Unnamed: 0
int64 0
16.6k
| Sentence
stringlengths 1
13.7k
| Sentiment
int64 0
1
|
---|---|---|
12,600 |
Atıf Yılmaz'ın ilk filmi de iyi değildi. Ama bu çok daha kötü birde Yeşim Salkım festival filmi yaptık demiş :)
| 0 |
12,601 |
Altın Portakalı sonuna kadar haketmiş harika bir film. Genco Erkala rol inanılmaz yakışmış. Filmi sıkıldığı için çok kötü bulan ve Hollywood sinemalarıyla kıyaslayan kişilerin sinema bilgisini gülerek okudum. Kendi ülkesinin sinemasına güvenmeyen ve bunu takdir etmeyen zihniyet geri kalmaya herzaman mahkumdur.
| 1 |
12,602 |
fılmın sonuna kadar bu adam ne yapacakda zengın olacak dıye bekledım. filmin ismiyle fılm arasında hıc bır bağlantı bulamadım.10/4
| 0 |
12,603 |
valla konu saglam ama sınema oldugu ıcın sanat adına asırı yavas...normal bır gundelık hayatı ızlenebılır kılmak asıl basarı... begenmedım 15 dklık fılmı 1.5 saate yaydıgı ııcn yonetmene tebrıkler..fazla sıkıcı...ama oyunculuklar sahane
| 0 |
12,604 |
güzel ve eğlenceli izlenebilir kıvamda ama Marvel Comics tarafından yapılsaydı seyir keyfi daha yüksek bir film olabilirdi diye içimden de geçmedi değil. Bu arada film Rusya'da 18 yaş altına yasaklanmış diye bir haber okudum uçurum sahnelerinin acaba bu yasakta bir etkisi olabilir mi? Bilemiyorum. Velhasıl izlenmeye değer 7/10
| 0 |
12,605 |
Kitabın ruhunu filme yansıtmayı başaran Garth Jennings ne yazık ki büyük patlamayı yaratamıyor ve eğlenceyi yeterince şenlikli hale getiremiyor. .Genel olarak başarılı dense de ne yazık ki film içimizeişleyip bizi tutup sürükleyemiyor. Adeta sentetik duran ortam ve karakterler kitaptaki hissiyatı yansıtamıyor ve genel Adams görüşünü yansıtamıyor. Eğlenceli zaman geçirmeyi vaadetse de nefis manzaraları ve itinalı görsel efektleri yetmiyor film bir yerlerde tökezliyor. Akıl dolu, farklı anlatıma sahip ve eğlenceli bir 'ironi' sunan galaksi rehberi, evensel sorularla dalga geçen, fazla derine dalmadan absürd paylamalarla seyirciyi çeken ancak ne yazık ki kalıcı olayacak, fakat birkesmin her zaman ayrı tutacağı bir filme dönüşüyor. Türün meraklılarına önerirken diğer filmseverlere farklı birfilm olacağını ancak sevenler ve seveyenler diye onları ikiye böleceğini de açık açık bağıran film merak uyandıran duruşuyla izleyiciyi seyre çağırıyor. Meraknızı giderin ve gülümsemelerinizi hazırlayın, dünya yokoluyor ama sakın panik yapmayın!
| 1 |
12,606 |
siyah bir ortam , senaryoda bazi agirliklar var , sadece bir kere görmelik
| 0 |
12,607 |
Film fazla karanlik , iç karartici bir film
| 0 |
12,608 |
bildiğim kadarıyla uzun bir süre sahnelenene bir tiyatro oyunun sinemaya uyarlanmış bir film.little voice'un oyunculuğunu gerçekten çok beğendim.
| 0 |
12,609 |
klişe bi romantik komedi filmi çok fazla söze gerek bile yok artık boşuna para veripde izlemeyin televizyonda çıkarsa ve canım sıkılıyorsa belki tercih ederim okadar.
| 0 |
12,610 |
1960lar Michelangelo Antonioninin altın çağıydı..1960-1969 döneminde yönettiği 5 film:Macera (Lavventura-1960),Gece(La notte-1961),Batan Güneş(Leclisse-1962),Kızıl Çöl(Red Desert-1964)ve Cinayeti Gördüm (Blow Up-1966), 7.sanatın başyapıtları arasına girecek üst düzey çalışmalardı.Büyük İtalyan sinemacının Batan Güneş adlı filmi aynı zamanda yukarıda bahsettiğim kendisinden önce gelenilk iki filmi tamamlar ve üçlemenin son halkasını oluşturur..Üçlemenin ilk iki filminde oynayan usta oyuncuMonica Vittinin ve bir diğer usta oyuncu Alain Delonun müthiş performansları,sağlam senaryo,unutulmaz sahneler ve Antonioninin her zamanki sıradaşı yönetmenlik vizyonu ile birleşip bu filmi 1960ların en dikkat çekici ve güzelfilmlerinden birisi haline getirmiştir.Batan Güneş, Cannes Film Festivalinde jüri özel ödülünü kazanmıştır.Bp puanım:10/10
| 1 |
12,611 |
Adele öyküsü oldukça ilginç bir hikayeye dayanıyor. Hikayenin merkezinde yer alan Adele büyük bir tutkuyla aşkının (aşkın tanımı üzerine uzun bir tartışmaya neden olabilir) peşinden gider. Yaşadıklarını birer birer günlüğünün sayfalarına şifreli olarak yazmıştır. O aramızdan ayrıldığında hikayesi bilinmemekteydi. Amerikalı Frances Vernor Guille tarafından Adele'nin günlüğü keşfedilir. Günlüğün çözümlenmesi sonucu tarihin en ilginç hikayelerinden birisi ortaya çıkar. Frances çozümlediği günlüğü "The Journal of Adele Hugo" ismiyle yayımlar. 1969 yılınca Vahşi Çocuk filminin montajını yapan Truffaut bu kitabı okuyunca hikayeden oldukça etkilenir. Günlüklerde gördüğü tutkuyu kimlik mücadelesi çizgisinde senaryolaştıracaktır. Bu süreç 6 yılda 6 farklı senaryonun türemesine neden olur. Nihayet 1975 yılında film tamamlanır. Adele H.'nin babası bütün dünyanın yakından tanıdığı Victor Hugo'dur. Victor Hugo'nun ruh çağırma şeklinde geçen bir davetinde Adele genç bir İngiliz subayı Albert Pinson ile tanışır. Kısa süre içerisinde bu İngiliz subayı Adele'nin gözlerini büyüler. Albert aynı duygular içerisinde değildir. Bu birlikteliği büyük çeyiz parasını düşünerek de başlatmış olabilir. Adele bu genç subayla nişanlandığını söylemektedir. ( Bunu ispat edecek bir kanıt bulunamamıştır.) Adele aşkıyla evliliği düşünürken Albert Halifax'ta ki yeni birliğine katılarak Adele'den uzaklara gider. Manş denizi geçerek askının peşinde geçirilecek bir 16 yıl Adele'yi beklemektedir. Adele İngiliz Subayı peşinde 16 yıl geçirdikten sonra akıl sağlığını neredeyse kaybetmiştir. En son Barbados'ta aşkının peşindan koşarken köle bir siyahi kadın tarafından ikna edilir. Victor Hugo bunu anlatırken "Hayatıma giren tek siyah" olarak anlatmıştır. Kızını bir yol bularak Sanatoryuma yatırır. 40 yıl burada kalır ve 1915 yılında 85 yaşında hayata veda eder. Adele'nin bu saplantılı öyküsü insan doğasının kusurlu yanının simgeleşmiş şekli midir? Bu tartışılır ama kesin olan bir şey vardır ki o da tutkunun alev alev bir insanı yakabileceğidir. Film bittikten sonra bu hikayeyi her açıdan ele aldığımda hata yapan bir genç kızdan daha çok saplantılı tutkunun bunları bir insana yaptıracağına karar verdim. François Truffaut'un filme neden bu isimi koyduğuna gelecek olursak. bu durumu şöyle açıklıyor. Adele, Victor Hugo'nun ikinci kızıdır. Asıl gözdesi adele'nin ablası Leopoldine'dir. Ablası trajik bir olayla boğularak hayatını kaybeder. Aşkının peşinde Manş denizine açılırken kimliğini sürekli değiştirir. Hugo adından gurur duyduğu kadar aynı zamanda bu ad onda oldukça kötü zamanları çağrıştırmaktadır. Filmde Truffaut bunun üzerine fazlasıyla gidecektir. O Truffaut'un gözünde kimliğini kaybeden Adele H. 'dir. Truffaut'un bu isim seçimi oldukça doğrudur. Hatta filmin başrol oyuncusu Isabelle Adjani'ye Isabelle A. diye hitap etmiştir. Truffaut için bu film ikinci günlük uyarlamasıdır. İlki Vahşi Çocuk filmidir. Bence ikisinde de hikayeyi iyi bir şekilde senaryolaştırmıştır. Her ikisinde de başrol oyuncusunu doğru seçmiştir. Isabelle Adjani'yi 17 yaşında izlemiş ve ona ilk başrolünü bu filmler vermiştir. Bir oyuncunun kendini geliştirmesini görmeyi de oldukça seven Truffaut bu filmde Adjani ile sorunsuz çalışmıştır. Adjani'nin prova almasına izin vermeden sahneleri bir kere de çekmiştir. Filmde eleştireceğim en temel konu bu. Filmin hikayesinde bir acelecilik var bence. Sanki bu ada hayatından bir an önce kurtulmak ister gibi. Hikaye'nin finale yakın bölümlerinde bu durum daha hissedilir olmuştur. Filmin süresi biraz daha uzatılabilir ya da gereksiz bölümlerin yerine (Truffaut'un bir İngiliz subayı olarak göründüğü anlamsız sahne gibi) Adele'nin yolculuğu daha dramatik işlenebilirdi. Truffaut bilerek bunu yapmadığını söyler bu hikayede seyirciyi ağlatmanın işin kolayı olduğunu belirterek bu histen kaçar. Bilemiyorum bu seçim ne kadar doğrudur. Ben Truffaut'un kaçındığı dramatikliği görmek isterdim. Ya da günümüz sineması bu duygusal demagojiye beni fazlasıyla alıştırdı. Isabella Adjani bu filmin Amerika'da dağıltılmasıyla şöhret basamaklarını hızla tırmanacaktır. Filmde onun duru güzelliğini fark etmemek mümkün değildi. Hatta İngiliz subayının Adele'ye verdiği tepkiyi biraz anlamsızlaştıran bir güzelliği filmde oynatmanın riskini de Truffaut düşünmüş müdür? bilemiyorum. Okuduğum röportajlarında bu durumla ilgili bir yorumu bulunmamakta.
| 0 |
12,612 |
kötü kötü kötü bu sitede ilk yorumum ve güzel bir şeyler yazmak isterdim ama film senaryosu, bir kaçı dışında oyuncuları, gidişatı, finaliyle yani her şeyiyle kötü. filme para verseydim daha çok üzülürdüm. inanın televizyonda çıksa 15 dakikadan fazla vaktimi ayırmazdım. lütfen gitmeyin. gitmeyin ki kötü bir iş çıkarttıklarını anlasınlar. son olarak sanatsal bir şeyler varda ben mi göremedim dedim ama kritiğinde de olumsuz şeyler yazıyor. yani vaktinizi boşa harcamayın...
| 0 |
12,613 |
ben filmi seyretmedim. paşan -merve aşk üçgeni her gün magazinde reklam var ama filme gelince fiyasko. demek ki bu tür magazinler filme gitmeyi sürüklemiyormuş. sevgili yapaımcı kardeşim ben de basit bir senaryoyu filme çekmek istiyorum. sen bu filmi kaça mal ettin ve kaç para zarar ettin . açıklarsan çok sevinirim.
| 0 |
12,614 |
Türk sinemasında değişiklik isteyenlerin bence biraz kafalarını değiştirmesi lazım.İzlenilen filmler ne ile kıyaslanıyor gerçekten merak ediyorum...Belli ki gişe beklentisi olmayan, düşük bütçeli bir film...Eee beklenti ne o zaman ? Biraz emeğe saygı, Lütfen !Ben filmi neredeyse 1 yıl sonra izlediğim için pişmanım.Oldukça samimi ve sempatik bir film...Uzun süredir aynı film içinde hem kahkaha atıp hem gözyaşı dökmemiştim.İyi oldu izlediğim...Özlemişim çünkü bu duyguyu...Valla eleştiren eleştirsin, beğenmeyen beğenmesin.Ben arşivime çoktan kattım ve bu filmin arşivimde olmasından da oldukça mutluyum...9/10 veriyorum ve bunu da içtenlikle yapıyorum...Bravo...
| 1 |
12,615 |
Keyifli bir filmdi...
| 1 |
12,616 |
Gerçekten çok hoş bir romantik komedi..Uzun zaman olmuştu bu filmi izleyeli ama geçen gün yeniden izledim ve aynı tadı aldım..Herkese tavsiye ederim.İkili hatta üçlü:)) ilişkileri çok güzel ele almışlar...
| 1 |
12,617 |
Eğlenceli bir film. Başlarda biraz durgun gitsede son yarım saatte kendini kurtarnış. Tim Allen dışında da çok iyi oyunculuk yok gibi. (Kiralık katillerin timsah taraftarlarının arasına düşmesi gerçekten çok komikti.)
| 0 |
12,618 |
gayet de güzeldi film! eğlenceliydi..zooeynin o ağır oyunculuğuna bayıldığım için çok iyiydi bence bu filmdeki hali.. tanıdığımız yüzler vardı,izlenmesini tavsiye ederim..fritos sevgisinden başı dönen bir tip ve niyeyse hep tv ye denk gelen kurşun filmin süper ayrıntılarıydı..
| 0 |
12,619 |
Herkesin beğeneceği tarzda bir komedi değil.Bazılarına basit gelebilir konu ve bunu anlayışla karşılıyorum.Eğer 'Big Lebowski' yi izlemişseniz ve onun 'sonsuz geyik' felsefesini sevdiyseniz bu film de size göre diyebilirim.Filmde konu bütünlüğü hiç yok.Baştan sona geyik bir konu etrafında geçiyor film.Diyaloglar komik.Çünkü konu zaten mantık dışı...Ben sıkı bir 'Big Lebowski' hayranı olarak bu filme de yarıla yarıla güldüm...Tavsiye edilir...9/10
| 1 |
12,620 |
Müthiş, zekice işlenmiş ve senaryosunda boşluk olmayan harika bir film. Tempo hiç düşmüyor. Bu filmin bu kadar fazla kopyayla vizyona girmesine de çok sevindim 😍
| 1 |
12,621 |
Şiddet sahneleri içermesine rağmen dünyaya demokrasi ihraç edenlerin medeniyet ve uygarlık düzeylerini görmek bakımından izlenebilir. Ne çok heyecanlı ne de çok sıkıcı...
| 0 |
12,622 |
senaryo ne olursa olsun Chris Rock varken bu film kaçmaz.kesinlikle zevkli bi yapım olacaktır...
| 1 |
12,623 |
harika bir film..
| 0 |
12,624 |
volver den sonra.. 3 yıl aradan sonra.. yine almodovar ve penelope karşımızda..filmin başlangıcı epey hoşuma gitti.. acaba? sorusu hep akıllarda kalıyor. taa ki 'hee aslında böyleymiş olay' diyene kadar. filme kör bir amcamızla başlıyoruz.. ve yardımcısı.. adı Tamar Novas mış çocuğun.. o görünüyor arada.. ahh ah eskiden antonio banderas alırdı genç erkek oyuncu rolünü almodovar filmlerinde.. e tabi yeni yüzler keşvetmeyi sever almodovar amcam.. neyse 15-20. dk da penelope göz alıcı güzelliği ve almodovar ın uygun gördüğü kıyafetleriyle karşımıza çıkıyor ve büyülüyor bizi.. filmin konusu illa ki kadın pisikolojisi olucak biliyoruz.. bekliyoruz almodovar amca nerden vurucak diye bizi.. derkenn hoop bir telefon.. 'aaa öylemiymiş!!!' penelope ağlıyor.. biz de ağlıyorz.. o gülüyor biz de gülüyoruz.. volver de filmin ortasına yakındı kırılma noktası bu filmde biraz daha sona yakın konmuş.. ama 'neden?' sorusunun detaylarına oldukça hoş inilmiş.. yanlız sonunda havada kalan bir nokta oldu.. hani kadının adama söylemesi gereken birşey.. söyleyemeden bitti yahu film.. filmi izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.. 7/10
| 1 |
12,625 |
Biraz temposu düşük bir film. Çoğu insanın izlerken sıkılacağını düşünüyorum ama ben sıkılmadım, çok da beğendim filmi açıkçası. Almodovar yine yüz üstü bırakmıyor izleyenlerini.
| 1 |
12,626 |
penelope hayranı olarak sabırsızlıkla bekliyorum...
| 1 |
12,627 |
ve beğenmediğim en önemli detay bir kurt adam olması.Metafiziki varlıklar,iblisler ve ruhlar yanında kurt adamı hiç yakıştıramadım.
| 0 |
12,628 |
Filmin konusu çok iyi beğenerek izlediğim bir seri, yalnız son filmin sonu berbat bitti. Daha zorlayıcı bir son beklerdim şahsen o kadar çok ruhlu eşyaya dokunuldu ki bir tek anabelin dolabının kapanması bütün hayaletleri kovmamalıydı. Ed ve karısı gelip uğraşmalıdı. Şahsen judy nin annesinin onun zor bir durumda olduğunu hissedip gelmemesi de ayrıca bir komik! Her neyse bu seriye yakışacak bir son olmadığı kesin.
| 0 |
12,629 |
Hayatımdan 1 saat 46 dk çalındı 9 lirami geri verin berbat komedi filmi dahs korkunç paramı verin valla ya 1 saat 46 dk da neler yapılırdı herkes aniriyor
| 0 |
12,630 |
Öncelikle serinin sonuncu filmini izlerken sinemada çıt çıkarmayan izleyiciye teşekkür ederim. Film genel anlamda sessizdi. Öyle ki yan salondaki John Wick filminin silah sesleri bile duyuldu. Film Beklentimi altında ve karanlık ortamda geçse de hayranlarını hayal kırıklığına uğratmacak türden. İyi seyirler.
| 1 |
12,631 |
ilk dikkatimi çeken adamların aşırı yaşlanması oldu ilk filmden pek bir şey anlamasam da yinede iyi gitmiş ve sağlam final yapmıştı dönüş filmi çok sıkıcıydı yani olmasa daha iyi olur tabi çok kötü değil bundan daha kötüsü de var fazla basit bir senaryosu vardı klasik intikam almak isteyen eski bir arkadaşı öldürmek istiyor bu yüzden beğenmedim çünkü daha iyi olabilir ve geliştirile bilirdi
| 0 |
12,632 |
fragmana bakarak dedıgım tek sey berbat. kadro ıyıde ıkı unıversıtelı kafadarın elıne kamerayı alıp arkadaslarıyle bır komedı fılmı cekmesı gıbı bısey olmus. bence bos vaktı degerlendırmek ıcın ızlenebılecek bır fılm.
| 0 |
12,633 |
Filmin mesaji fazla net olmasa da sürükleyici bir film olmus
| 0 |
12,634 | 1 |
|
12,635 |
Elestirmenlerin filme hakkettiginden az puan verdigini dusunuyorum. Seyir zevki oldukca yuksekti ve 1980-1990 arasi genc olanlarin iyi nostalji yapma sansi var. Muzikler , giyimler , ambians 1980 li yillari iyi yansitmis. Ana kadin karakter disi john wick gibi. Filmin yonetmeni silahli mucadele sahnelerinde john wick'den esinlenmis. Filmde cinsellik ve asiri siddet ogeleri oldugundan aileye uygun degil . Casusluk filmi oldugundan bir cok yerde sasirtmaca yapmaya calismislar ve bunuda seyircinin merak duygusunu ust sekilde tutacak sekildr ekrana yansitmislar.
| 0 |
12,636 |
Bagimsiz filmler kategorisinde kesinlikle basarili bir film, emegi gecen herkese sonsuz tesekkurler, basarilar dilerim.
| 1 |
12,637 |
İzlemekten keyif alabiliceğiniz günümüz bağimsiz sinemaya gönül veren arkadaşlar için ders niteliğinde bir film.
| 1 |
12,638 |
Standart, sıkıcı bir film beklerken karşıma hiç sıkılmadan izlediğim, inanılmaz komik, eğlenceli bir film çıktı. Tahmin edilebilir bir yol hikayesi olduğunu düşünmüştüm. Ama insani duyguları öne çıkaran, sevgi dolu, çok keyifli bir film. Tabi ki oyunculukların da çok başarılı olduğunu söylemeden geçmek haksızlık olur. Kesinlikle izlenmeli.
| 1 |
12,639 |
hakatten bir sinema filminden çok bir üniversite tez i gibiydi.Ama haluk piyes in oyunculuğu görülmeye değer.Ve gerçekci bir film. 10/7
| 0 |
12,640 |
Gercekten orjinal bi konu fakat gercek bi korku izlemek isteyenlerin tercih etmemesi gerek... Vasat ama yine de güzel bi filmdi..
| 0 |
12,641 |
doktorların,özellikle de konumlarından dolayı bu tür canilikere çok kolay hedef olduğunu çok güzel dile getirmişler.nedense işin içine tıp girince daha bi gizemli geliyo filmler ne de olsa konu insan vücudu.ilginç bi konu ve bunun avantajını kullananrak çok ii iş çıkamrış oyunculara benden 8;)ii seyirler
| 1 |
12,642 |
film bence çok iyi ama niye bu kadar az kişi izlemiş
| 0 |
12,643 |
Yılmaz Güney"e dair bir şeyler söyleyen bir filmi izlememek olmazdı.. ben de önyargılarla gittim.. önyargılarım da değişmedi ama pişman da olmadım.. Erden Kıralın hala tamamlayamadığı hesaplaşmasından kaynaklanan sinemasal olana yaklaşımında eksikler, atlamalar, vb.. ama en büyük atlamayı başlangıçta, rol dağıtımında yapmış kanımca.. yani Yılmaz Güney rolünü Halil Ergün'e verirken..
| 0 |
12,644 |
İlk suspiria ile alakası yok ama görselliği harika oyunculuklarda güzel 152 dakika hiç sıkılmadım Tilda swinton çok iyiydi atmosferde iyiydi
| 1 |
12,645 |
Şimdilik izleyemediğim için eleştiride bulunamıyor ve puan veremiyorum.Ancak fazla beklenti,hayalkırıklığı yapıyor bunu biliyorum.O nedenle bu kez beklentimi düşük tutacağım.
| 0 |
12,646 |
Yeni hicbirsey yok,uzaylilar usaya saldirir yine kahraman pilotlar,baskan,deli doktor ilk bolum zaten narkoz etkisi aman ha paraniz cepte kalsin
| 0 |
12,647 |
Sonu da basit ve bana GODZİLLA yı anımstı.
| 0 |
12,648 |
Filmin eleştirisinde bulunan Sayın Banu Bozdemir'e filmin özensizliği ve yetersizliği yönünden tamamen katılıyorum; yalnız Osman Ağa'nın mücadelesinin yerel bölgede sınırlı kaldığı ve ölümünde bunun da pay oluşturduğu kanısına katılamayacağım, her ne kadar mücadelesine yerelde başlamış olsa da diğer çeteciler gibi düzenli orduya karşı çıkmış bir lider olmamakla birlikte yarbay unvanı ile kendi oluşturduğu 42. ve 47. gönüllü alayları ile Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruz'da savaşmış, ATATÜRK'ün ve TBMM'nin güvenliği için Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesi kurmuş, İstiklal Madalyası sahibi bir kahramandır. İnfazının sebebi resmi olarak Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Beyin Öldürülmesi olarak kayıtlara geçse de Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı bu zor dönemde zamanın ölümünü emrettiği bir devrim kurbanı ve şehididir. Bir günah keçisi gerekiyordu ve aynı zamanda devletin sadece Giresun değil Doğu Karadeniz Bölgesinde asıl nüfuz sahibi olabilmesi için Gazi Osman Ağanın ortadan kalkması gerekiyordu bu da üzeri küllenen bu olayla sağlandı.Her ne kadar ölümü zamanın haklı bir gerekliliği olsa da halen bile öldürülme şekline ve naaşına yapılan muameleyi hazmedememişimdir. Çalışmalarından dolayı kutladığım bu saygın sitenin başarılarının devamını dilerim.
| 0 |
12,649 |
filmi iki defa cnbc-e'de seyretmiştim..genellikle yaz aylarında veriyolar..güzel film..tam kült..7/10
| 1 |
12,650 |
ben liseye başladığım ilk yıl edgar a.poe’in ingilizce olarak bu kitabını okutmuşlardı.şahsen ben filmi izlemeye hazırlanırken çok heyecanlıydım çünkü kitabı gerçekten çok ürkütücüydü...filmin çekildiği yılın verdiği şartlardan olsa gerek ki film o kadar beni etkilemedi ama yine de izlemenizi tavsiye ederim filmin sahip olduğu atmosfer gerçekten izlerken biraz sıkıyor...7/10
| 0 |
12,651 |
Konu güzel ama bence vasat bi film olmuş. Sıkılarak izledim.
| 0 |
12,652 |
Altin Portakal'dan bol ödülle dönerek olay yaratan Zenne'yi izledim geçenlerde. Benim bildigim zenne, kirsal kesimde, tasrada ya da gelenegin yasatildigi kesimlerde açik havada düzenlenen dügün dernekte göbegini kalçasini kullanarak dans eden erkeklerdir. Filmde ise zenne algisi, escinsel kulüplerde seksi danslar yapan erkekler. Oryantalist bakis filmi öyle hakimiyeti altina almis ki Yönetmen olarak Caner Alper ve Mehmet Binay gibi Türk isimlerini görünce insan sasiriyor. Filmdeki Alman fotografçi Daniel (Giovanni Arvaneh) filmi yazmis, yönetmis olsaydi, bunca oryantalist ögeyi anlayabilirdik. Film, escinsel oldugu için babasi tarafindan öldürülen Ahmet Yildiz'in gerçek hikayesi; ama filmin yapimcilari herhangi bir ana konuda bir türlü karar kilamamis ve ortaya sonuç haliyle odaksiz, iyi islenmemis, anlatacak çok seyi olmasi nedeniyle soluksuz kalmis vasat bir film. Oturdugum yerden Vasat gibi bir yafta yapistirirken içim acimasina engel olamiyorum; çünkü bir filmi bir araya getirmenin ne kadar çok özveri, emek, para ve umut oldugunu biliyorum. Zennelik yapan Can (Kerem Can) oyunculuguyla görselligi iyi birlestirmis, Dogulu muhafazakar ailenin Istanbul'da yasayan ogullari üniversite ögrencisi Ahmet (Erkan Avci) rolüyle inandirici. Buna karsin filmin ismi Zenne olmasina karsin, Can'in degil, daha çok Ahmet'in hikayesi var. Belki Zenne’de Can ile Daniel’in iliskisi odaga konulsaydi filmin dallari budaklari biraz olsun toparlanabilirdi. Can, Teyzesi Sükran (Jale Arikan) ve teyzesinin sevgilisiyle birlikte yasadigi ev, keyifli, canli. Diger bir yan hikaye olan Can’in zarif annesi Sevgi (Tilbe Saran) ve askerlik sirasinda çatismalara girmesi sebebiyle ruh saglini kaybetmis abisinin hikayesinde baska bir film mi izliyorum diye süpheye düsüyor insan. Ahmet'in annesi Kezban karakteri trajikomik, üstelik de korku filmi kaçkini. Bunda oyuncusundan ziyade yönetmenlerde bir hata aranabilir sanirim; çünkü Rüçhan Çaliskur’a verilen rol bu ise, rolünü iyi yaptigi su götürmez. Yine de Kezban karakteri daha uzun süre kabuslarimda pesimi birakmayacak. Bu kadar yumusak bir babanin, üstelik de kendisi de gizli escinsel olan birinin oglunu ayni nedenle öldürmesini Can ve Ahmet’in arkadasligini anlamak kadar zor. Diger bir yan hikaye, Daniel’in Afgansitan’da fotograf çekerken bir sekilde ölümlerine sebep oldugu çocuklar nedeniyle duydugu suçluluk. Odaksizligini, zennenin dans ettigi etkileyici görselligi bir yana koydugunuzda genel itibariyle çakma bir Ferzan Özpetek filminin içinde kaybolmus gibi bu filmi hayretle izleyeceginize süphe yok. Yabanci bir fotografçinin ana rollerden birini üstlendigi oryantalist bir filmde gözler Istanbul gibi nefes kesici bir sehrin görselligini ariyor. Hamam’daki gibi. Zenne, tek bir filme sigmayacak kadar çok anlatacak konusu olan iyi niyetlerle yapilmis ama maalesef iyi kotarilamamis daginik bir film… ImdB puaninin 7,3/10, beyazperde puaninin ise 1,5/10 olmasi filmin seyirci kitlesinin de Batili oldugunu gösteriyor sanirim.
| 0 |
12,653 |
sanat yönetmenligi bir kere harika. müzikler kusursuz. biraz kopuk gibi gelen kafa yorucu bir konusu var aslinda siradan gibi giden ama asla sikmayan. buradan erkeklere tavsiyem sakin sakin önyargiyla yaklasip gitmemezlik yapmayin ben de bir erkek arkadasimla gittim çünkü o da baya sövdü bana filme girerken çiktiginda imdb'den 9 verecegini söyledi yani sonuçta önyargi yapmayin. sahsen ben 10 verdim bile.eksikleri tabi ki vardi ama artilari eksilerini örttü diyebilirim. itiraf etmem gerekirse son 20 dakika da hüngür sakir agladim. ve su an dvd'sini bekliyorum hayatimda 2.ye dvd satin alacagim.
| 1 |
12,654 |
Filmin fragmanını birçok yerde izledim ve çok etkilendim. Diğer filmleri eleştirmek çok hoşuma gitmesede bu filmin birçok insan için daha ön planda olması gerektiğini düşünüyorum. Bazı şeyler gazeteden, makalelerden, köşe yazılarından takip edilmekle eksik kalabiliyor. Bu yüzden artık yalan üzerine kurulu düşüncelerden sıyrılıp gerçeklerin bire bir kendisini görmek gerekli bence. Umarım yüksek oranda izlenerek hak ettiği değeri alır.
| 1 |
12,655 |
Çok etkileyici. Yasemin Alkaya takdire şayan bir iş çıkarmış. Bir belgeselin vizyona girmesi çok umut verici ama o kadar az salonda oynuyor ve o kadar az seyrediliyor ki üzülmemek elde değil. Seyircinin defalarca benzerlerini ya da neredeyse aynılarını izlediği filmlerden çoktan sıkılmış olması ve bu tür değişik yapımları tercih etmesi gerektiğini düşünüyorum.
| 1 |
12,656 |
teknık kusurlar sınemasal yetersızlıge ragmen...konu ve gercekcılık cok guzeldi..tabıkı gercekcı ve yapmacıksız anlatım cok onemlıydı...ınsanlardan mıdemızın bulanması gerektıgını anlamamızı sagladı... bu tıp ınsanlara tecavuz edenler ıcımızde...demekkı allah korkusu bambaska bırsey..bugun dını yanlıs yorumlayanlar bırazcık allah sevgısı tasısalar bence boyle rezıllıkler yasamayacaz...o kardeslere gercekten bakılırdı..devlet kısı bası 500 verıyor galıba.2 kardes yanına alsaydı sonra cocuklarıda buyumus...bılmıyom ama allah korusun...ınsan anne baba degerı bılsın..tabı allahda duzgun aıle nasıp etsın..muzık berbattı fılmde..ama gercek hayat cok ıyı yansıtılmıs.bu fılm gercekse o cocuklar nasıl rahat yuruyecek okulda??ınsallah basları belaya gırmez ozellıkle okulda...9 verdım
| 1 |
12,657 |
Bu belgesel film, sosyal devletin görevleri nelerdir sorusunu insanın yüzüne tokat gibi çarpan gerçek bir hayat hikayesi. Anne ve babasını kaybeden 3 köz kardeşin çaresizliği, kimsesizliği, oradan oraya sürüklenişi... Böyle olmamalıydı; iki şizofren kardeş sokakta kalmamalı, polis tarafından dövülmemeli, bekçi tarafından tecavüze uğramamalıydı. Bütün bunlar yaşanırken ülkece 3 maymunu oynamamalıydık. 2 çocuk annesi elif, mecburiyetten pavyonda çalışmak zorunda kalmamalı, alkolik kocası tarafından dövülmemeliydi. Elif pavyon hayatı için şu sözleri söylerken: ''bu dünya, sizin yaşadığınız dünyadan çok daha net ve temizdir. Bu dünyada kimse kendini gizlemez, neyse odur. hayatta herkes bir şekilde senden yararlanmak ister; burada hiç olmazsa bunu açıkça dile getirirler.''; patronu: ''bu işin vicdanı yok'' dememeliydi. Dedim ya; böyle olmamalıydı. Elif: ''bırakın bazı devlet kurumlarının ilgilenemeyiz demesini, ben kardeşlerime bakarım desem bile, onları vermemek için çırpınsam bile gerçek bir devletin, bu koşullarda bakamazsın deyip kardeşlerimi zorla elimden alması gerekirdi." diyerek devletten çok şey mi beklemiş oluyor? Sosyal devlet: ekonomik ve toplumsal yönden vatandaşlarının tümüyle ilgilenen, onların yaşam düzeyi ve sosyal güvenliği gibi konularda gereken önlemi alan devlettir. Anayasaya göre sosyal devlet olması gereken ülkemizde ise sosyal hizmet anlayışı ve uygulamaları hâlâ gelişmemiştir. Şu soruyu hepimiz kendimize soralım; eğer elif isveç vatandaşı olsaydı başına bunlar gelir miydi?
| 1 |
12,658 |
Yumurta filminden sonra izledim Meleğin Düşüşünü. Eğer bir film yönetirsem bu başyapıttan esintiler olacak Muhteşem..
| 0 |
12,659 |
Film, bildik bir hikayenin, bilip de bilmezden gelinen, söylenemeyen, anlatılamayan karanlık bir hikayenin başarılı bir anlatımı. Hikaye, senaryo karanlık, anlatım da konuya uygun olmuş. Filmde güneş hiç yok. Bulanık mekanlarda, bulanık havalarda çekilmiş film. Ayrıntılara çalışılmış. Sarı ipli makara, tutunma, tutunamama, kopuş, düşüş, ölümle gelen ve ölümle giden bavul imge/metaforlarıyla zenginleşmiş film. Tülin Özeni çok başarılı buldum. Tepkisiz, içine kapanık, ürkek. Özellikle yüzü ile çok şeyi anlatabiliyor. Film hakkında yorum yazan kişilerle ilgili not düşmeden geçmek olmayacak. Sinema, sadece eğlendirmez, güldürmez, cips, kuruyemiş, bira eşliğinde vakit geçirme aracı değildir. Bazen toplumda bilinen, fısıl fısıl fısıldanan kimsenin dile alamadığı ancak diline doladığı olayları, zamanları, insanları, insan müsveddelerini, mekanları yansıtır, görür,gösterir. Meleğin Düşüşü, senaryo itibariyle tutarlı ve tanıdık. Filmin temposu ile konusu arasında bir bağ var mutlaka. Yönetmen bu konuyu böyle anlatmayı tercih etmiş. Başka bir yönetmen de başka bir açıdan bakar, anlatır. Bu film, bu bakımdan tutarlı ve başarılı. Bir o kadar da etkileyici ve güçlü bir film.
| 1 |
12,660 |
Filmin açılış sekansında Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nce idam cezasına çarptırılmış ilk mahkum olma özelliğini taşıyan kişinin cezasının “amatörce” infaz edilişine tanık oluyoruz. Böylece taze bir modern ulus-devlet biçimi örgütlenmeyi gerçekleştirerek kapitalist sisteme tam olarak eklemlenmeyi amaç edinen Bölgesel Yönetim, bir vatandaşının hayatına bütün meşru otoritesini kullanarak büyük bir heyecan ile son vererek bir devletin en iyi bildiği eylemi, öldürme eylemini ilk kez kendi yasalarıyla belirlediği biçimde uygulamış oluyor. Devleti temsilen infazda bulunan ama Hakim-Molla-Doktor kutsal üçlüsünün aksine olan biteni heyecan değil dehşet dolu gözlerle izleyen eski bir peşmerge olan polis memuru Baran ise infazın ardından, devletinin özgürlükler aleyhine attığı adımlara tepki olarak görevinden istifa eder. Fakat 15 yaşından beri Saddam rejimine karşı Kürdistan halklarının özgürlüğü için savaşan Baran, çok geçmeden başka bir işte faydalı olamayacağını anlayarak devletin “özgürlük” umutlarını “henüz” tam anlamıyla fethetmediği bir bölgeye tayin olma şartıyla polisliğe geri dönecektir. Fakat Baran’in, kapitalizmin insanı her bir yanından görünmez zincirlere boğan ve bir başına mücadele edilmesi imkansız olan karmaşık yapısından kaçarken, feodal bağların son derece güçlü olduğu ve yerel halkın sömürüsünün Aziz Ağa isimli bir aşiret ağası tarafından sistematikleştirilerek örf ve adet kisvesiyle gerçekleştirildiği bir sınır köyüne geldiğini fark etmesi uzun sürmeyecektir. Öte yandan Baran’ın dışında yine onun gibi özgürlük için mücadele eden Gorend isimli bir kadın öğretmen de köy okulunda görevlendirilir. Yerel halka dilediğince ve çok çeşitli biçimlerde zulmeden Aziz Ağa ise statükonun kendi aleyhine değişiminin habercisi olan bu iki idealist gençten kurtulabilmek adına pek çok erdemsiz yol arayacaktır. Aziz Ağa’nın bu savaşı yalnızca yeni ile eskinin veya doğu ile batının veya kapitalizmle feodalizmin savaşı değildir. Aziz Ağa’nın savaşı bir erk ve erkeklik savaşı; kadın düşmanlığının ve kadın bedeni üzerinde tecavüzcü erkek zihniyetinin kurduğu tahakkümün devamının savaşıdır. Dolayısıyla Aziz Ağa ile girişilecek olan bir mücadele, cinsel devrimin gerçekleşmediği ve gerçekleşmesinin hafife alınamayacak bir mücadele gerektirdiği topraklarda, neredeyse her erkeğin zımni kabulunun olduğu bir erkeklik sözleşmesinin fesih edilmesi için verilen bir kadın mücadelesi anlamına gelecektir. Baran da peşmerge kimliği ile uğruna savaştığı, insanın toplumsal veya cinsel kimliğe bakılmaksızın tamamen özgür olduğu bir Kürdistan hayalini, devletin muhafazakarlaştıran ve statükoya esir eden biçimlerinden korunarak kaybetmemeyi başaracak ve Aziz Ağa’ya karşı gerçekleştirilen mücadelenin tüm imkanlarıyla bir parçası olacaktır.
| 1 |
12,661 |
Bu filmde gerçeğin ta kendisi en özgün haliyle yansıtılmıştır istanbul film festivalinde izledim ve çok beğendim evet bir sanat filmidir ama sürükleyici ve verdiği mesajlarla amerikanın yaptığı zulümle kaçakçıların yaptığı zulümle ilgili çok doğru tespitlerle bizleri bilgilendiriyor. Mutlaka izleyin pişman olmayacaksınız.
| 1 |
12,662 |
açıkcası ben filmin sonundan hiçbir şey anlamadım.anlayan olurda beni aydınlatırsa çok sevinirim.
| 0 |
12,663 |
"Nilüfer rüzgarda salınmaz.Biliyorsun durgun suda yetişir." İnsan ve insanın alçaklığı üzerine çok temel sorular soran bir film...Neden hala bazı şeyleri aşamıyoruz? Neden sürekli yalan söylüyoruz? Neden bu kadar kindarız?...Bu sorulardan birkaçı.Genel anlamda bir cevapta alıyoruz aslında.Cevabı kaçırmamak için karakterlerimizin caz dinlemeye gittikleri sahne öbeğini iyi izlemenizi öneririm. Her zaman yazıyorum,yine yazacağım...Sözkonusu bir sanat filmiyse iyi oyunculuklar,iyi sekanslar zaten sıradan kalıyor.Filmi öne taşıyanlar ise özgün senaryo,inandırıcılık ve belki biraz da provokeye kaçmadan politik bir duruş sergilenmesi.Sonuncu maddeyi filmde göremediğimden puanı 4 oldu.Eğer Ankara-İstanbul'da yaşıyorsanız mutlaka izlemelisiniz.Şimdiden iyi seyirler...
| 1 |
12,664 |
izleyin derim ben ok beendim:D
| 1 |
12,665 |
İçeriğin biçimin gölgesinde kaldığı ya da daha doğru bir deyişle estetize edilen savaş sahneleri ve görselliğin zayıf içeriği saklamak amacıyla da kullanıldığı fantastik bir western.Senaryonun altı boş,komedi zamanlaması sorunlu,geçişler kopuk.Kendini fazla ciddiye almış.
| 0 |
12,666 |
...Ne ki, şayet filmi bu haliyle kabullenebilirseniz ilkinden çok daha iyi, en azından daha eğlenceli bir film bulacaksınız demektir. Eğer böyle bir hikaye kendisini ciddiye alan bir filme dönüştürülse idi sonuç büyük bir hüsran olurdu zaten. Üstelik tıpkı ilk filmdeki gibi yoğun göndermeler Død snø 2’de de devam ediyor. Dr. Strangelove (Dr. Garipaşk,1964)’dan Star Wars (Yıldız Savaşları, 1977)’a hatta Titanic (Titanik, 1997)’e kadar ince göndermeler görmek kuşkusuz sinefillere yönetmenin göz kırpma yöntemi ve filmi birden çok kez izleme gerekçesi bazen de. Yönetmen Tommy Wirkola’nın dumur eden mizah anlayışıysa bu denli yoğun mizah beklemeyenler tarafından bile affedilmesine yetecek kadar etkin. Bir zombiye suni tenefüs yapma gafletinde bulunmak, başka bir zombiden evcil hayvan yapmak, yarı-zombi yarı-insan olabilmek gibi ayrıksı fikirlerle dolu bir film neticede Død snø 2. Ve her mizah denemesinin altında gerçek bir korku filmi severinin olduğunu anlamak hayli kolay...
| 0 |
12,667 |
Film boyunca çok eğlendik. Açıkçası ben ilk filmden daha çok beğendim. Küçükleri eğlendirirken büyükleri güldüren her yaştan kitleye hitap eden muhteşem bir yapım
| 1 |
12,668 |
sanatla alakası yok diyen kesime inat 2-3 kere daha izlenmesi gerekir. belki bazı şeyler daha net görülür.bu sinema filmi, ticari bir film değil. bağımsız amerikan filmi. aileler arası ilişkileri, gençlerin tepkilerini, marjinal tarafları, baba-oğul sorunsalını, cinnet geçirmeyi, ruhsal sıkıntıları bu kadar cesur ve tarafsız anlatabilecek başka bir film varsa çıksın desinki ahan budur. yok böyle bir film. izleyen üzerinde sert etkiler bırakması filmin güzelliği zaten. sahneler olabildiğince doğal ve gerçek. kamera açılarına kadar gayet özenle çekilmiş bir film olduğu belli. böyle doğal bir filmde, evli kızın başka bir oğlanla basıldığı seks sahnesinde pantolon mu gösterecekti? yastıkta koysalar mıydı? olabildiğince cinsel fantaziyi ve eğilimi tertemiz ve çırılçıplak bir biçimde sergilemiş yönetmen. burda amaç seks sahnelerini izletmek değilki olayın özünü kavrayabilmek. kızın kocası dindar ve kendinden en az 20 yaş büyük, kız bunu bir türlü kabullenememiş ve yaşıtıyla sevişiyor. bu sahnede koca kapıdan giriyor ve içeri dalıyor. işte olay burda başlıyor. verilen tepki ve sonuçları...düşünülmesi gereken bu. daha önce kaç kişi bu hedefle izlediki bu filmi. 31 çekiyormuşta falan filan. ordaki olayda şu: oğlan abazanlıktan ölüyor. psikolojik bunalıma girmiş ailesini doğramadan birkaç saat önce kapıyı kapatıyor. boğazına ipi bağlayıp kapının koluna geçiriyor. fantaziye bak, sonra tenis maçı açıyor. gerisi malum.film baştan sona dram. alkolik babalar, kayakçı gençler, seks, mastürbasyon ve gençlerin yozlaşmış hayatı.her şey açık ve seçik.
| 1 |
12,669 |
Hafta sonunu geçirmek için izlenebilir.Bu tür filmlerde tanıdık olmayan birini tanışılan ilk dakikada arkadaş diye güvenip peşinden karanlık yerlere gidilmesi artık saçma ve basit geliyor.Ayrıca konusu tanıdık.Bu tür konulu daha öncede bir film gösterime girmişti.
| 0 |
12,670 |
2. dünya savaşını konu alan ama yahudi gözünden değil almanyadaki mağdurların gözünden anlatılan bir film. Hemen hemen her filmde yahudi propagandası yapılan 2. dünya savaşı filmlerin aksine sadece yahudilere değil savaş her zaman kadın ve çocukları etkiler mesajı aldığım film. Teknik kısmına gelirsek; kamera kulanımı amatör kameraman çekimi gibi devamlı titreyen ve bi müddet sonra baş ağrısı yapıyor, çok durgun her sahesi adeta bi slow motion. sıkıcı, duyguyu tam verememiş, oyunculukları vasatın altında pek tavsiye etmediğim film...
| 0 |
12,671 |
Zorlama bir senaryo ve zorlama replikler. Özellikle hiç hazzetmediğim İlker Ayrık filmin en aksayan oyuncusuydu. Konuşma tarzı çok antipatik. Anlamadığım torpili falanmı var. Filmde resmen paylaşılamayan erkek rolünde. Ne alaka? Çünkü onu gören cinsellikten soğur. Hımbıl hımbıl ve devamlı gaz çıkaran birini hangi dişi kişisi beğenir acaba. Algı Eke'ye yazık olmuş. Senaristlerimize naçizane tavsiyem; mantıksız ve anlamsız bir cümle dahi kurarsanız filminizin inandırıcılığını yok edersiniz. Burada da 10 sene deli gibi birbirlerini seven çift fakat evlenmiyorlar. İzleyici sormazmı neden? Türk insanı etik değerler açısından bu kadar aşağılardamı yada aşağıya çekilme adına bu tarz filmler bilinçaltına empoze edilmeye çalışılıyor. Oya Aydoğan özellikle rol karakteri dahil extra gereksiz bir oyuncuydu. Yok efemm çocuğumun kimden olduğunu bilmiyom Japon'da olabilir. Kenya'lıda olabilir. İlker'in erkek arkadaşları her gün ayrı bir zamparalığın peşinde zaten. Bu komedi hiç değil olsa olsa kepazelik. Kendi çevrelerindeki aile ve arkadaş yapısı muhtemelen böyledir fakat Türk toplumunun azami çoğunluğu çok şükür böyle değil. Zaten 120 kopya ile gösterime girip o kadar reklama rağmen 50 bin izleyicide kaldılar. Film arasında çıkacaktım bu şerefe nail olamadım. Çünkü uyumuşum.
| 0 |
12,672 |
Vakit geçirmek için iyi bir alternatif. Çok bir beklenti olmadan önyargısız seyredilebilecek eğlencelik bir film.
| 0 |
12,673 |
kadro filmin hakkını vermiş,film muhteşem olmuş.
| 0 |
12,674 |
Tanışmalarının merkezinde raslantı bulunan görünürde hiçbir ortak noktası olmayan buna ragmen hayatlarında büyük degişimlere yol açan iki kişinin dostlukları geliştikçe; mizah ve dostluk üzerine kurulan hikayede seyircideki etkisini arttırıyor.Bu görünürde sade filmdeki,dostluk ve kader bagı,özlem ve pişmanlık,tercihlerin yaşam üzerindeki degişimlerini bünyesinde eriten bu sevgi yüklü sürpriz sahnelerle süslü ve oyunculuk resitali sunan sıkı bir seyirlik.
| 1 |
12,675 |
Mutlaka izlenmesi gereken bir film...:)
| 1 |
12,676 |
filmin tek güzelliği vıp salonda olmasıydı :)
| 0 |
12,677 |
film dvd de izlenebilir bir film film izlerken öyle bakakaldım sanki evin salonundayım ve ne zaman reklam girecek mutfaktan su alayım der gibi tv film havası var bence 10/3
| 0 |
12,678 |
konusu itlbariyle sosyal bir sıkıntıya temas etse de vasati bir derecede kalmış 2,5/5
| 0 |
12,679 |
Filmden beklentilerim daha fazlaydı. Duygusal olarak bir etkileşim yakalayamadım. Yine de vakit geçirmek için izlenebilir.
| 0 |
12,680 |
Kesinlikle yazan film özetiyle bir alakası olarak 5 yaşındaki oğlunu kaybeden Ali diyor özetinde ama çocuk yaşı öldürdünüz anlamadım.Özeti okuyan konulu aşk filmi sanı alakası yok.Sıkıcı bir film.
| 0 |
12,681 |
"Logan Lucky, kısaca işlerinde dibe vurmuş olan iki kardeşin, yaşanacak büyük NASCAR yarışı sırasında bir soygun gerçekleştirmeye çalışmasını, bunu yapmak için de bir takım oluşturmalarına odaklanıyor. 4 yıl önce çevirdiği Side Effects filminden beri emekliye ayrılmış olan Steven Soderbergh, Logan Lucky ile yönetmenlik koltuğuna geri dönüyor. Ve çok iyi bir geri dönüş yaptığını söyleyebilirim. Çünkü Soderbergh, bilindik bir Hollywood filmine sahip olabilecek konuları olabilecek en sanatsal ve sade şekilde işlemeyi başaran bir yönetmen. Soderbergh'ün bundan önce çektiği, en genel kitleye hitap eden filmi Ocean's 11'dı. Ve Logan Lucky de tıpkı Ocean's 11 gibi bir soygun filmi, sadece daha sade. Mesela Ocean's 11'ı izlerken ekrana Brad Pitt veya Matt Damon gibi oyuncular çıkınca; "Aa, işte Brad Pitt, vay Matt Damon da buradaymış" diyorduk. Logan Lucky'nin oyuncu kadrosu da en az Ocean's 11 kadar geniş fakat bu filmi izlerken "Daniel Craig de geldi işte, Channing Tatum da bu filmdeymiş" gibi bir tepki göstermiyorsunuz. Çünkü bu filmdeki oyuncuların ekrana ilk çıkışı "bana bakın, ben ünlü bir oyuncuyum ve bu filmdeyim" gibi değil de, olabilecek en sade şekilde olmuş. Ve herkes karakterine çok hakim olduğundan filmi sırf bu ünlü oyuncular olduğu için değil, karakterlere ve duruma karşı olan ilginizden izliyorsunuz. Oyuncular demişken, bu filmdeki herkese bayıldım. Çünkü kimse bir karakteri canlandırmaya çalışan bir aktörmüş gibi hissettirmedi. Filmde benim için ön plana çıkan oyuncular ise posterdeki ana dörtlü Channing Tatum, Riley Keough, Adam Driver ve özellikle de Daniel Craig'di. Hatta sadece onlar için değil de filmdeki herkes için konuşursak, herkesin aksanı çok gerçekçiydi, bütün kişilikler çok farklıydı ve genel anlamda herkesi izlemek çok keyifliydi. Ayrıca yönetmen Soderbergh'ü de takdir etmek istiyorum çünkü gerçekte Logan Lucky, böyle bilindik bir soygun hikayesine ve böyle geniş bir kadroya sahip olduğu için dev Hollywood stüdyoları bu filmin dağıtımcılığını yapmak istemiş. Soderbergh de bunun filmin havasını ve sade içeriğini yok edeceğini düşünerek kendi başına bir dağıtımcı stüdyosu açmış ve filmi kendi istediği gibi hazırlamış. Çok da iyi yapmış çünkü filmi izlerken Soderbergh'ün yönetmenlik imzası açıkça görülüyor. Zeki diyaloglar, birbirine çok uç olan karakterler ve bilindik bir hikayeyi farklı bir açıdan görmek. Bu sayede Logan Lucky, bu yazın en farklı ve en eğlenceli filmlerinden birisi haline geliyor. Film ile ilgili çok büyük sorunlarım yok ama birkaç tane ufak var. Bazı sahnelerde hikaye biraz karışabiliyor ve bu yüzden soygun planında tam olarak nelerin döndüğünü kaçırabiliyorsunuz. Ayrıca filmin süresi yaklaşık 5-10 dakika kadar kısaltılabilirdi. Bunun dışında ise filmi sadece iyi buldum. Filmde çok kötü bir şey olduğundan değil, aksine bahsedilecek aşırı iyi bir şey olmayan bir film. Eleştirmenlerin bahsettiği kadar bir komedi başyapıtı olmasa da Logan Lucky, gerçekten de keyifli bir seyirlik sunan bir iş. Hikayesinin biraz düz bir şekilde ilerlemesine rağmen zekice yazılmış diyaloglar, başarılı espriler, mükemmel oyunculuklar ve Soderbergh'ün yönetmenlik imzası bu sıradan filmi daha eğlenceli bir hale getirmiş. Eğer boş vaktiniz varsa kesinlikle bir göz atmanızı tavsiye ederim. Böyle boş bir yaz sezonunun sonunda harika bir alternatif olmuş. İyi seyirler. FİLMİN İYİ YANLARI: + Daniel Craig başta olmak üzere bütün oyuncu kadrosunun harika oyunculukları. + Soderbergh'ün sade ama sıkmayan yönetmenliği. + Zekice yazılmış diyaloglar, komik şakalar. FİLMİN KÖTÜ YANLARI: - Hikayenin bazen biraz karışması ve filmi olduğundan biraz daha uzun hissettirmesi. - Filmdeki harika şeylere rağmen senaryonun biraz sıradan hissettirmesi. TOPLAM PUAN: 7.2/10
| 0 |
12,682 |
Yani diyebilirim.Ama şu beyefendi hazretlerii canlandıran oyuncu filmin kalitesini oyunculuk anlamında düşürmüş.Böyle iyi bir senaryoda daha iyi isimlerle çalışılması gerekiyor.Tabiki buradada çok iyi isimler vardı..
| 0 |
12,683 |
Madem 2013 re-make 'i var bir hatırlatma yapalım dedim ve izledim. Filmin 2013 Leonarda DiCaprio 'lu olanını ilk izledim. Ardından özel sebeblerden kitap okuma özürlü olduğumdan birde bu ilk filmi izleyim dedim, nede olsa Robert Redford ve Mia Farrow ile izlemek de ayrıcaktı ki ilk izlediğimden aklımda çok ta birşey kalamaış yıllar geçmişti. İkikide izlemişim 2 filmi birden ahh birde kitabını sağlam bir çeviriyle ki okusaymışım. Aslında buraya mı yazsam yoksa 2013 olan versiyonuna 2 filmiyle bir karmançorman ortaya karışık yazayım. Birde küçük bir kaçamak yapıp kitap özetini okuyum bu arada. Filme aslında daha yüksek puan vermem lazım idi, çünkü zamanındaki çekim şartları vs düşünüldüğünde bence daha fazla puanı hakediyor. Fakat o kadar usta oyuncuların olduğu bu 1974 yapımı filmde mi yoksa 2013 deki usta oyuncuların olduğu filmde kitaba daha sadık kalınmış anlamak zor. 2sindede farklı anlatımlar var doğal olarak ki, bence daha güzel olmuş. kitaba tam bir satırısatırına bağlılık ta çok hoş olmuyor bazen. Ama 2 filmdede can alıcı kitaptan alıntı dialogların aynı olduğunu farkediyorsunuz hemenceccik. Şu özetide okuyum ve 2 filmi bir kıyaslıyım yada 2013 olanında daha ayrıntılı yazayım.
| 0 |
12,684 |
Sabırsızlıkla bekliyorum.
| 1 |
12,685 |
kesinlikle bende dört gözle bekliyorum ne zaman vizyona girecek ya
| 1 |
12,686 |
Gösterime bugün girdiği için akşam seyredeceğim. Ama çok ilginç fragmanı var. Duyumlarım çok güzel bir film olduğu yolunda.
| 1 |
12,687 |
Derviş Zaimin Türk Sinemasına ayrı bir tat,ayrı bir hava kattığnı düşünüyorum. Filmi izlerken gurur duydum. Mekan kullanımından tutunda seneryonun işleyişine kadar herşey oldukça güzel başarılı. Kendisini kutluyorum ve artık olgunluk dönemine geçtiğini düşünüyorum Zaimin...
| 1 |
12,688 |
Sessiz sedasız yaptıkları vizyonlar ve gerçekten hüsran gişeleriyle Kar Korsanları Ana Yurdu Toz Bezi ve Saklı 2.kez vizyondalar! Tümünü seyretme niyetindeyim ve ilk tercihim Kar Korsanları oldu.1980 yılındaki Kars'ı perspektif farklarıyla seyredebileceğiniz film sanki söyleyeceği çok şey varmışta hepsini birbirine karıştırmış gibi.Söz konusu bir sanat filmiyse oyunculukların sekansların muhteşemliği sıradan bir şey zaten.Kar Korsanları umut vaat eden bir hikaye.Umarım yönetmenin daha pek çok filmini izleriz.İyi seyirler!
| 0 |
12,689 |
bende anlamadım neden 11 e 10 kala oldugunu sadece fılmın bı bolumunde saate gordum okadar bıde sureklı ıssız adam fılmdekı gıbı 5 dakkada hersseyı ozetlıcekmıs gıbı bekledm olmadı ama fılm gercekten ıcıne cekıo ınsanııı nejat ısler kendını gosstermısssss..
| 0 |
12,690 |
güzel bir kadro güzel bir komedi filmi. gerard depardieu da öğretmen filmlerini çok seviyor. Isabelle Adjani ise özlemiştik.
| 0 |
12,691 |
ben özel gösterimde izledim ama sinemaya para verilerek gidilcek bir film değil pazar sabahları tv de yaynılanan 2. kalite filmlere benziyo megazekaya gidin derim
| 0 |
12,692 |
Çocukluğumuzda izlediğimiz tipik Yogi çizgi filminin film versiyonu. Herşey aynı ve güzel. Çocukluğum geldi aklıma.
| 0 |
12,693 |
Filmin İzmirde gösterime girmesini bekliyor ve çok merak ediyorum.
| 0 |
12,694 |
jeff bridges mükemmel bir perfomans sergilemiş...aynı şekilde maggie g. da...çok sağlam bir oyunculuk var filmde...ama aynı şey senaryo için söylenemez bence...çok kilişe barındıran ama güzel olmayı başaran bir film...geçen senenin the wrestle ı deninior konu-yönetim olarak the wrestler çok daha iyi ama oyunculuk için bir şey söylemek çok zor...jeff bridges a böyle cool tipler çok yakışıor big lebowskidede böyle bir karakteri oynamıştı ve harikalar yaratmıştı...bu filmdede yaşlı bir country sanatçısı portresini çok güzel çizmiş...jeff e altın küre geiren ve çok çok büyük bir ihtimalle oscar getirecek perfomansını izlemek için bile izlenmeli bence...maggie g. da son yılların patlama yapan oyuncularından burdada harika oynamış...konu sığ ve klişe kalmış biraz...the wrestler da öyledi ama o klişeleri çok iyi kullanmayı bilmişt...bu filmde iyi daha etkileyici bir sonla çok daha iyi bir film olabilrdi...jeff ve maggie nin perfoamsnlarına 10 flme 5 ortlama 8...
| 1 |
12,695 |
Ukrayna'da yaşanan ve dünya gündemini uzun bir süre meşgul eden olayların muhaliflerin gözünden yansıtıldığı bir belgesel 7/10
| 0 |
12,696 |
Sıkılmak isteyipte sıkılamadığınız oldumu? İşte bu film bu ihtiyacınızı fazlası ile karşılıyor. Bütçesinin düşüklüğü bağımsız bir filmin çıtasını bu kadarmı aşağı düşürür? Aaron Paul hariç bilindik hiçbir isim yok kadroda.Onun oyunculuğu bile filmi kurtarmaya yetmemiş.
| 0 |
12,697 |
Bir klasik herkez izleyebilir. Ama yer yer konsantreniz kaybolabilir. Çocuklara göre çok uygun.
| 1 |
12,698 |
gercekten ilginç.özellikle ahmet uğurlu cok iyi.bence önünü açmalılar uğurlunun.cok iyi işler cıkarıyor.
| 1 |
12,699 |
ımbd de bile puan 7 nasıl olurda burda 6.7 olur buda bizim insanların filimden anlamadığı anlamına gelıyo bence filim gayet iyiydi izlerken 3 farklı gerilim filimi tek filimde birleştirmişler gibi geliyo çok sert ve etkileyici bir filim 10/8
| 1 |
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.