english
stringlengths 2
1.48k
| non_english
stringlengths 1
1.45k
| language
stringclasses 49
values |
---|---|---|
Are you meshuga?
|
Mal mısın?
|
en-tr
|
Tom got lost in the desert and was rescued by Bedouins.
|
Tom çölde kayboldu ve Bedeviler tarafından kurtarıldı.
|
en-tr
|
Tom walks 10,000 steps per day.
|
Tom günde 10.000 adım yürüyor.
|
en-tr
|
Siberian Huskies have a thick fur coat.
|
Sibirya kurtlarının kalın bir kürk mantosu vardır.
|
en-tr
|
I'm not going to tell Tom how much I weigh.
|
Tom'a kilomu söylemeyeceğim.
|
en-tr
|
Welcome to my channel.
|
Kanalıma hoş geldiniz.
|
en-tr
|
Please subscribe if you like my videos.
|
Videolarımı beğeniyorsanız lütfen abone olun.
|
en-tr
|
You need to take a shower before you go to the party.
|
Partiye gitmeden önce duş alman lazım.
|
en-tr
|
You won't get another chance to do that anytime soon.
|
Bunu daha sonraki bir zamanda yapmak için başka bir şansın olmayacak.
|
en-tr
|
Here's some money. Go buy yourselves something to eat.
|
İşte biraz para. Gidin kendinize yiyecek bir şeyler alın.
|
en-tr
|
Tom's company cornered the market.
|
Tom'un şirketi piyasayı ele geçirdi.
|
en-tr
|
Tom read a "Choose Your Own Adventure" book.
|
Tom bir "Macera Tüneli" kitabı okudu.
|
en-tr
|
You work in the office with me.
|
Ofiste benimle çalışıyorsun.
|
en-tr
|
Have Tom and Mary ever come on time?
|
Tom ve Mary hiç zamanında geldi mi?
|
en-tr
|
Does Tom help you in the kitchen?
|
Tom mutfakta sana yardım ediyor mu?
|
en-tr
|
Did Tom have a hard time?
|
Tom zor zamanlar geçirdi mi?
|
en-tr
|
We have to get up at dawn.
|
Şafakta kalkmak zorundayız.
|
en-tr
|
Tom and Mary exchanged phone numbers.
|
Tom ve Mary telefon numaralarını birbirleriyle paylaştılar.
|
en-tr
|
A chance like this only comes along once in a lifetime.
|
Bunun gibi bir şans, ömür boyunca sadece bir kez gelir.
|
en-tr
|
They will certainly pass.
|
Onlar kesinlikle geçecekler.
|
en-tr
|
It was sinfully sweet and delicious.
|
Tadı insanı baştan çıkaran enfes bir lezzetti.
|
en-tr
|
Tom and Mary flirted with each other.
|
Tom ve Mary birbirleriyle flört ettiler.
|
en-tr
|
I don't remember why I didn't do it that way last time.
|
Geçen sefer bunu neden o biçimde yapmadığımı hatırlamıyorum.
|
en-tr
|
Tom and Mary have been told to leave.
|
Tom ve Mary'ye ayrılmaları söylendi.
|
en-tr
|
I immediately ran downstairs to see what was happening.
|
Neler olduğunu görmek için hemen aşağıya koştum.
|
en-tr
|
We couldn't help laughing at Tom's jokes.
|
Tom'un esprilerine gülmekten kendimizi alamadık.
|
en-tr
|
We persuaded Tom to change his mind.
|
Tom'u fikrini değiştirmeye ikna ettik.
|
en-tr
|
Has Tom stayed here before?
|
Tom daha önce burada kaldı mı?
|
en-tr
|
The noise didn't seem to bother Tom at all.
|
Gürültü, Tom’u hiç de rahatsız etmiş gibi görünmüyordu.
|
en-tr
|
You're going to have to do that yourselves, aren't you?
|
Onu kendin yapmak zorunda kalacaksın, değil mi?
|
en-tr
|
I didn't have a chance to do that while I was in Boston.
|
Boston'dayken onu yapma şansım olmadı.
|
en-tr
|
Tom is in his senior year.
|
Tom son sınıfında.
|
en-tr
|
We have many friends to visit in Boston.
|
Boston'da ziyaret edecek birçok arkadaşımız var.
|
en-tr
|
I have three children to support.
|
Bakılacak üç çocuğum var.
|
en-tr
|
I have one sibling.
|
Bir kardeşim var.
|
en-tr
|
Tsk tsk.
|
Cık cık cık.
|
en-tr
|
Tom tsk-tsked.
|
Tom cık cık cık yaptı.
|
en-tr
|
When passing someone in a narrow space, do you face them or turn your back?
|
Dar bir ortamda birinin önünden geçerken yüzünü mü, yoksa arkanı mı dönersin?
|
en-tr
|
When squeezing past someone, do you give them the butt or the crotch?
|
Sıkışık bir ortamda birinin önünden geçerken kıçını mı önünü mü dönersin?
|
en-tr
|
I told Tom not to throw rocks.
|
Tom'a, taş atmamasını söyledim.
|
en-tr
|
I'm getting out now.
|
Şimdi çıkıyorum.
|
en-tr
|
I'm not interested in doing that at all.
|
Onu yapmakla hiç ilgilenmiyorum.
|
en-tr
|
Mary lives alone except for her cat.
|
Mary, kedisi dışında yalnız yaşıyor.
|
en-tr
|
How do we stop guys like Tom?
|
Tom gibi adamları nasıl durdururuz?
|
en-tr
|
Tom hit Mary on the head.
|
Tom Mary'nin kafasına vurdu.
|
en-tr
|
Did what Tom say make sense?
|
Tom'un söylediği bir anlam ifade ediyor mu?
|
en-tr
|
Tom was pouring sweat.
|
Tom ter döküyordu.
|
en-tr
|
Tom continued.
|
Tom devam etti.
|
en-tr
|
Tom will be victorious.
|
Tom muzaffer olacak.
|
en-tr
|
Tom drummed.
|
Tom davul çaldı.
|
en-tr
|
Tom begged for money.
|
Tom para dilendi.
|
en-tr
|
Tom panhandled.
|
Tom para dilendi.
|
en-tr
|
Tom is well-paid.
|
Tom'un maaşı dolgun.
|
en-tr
|
Tom was locked inside.
|
Tom içeride kilitli kaldı.
|
en-tr
|
There are many stone pines in Rome.
|
Roma'da birçok fıstık çamı var.
|
en-tr
|
The house over there is Tom's.
|
Oradaki ev Tom'un.
|
en-tr
|
Tom can do that for Mary.
|
Tom, Mary için onu yapabilir.
|
en-tr
|
Tom is on the back porch, isn't he?
|
Tom arka verandada, değil mi?
|
en-tr
|
Ali is a native of Istanbul.
|
Ali, İstanbul'un yerlisidir.
|
en-tr
|
I didn't mean to imply anything.
|
Bir şey ima etmemiştim.
|
en-tr
|
There wasn't anything subtle about it.
|
Anlaşılmayacak bir yanı yoktu.
|
en-tr
|
Let's ask Tom to explain it.
|
Tom'dan bunu açıklamasını isteyelim.
|
en-tr
|
You should really tell Tom.
|
Gerçekten Tom'a söylemen gerek.
|
en-tr
|
Tom has just quit.
|
Tom daha yeni ayrıldı.
|
en-tr
|
I waited for a long time.
|
Uzun süre boyunca bekledim.
|
en-tr
|
I started doing that early this morning.
|
Onu bu sabah erkenden yapmaya başladım.
|
en-tr
|
I said nothing, which made Tom angry.
|
Tom'u kızdıran hiçbir şey söylemedim.
|
en-tr
|
He loved computers.
|
Bilgisayarları seviyordu.
|
en-tr
|
He ruined his computer.
|
Bilgisayarını bozdu.
|
en-tr
|
He bought a computer.
|
Bir bilgisayar aldı.
|
en-tr
|
He helped his friend build a computer.
|
Arkadaşının bilgisayar toplamasına yardım etti.
|
en-tr
|
He built his own computer.
|
Kendine bilgisayar topladı.
|
en-tr
|
He ordered a computer.
|
Bir bilgisayar sipariş etti.
|
en-tr
|
He is going to build his own computer.
|
Bilgisayarını kendi toplayacak.
|
en-tr
|
He's going to build his own computer.
|
Kendine bilgisayar toplayacak.
|
en-tr
|
He completely dismantled his own computer.
|
Bilgisayarının tüm parçalarını söktü.
|
en-tr
|
He bought a new computer case.
|
Yeni bir bilgisayar kasası aldı.
|
en-tr
|
He can live without his computer for a day.
|
Bilgisayarı olmadan bir gün yaşayabilir.
|
en-tr
|
He has been stuck without a functional computer for four days.
|
Dört gündür bilgisayarsız.
|
en-tr
|
He stole my computer.
|
O benim bilgisayarımı çaldı.
|
en-tr
|
He stole my laptop.
|
Laptopumu çaldı.
|
en-tr
|
He had the computer with him during that time.
|
O sırada yanında bilgisayarı vardı.
|
en-tr
|
He bought his first computer in 1994.
|
İlk bilgisayarını 1994'te aldı.
|
en-tr
|
He needed his own computer.
|
Kendi bilgisayarına ihtiyacı vardı.
|
en-tr
|
He can use my computer.
|
O benim bilgisayarımı kullanabilir.
|
en-tr
|
He wanted to get a new computer.
|
Yeni bir bilgisayar almak istedi.
|
en-tr
|
He wanted to get his own computer.
|
Kendine ait bilgisayar almak istiyordu.
|
en-tr
|
He edited videos on his computer.
|
Bilgisayarında videolar düzenledi.
|
en-tr
|
He decided to buy the computer.
|
Bilgisayarı satın almaya karar verdi.
|
en-tr
|
He needed a new computer.
|
Yeni bir bilgisayara ihtiyacı vardı.
|
en-tr
|
He transferred the pictures to his computer.
|
Fotoğrafları bilgisayarına aktardı.
|
en-tr
|
He got his computer fixed.
|
Bilgisayarını tamir ettirdi.
|
en-tr
|
He wanted to get his computer fixed.
|
Bilgisayarını tamir ettirmek istedi.
|
en-tr
|
He has two computers.
|
İki tane bilgisayarı var.
|
en-tr
|
He has his own computer.
|
Onun kendi bilgisayarı var.
|
en-tr
|
He looked at my computer.
|
Bilgisayarıma göz attı.
|
en-tr
|
He needed to buy a screen for his computer.
|
Bilgisayarı için bir ekran satın alması gerekiyordu.
|
en-tr
|
He turned the computer on.
|
Bilgisayarı açtı.
|
en-tr
|
He bought a computer from this website.
|
Bu web sitesinden bir bilgisayar satın aldı.
|
en-tr
|
He ordered a computer online.
|
İnternetten bilgisayar siparişi verdi.
|
en-tr
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.