemeyen çok az kişi kalmıştır çünkü en az bi 350kez gösterdiler tv de :D
1
1,197
Jean caude van damme'nin en iyi filmi. Dövüş sahneleri gerçekten mükemmel ama bence Enter the dragon ( bruce lee ) den sonra en iyi dövüş filmi. Lee'yi kimse geçemez...
1
1,198
Çok kaliteli ve seyir zevki yüksek Van Damme nin sıradışı filmlerinden bi tanesi film dövüş sahneleriyle göze çok iyi hitap ediyor yalnız filmde Türk dedikleri dünyadanmıydı bilemiyorum bence filmin en büyük handikapı bize göre tabi sonuç itibariyle izlenmeye değer iyi bir film...
1
1,199
hanekenin her filminde buluşan yer de var uzağında olan yer de... ve bu yerlerde konaklamak her zaman güçtür. funny games benim henekeyle ilk tanışmamdı. sinemadan sinirle çıkmış, n'apacağımı şaşırmıştım. algılayamamıştım daha... sonra da unuttum filmi... ve bir hafta sonra kafama bir şey düşmüştü sanki. sokakta yürüyemiyor, insanlarla konuşamıyordum. her şey beni dayanılmaz korkutuyordu. öfkelendim... çok öfkelendim... işte bütün bunların ardından hanekeye sımsıkı sarıldım. funny games çok ama çok iyi bir filmdi... belirtmeden geçemeyeceğim: susanne lothar'a lütfen dikkat. hatta bulursanız, ben de uçan süpürge kadın filmleri festivali'nde izlemiştim, küçük melek adlı filmini mutlaka ama mutlaka izleyin. muhteşem bir oyunculşuğa tanık olacaksınız...
1