text
stringlengths 3
198k
| metadata
dict |
---|---|
348 (CCCXLVIII) cuma günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19071",
"len_data": 52,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.44
}
|
352 (CCCLII) çarşamba günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19075",
"len_data": 53,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.13
}
|
Olaylar.
354 yılında Ermeni Kilisesi Katolikos'u Büyük I. Nerses tarafından Ermenistan'da toplandığı ilk konsildir
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19077",
"len_data": 114,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 2.38
}
|
355 (CCCLV) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19078",
"len_data": 43,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.64
}
|
358 (CCCLVIII) perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19081",
"len_data": 49,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.11
}
|
360 (CCCLX) cumartesi günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19084",
"len_data": 53,
"topic": "GAMING",
"quality_score": 1.76
}
|
366 (CCCLXVI) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19090",
"len_data": 45,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.74
}
|
368 (CCCLXVIII) salı günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19092",
"len_data": 52,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.96
}
|
369 (CCCLXIX) perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19093",
"len_data": 48,
"topic": "CODING",
"quality_score": 1.79
}
|
372 (CCCLXXII) pazar günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19096",
"len_data": 52,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.64
}
|
373 (CCCLXXIII) salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19097",
"len_data": 46,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2
}
|
377 (CCCLXXVII) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19101",
"len_data": 47,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.92
}
|
379 (CCCLXXIX) salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19103",
"len_data": 45,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.97
}
|
380 (CCCLXXX) çarşamba günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19104",
"len_data": 54,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.17
}
|
382 yılı Jülyen takviminin Cumartesi günü başlayan ortak yılıdır. Zamanda, Antonius ve Syagrius'un Konsolosluk yılı olarak da bilinir.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19106",
"len_data": 134,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.39
}
|
390 (CCCXC) salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19114",
"len_data": 42,
"topic": "FINANCE_ECONOMY",
"quality_score": 1.91
}
|
391 (CCCXCI) çarşamba günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19115",
"len_data": 47,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.75
}
|
401 (CDI) salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19125",
"len_data": 40,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.78
}
|
402 (CDII) çarşamba günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19126",
"len_data": 45,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.8
}
|
403 (CDIII) perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19127",
"len_data": 46,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.94
}
|
404 (CDIV) cuma günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19128",
"len_data": 47,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.01
}
|
405 (CDV) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19129",
"len_data": 41,
"topic": "NEWS",
"quality_score": 1.85
}
|
406 (CDVI) pazartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19130",
"len_data": 46,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.9
}
|
415 (CDXV) cuma günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19140",
"len_data": 41,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.87
}
|
419 (CDXIX) çarşamba günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19144",
"len_data": 46,
"topic": "CODING",
"quality_score": 1.65
}
|
423 (CDXXIII) pazartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19148",
"len_data": 49,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.93
}
|
426 (CDXXVI) cuma günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19151",
"len_data": 43,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.98
}
|
427 (CDXXVII) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19152",
"len_data": 49,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.17
}
|
428 (CDXXVIII) pazar günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19153",
"len_data": 52,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.84
}
|
432 (CDXXXII) cuma günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19157",
"len_data": 50,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.01
}
|
433 (CDXXXIII) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19158",
"len_data": 46,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.98
}
|
434 (CDXXXIV) pazartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19159",
"len_data": 49,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.61
}
|
435 (CDXXXV) salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19160",
"len_data": 43,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.79
}
|
438 (CDXXXVIII) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19163",
"len_data": 51,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.07
}
|
445 (CDXLV) pazartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19170",
"len_data": 47,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.5
}
|
459 (CDLIX) perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19184",
"len_data": 46,
"topic": "GAMING",
"quality_score": 1.57
}
|
463 (CDLXIII) salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19188",
"len_data": 44,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.08
}
|
464 (CDLXIV) çarşamba günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19189",
"len_data": 53,
"topic": "EDUCATION_ACADEMIA",
"quality_score": 1.56
}
|
469 (CDLXIX) çarşamba günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19194",
"len_data": 47,
"topic": "CODING",
"quality_score": 1.98
}
|
470 (CDLXX) perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19195",
"len_data": 46,
"topic": "GAMING",
"quality_score": 1.9
}
|
473 (CDLXXIII) pazartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19198",
"len_data": 50,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.98
}
|
Havana (İspanyolca: "La Habana", tam olarak "San Cristóbal de La Habana"), Küba'nın başkenti. 2.2 milyon nüfusuyla hem Küba'nın hem de Karayipler'in en büyük şehridir. Geçim kaynakları başta puro, şeker kamışı ve mısırdır. Havana ayrıca bir turizm kentidir. Kentte ilkbahar aylarında hızı 200 km hıza ulaşan kasırgalar görülür. Havana uzun yıllar İspanyolların sömürgesi altında kalmıştır. Bu sebepten dolayı bazı sokaklarında İspanyol etkisi hâlâ görülür. Havana Latin Amerika'nın önde gelen kentlerindendir. Havana'da tropik bir iklim görülür. Havana sanayi bakımından da gelişmiştir. Kentte yer altı kaynakları da mevcuttur.
Tarihçe.
Havana 1515 yılında "Conquistador" (İspanyolca, "fetihçi" demektir. 16. ve 17 yüzyılda İspanyol asker, kâşif ve maceracılar için kullanılan genel terimdir) Diego Velázquez de Cuéllar tarafından, bugün ismi Batabanó olan şehrin yakınlarında kurulur. 1519 yılında Havana, bugünkü bulunduğu yere taşınır. Şehir, bulunduğu konumun uygunluğu neticesinde gelişerek, önemli bir ticari ve askeri liman haline gelir.
Şehir, değerli hazinelerle yüklü İspanyol gemilerinin buraya çektiği korsanlar tarafından çok sayıda saldırıya uğramıştır. Şehir 1538'de yakılmış ve 1553/1555'te yağmalanmıştır. Havana 1607'de İspanyol kolonisi Küba'nın başkenti olur. Büyük Britanya 1762'de şehri alır ve daha sonra Florida karşılığında değiş tokuş eder. Şehrin tekrar İspanyollara geçmesiyle, Amerika'nın en güçlü korunan şehri olarak yapılandırılır.
ABD'deki yasaklı zamanlarda, Havana Amerikalı turistler için sevilen bir cazibe merkezi olmuştur. Her ne kadar gece kulüpleri ve kumarhaneler, ABD'deki yasakların kalkmasıyla da varlıklarını sürdürebilmişlerse de, 1959'daki Küba devriminin akabinde kapatılmışlardır. Kübalı devrimciler devrimin akabinde 3 Ocak 1959'da Havana'yı ele geçirdiler.
İklim.
Aşağıdaki tablo yıl boyunca ortalama ısı durumunu listeler: sıcak çok yağışlı olmayan bir tropikal iklimi vardır.
Görülmeye değer yerler.
Özellikle görülecek yer, barok ve neoklasik anıtlarıyla beraber en eski İspanyol koloniyal yerleşiminden olan "La Habana Vieja" 'dır ("Eski Havana" ya da "tarihi semt"). Burası 1982'de UNESCO'nun "Dünya kültür mirası" altına alınmış olup; o zamandan beri bölge bölge restore edilmektedir. Bunun dışında, bir başka görülmeye değer yer ise, İspanyol valisinin o zamanlardaki makamı olan Castillo de la Real Fuerza'dır. Başka bir yer ise körfez girişinin doğu tarafında olan La Cabaña hisarıdır.
Bütün bu restorasyonlardan mahrum kalan şehrin bölgesi "Centro Habana" adlı semttir. Burası "Prado" 'nun batısından "Malecon"'a kadar uzanır. Burası, aynı zamanda, çok ender olarak turistlerin uğradığı, şehrin en fakir semtidir. Binalarda yıkılmışlık görüntüsü hakimdir. Bu alana yapılan bir ziyaret, "Habana Vieja" ya da "Vedado" gibi şehrin turistik olarak düzenlenmiş alanlarına yapılan geziye oranla, Küba halkının yaşam koşulları hakkında daha gerçekçi bir izlenim bırakır.
Şehir 2006 yılında 2,600,000 turisti ağırlamıştır. UNESCO'dan gelen yardım ve turizm gelirleriyle yeniden yapılanan Havana eski parlak günlerine geri dönmeye başlamıştır. Açık hava müzesi olarak tanımlanabilecek kentin sayısız müzesi, koloniyel mimarisi, gastronomik çeşitliliği ve müziği ile tüm dünyada benzersiz bir konumdadır.
Kentin batısında yer alan Santa Maria Plajı hem yerel halkın, hem de turistlerin ilgisini çekmektedir.
Ekonomi.
Havana, Küba'nın en önemli endüstri bölgesidir. Özellikle metal ürünler, makine ve kimya ürünleri önemlidir. Bunların dışında rom, Havana Club gibi içeceklerle, tütün ve tekstil ürünleri üretilir.
Küba'da üretilen purolar, Havana olarak adlandırılırlar.
Ulaşım.
Şehir aynı zamanda ülkenin en önemli ulaşım merkezidir. Hem önemli bir doğal limana hem de uluslararası bir havaalanına ("José Martí", şehrin güneyindedir) sahiptir. Havana koyu, dünyanın en güvenli limanlarından biridir. Açık denize geçiş, sahil hattının doğal oluşumu sayesinde, çok dar bir geçitle sınırlıdır.
Şehrin mahalleleri.
Havana 15 belediyeye ayrılmıştır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19201",
"len_data": 3997,
"topic": "TOURISM_TRAVEL_NATURE",
"quality_score": 3.38
}
|
477 (CDLXXVII) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19203",
"len_data": 50,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.19
}
|
478 (CDLXXVIII) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19204",
"len_data": 47,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.87
}
|
481 (CDLXXXI) perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19207",
"len_data": 48,
"topic": "CODING",
"quality_score": 2.06
}
|
483 (CDLXXXIII) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19209",
"len_data": 51,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.08
}
|
485 (CDLXXXV) salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19211",
"len_data": 44,
"topic": "CODING",
"quality_score": 2.07
}
|
486 (CDLXXXVI) çarşamba günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19212",
"len_data": 49,
"topic": "CODING",
"quality_score": 1.82
}
|
501 (DI) pazartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19228",
"len_data": 44,
"topic": "FINANCE_ECONOMY",
"quality_score": 1.84
}
|
506 (DVI) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19234",
"len_data": 41,
"topic": "FINANCE_ECONOMY",
"quality_score": 1.82
}
|
508 (DVIII) salı günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19236",
"len_data": 48,
"topic": "FINANCE_ECONOMY",
"quality_score": 1.99
}
|
511 (DXI) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19239",
"len_data": 45,
"topic": "FINANCE_ECONOMY",
"quality_score": 2.15
}
|
514 (DXIV) çarşamba günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19242",
"len_data": 45,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.81
}
|
516 (DXVI) cuma günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19244",
"len_data": 47,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.33
}
|
522 (DXXII) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19250",
"len_data": 47,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.18
}
|
524 (DXXIV) pazartesi günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19252",
"len_data": 53,
"topic": "EDUCATION_ACADEMIA",
"quality_score": 2.17
}
|
525 yılı (DXXV), Jülyen takvimine göre çarşamba günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19253",
"len_data": 73,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.1
}
|
526 yılı (DXXVI), Jülyen takvimine göre perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19254",
"len_data": 74,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.1
}
|
527 yılı (DXXVII), Jülyen takvimine göre cuma günü başlayan yaygın bir yıldı.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19255",
"len_data": 77,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.14
}
|
528 yılı (DXXVIII), Jülyen takvimine göre cumartesi günü başlayan artık bir yıldı.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19256",
"len_data": 82,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.23
}
|
530 yılı (DXXX), Jülyen takvimine göre salı günü başlayan yaygın bir yıldı.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19258",
"len_data": 75,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.15
}
|
551 (DLI) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19281",
"len_data": 41,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 1.85
}
|
554 (DLIV) Jülyen takviminde ilk günü perşembe olan yıl.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19284",
"len_data": 56,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 2.52
}
|
Tûtî-nâme, doğu edebiyatının hikâye türündeki en önemli eserlerinden birisidir. Sanskritçe aslı Sukasaptatidir (Çakasaptati).
Bir papağanın ağzından birçok farklı yapıda çeşitli hikâyeler yer alır kitapta. Özellikle kadın-erkek ilişkilerini konu alan hikâyeler barındıran eserde, birçok hikâye birer nasihat niteliği de taşımaktadır. Birçok edebi otoriteye göre Doğu edebiyatının hikâye alanındaki en önemli eserlerdendir.
Konusu.
Benzer Doğu klasikleri gibi, Tûtî-nâme'de bir çerçeve hikâye içinde kat kat yazılmış hikâyeler barındırır. Tûtî-nâme'nin çerçeve hikâyesi şöyledir:
Delidivane olduğu Mahışeker ile genç yaşta evlenen Said, babasının isteği üzerine tüccar olmuş genç bir adamdır. İyi kalpli Said bir gün pazarda gördüğü çok zeki bir kuş olan tûtîyi satın alır. Tûtî nasihatleriyle kısa zamanda Said'in işlerinin açılmasına olanak sağlar ve tüccarın maddi durumu iyileşir. Tek başına sıkılmasın diye bu erkek tutiye eş olarak bir dişi tuti satın alır.
Yine tutinin öğütleri nedeniyle deniz ticaretine atılmaya karar verir, sefere çıkmadan önce karısına herhangi bir iş yapacağı zaman mutlaka tutiye danışmasını öğütler. Bir zaman sonra, kocasının yokluğunda, Mahışeker bir genç adama aşık olur. Mahışeker gece âşık olduğu adamın yanına gitmeye karar verse de tutiye danışmak ister. Kendisini daha iyi anlar diye dişi tutiye derdini, arzunu açar fakat dişi tuti onu ağır bir dille kınar ve sinirlenen Mahışeker dişi tutiyi yere atıp öldürür. Sinirli ve üzgün olduğu için sevdiğine gitmekten de o gecelik vazgeçer. Ertesi gece yine aynı arzu ile sevgilisine gitmek isteyince erkek tutiye danışmak ister. Tuti onu anlıyor ve haklı görüyor gibi davranıp onu oylamak için çeşitli öğütler veren hikâyeler anlatır. Mahışeker her gece aşkına gitmeye karar verse de tutiye danışmadan edemez ve tuti her gece ona öyle heyecanlı ve sürükleyici hikâyeler anlatır ki Mahışeker tüm gece boyunca hikâye dinler, evden çıkıp aşkına gidemez. Uzun bir süre böyle devam eder ve Mahışeker bir kez olsun âşık olduğu adama gidemeden Said seferden döner. Tuti olan biteni uygun bir dille Said'e anlatır, yumuşak kalpli Said karısını affeder ve tutiyi de mükafat olarak özgürlüğüne kavuşturur.
Eserin barındırdığı hikâyeler büyük bir çeşitlilik göstermektedir. Her şeyden önce hikâyelerin çoğu belirli bir nasihat taşır ve ahlaki niteliğe sahiptir. Fabl tarzında hikâyelerinin yanı sıra, günlük olayların konu edildiği herhangi bir olağanüstü öğe taşımayan basit hikâyeler de mevcuttur. Eserin çarpıcı bir noktası da hem müstehcen sayılabilecek hikâyeler hem de İslami motiflere sahip İslami tarzda hikâyeler barındırmasıdır. Bunun en büyük nedeni eserin kökeninin İslami olmamasına rağmen sonradan yapılan tercümelerin Müslümanlar tarafından Müslüman okuyucular için yapılmış olmasıdır. Bu tercümeler ve düzenlemeler esnasında hiç kuşkusuz eserin daha önceden sahip olmadığı ayet, hadis ve İslam kültüründe yer etmiş çeşitli söz ve kıssalar hikâyelere eklenmiş ve sonuç itibarıyla hikâyelerde yoğun bir şekilde kullanılmıştır.
Tercümeleri.
İlk "düzenli" çeviri, 1330 yılında Şeyh Ziyâeddin Nahşebî tarafından yapılmıştır. Bu çeviri Farsçadır. Bu çeviriden önce de çeşitli Farsça çevirileri olmuştur. Fakat bu önceki çeviriler fazla kaba ve yalın, ayrıca sanatsal değer taşımayacak nitelik ve tarzda olduğu için kabul edilen ilk "düzenli ve düzgün" çeviri Şeyh Ziyâeddin Nahşebî'nindir. Nahşebî eseri tercüme ederken, eseri "gece" olarak adlandırdığı 52 bölüme ayrıştırmıştır. Eserin aslı büyük bir ihtimalle 70-72 hikâye barındırmaktaydı. Ayrıca Nahşebî bu tercüme esnasında eserin ihtiva ettiği bazı hikâyeleri değiştirmiş, bazılarını eserden çıkarmış ve esere bazı yeni hikâyeler eklemiştir. Daha sonraları uzunca bir süre eserin bu tercümesi kullanılmış, fakat zaman içinde dilde meydana gelmiş değişim nedeniyle artık tercümenin dili yeni nesil tarafından tam olarak anlaşılamayınca Hint-Türk hükümdarı Ekber eserin yeni bir tercümesinin yapılmasını emretmiştir. Bu yeni tercümeyi Ebu'l-fazl bin Mübârek kaleme almıştır. Bu tercümeden bir sonraki çeviri ise Muhammed Kâdirî tarafından 17. yüzyılda yapılmış ve bu tercüme esnasında eser sadeleştirilerek bölüm sayısı 35'e düşürülmüştür. Bu tercüme beğenilmiş ve bu nüsha Türkçe, Hindce ve Bengal dili gibi çeşitli dillere çevrilmiştir.
Batı'da Tutiname 18.yüzyıl dolaylarında tanınmış ve çeşitli Avrupa dillerine çevrilmiştir.
Türkçe Tercümeleri.
16.yüzyılda Tutiname'nin Bayezid Han adına bir Türkçe tercümesinin yapıldığı bilinmektedir; bunu bildiren birçok kaynak mevcuttur. Bu tercümeyi XVI Filibeli Ali Efendi tarafından ve diğer kaynak ise tercümenin XV. Yüzyıl şairlerinden Hamdullah Hamdi tarafından yapıldığı ileri sürülmektedir. Bu döneme ait çeşitli Tutiname yazmaları kalmış olsa da mütercime dair hiçbir bilgi mevcut değildir. Abdulbaki Gölpınarlı "Mevlâna Müzesi Yazmalar Kataloğu"nda tanıttığı bir Tutiname yazmasının Kanuni adına Eyyübî tarafından tercüme edilmiş olabileceğini öne söylemiştir. Dönemde birçok başarılı tercüme kaleme almış, Doğu edebiyatına vakıf olduğu bilinen Eyyübî'nin bu tercümeyi de yapmış olması mümkün olmakla beraber, bu konuda herhangi bir delil bulunmadığı için iddia belirsizliğini korumaktadır. 17.yüzyılda Tutiname'nin bir Türkçe tercümesi daha yapılmış ve bu Türkçe tercüme daha sonraları 19.yüzyılda yapılan baskılara kaynaklık teşkil etmiştir. Cahit Öztelli, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Kütüphanesi'nde bulunan bir Tutiname nüshasının çevirisinin 2.Osman'ın emriyle Atâyî tarafından yapıldığını belirtmiştir. 19. yüzyılda basılan nüshaların bir kısmında mütercim olarak Atâyî'nin adı geçmiştir. Ayrıca, Tutinamenin bu nüshasındaki manzumelerden biri 2. Osman döneminin ünlü şairlerinden olan (Nev'i zâde) Atâyî'nin Sohbetü'l-ebkâr mesnevisinin Fezâil-i Aşk bölümünden alınmıştır. Bu manzume 17. yüzyıldaki metnin neredeyse bütün nüshalarında mevcuttur ve Atâyî'nin mahlasını da içermektedir. Bu deliller ışığında Atâyî'nin Tutiname'yi mensur olarak tercüme ettiği kabul görmüştür. Bunun dışında, Tutiname'nin mütercimi olarak farklı kaynaklar farklı isimleri zikretmişse de, bu farklı isimlerin hiçbirinin gerçekten tercüme edip etmediğine dair bir delil mevcut değildir.
Eserin Türkçe nüshalarındaki bölümle nadir olarak mevcuttur. Her ne kadar bazı nüshalarda "gece"ler görülse de, nüshaların çoğunda bölümleme yapılmamıştır. Nüshaların çoğu yaklaşık 50-78 arasında hikâye içermektedir. Ayrıca, Atayi tarafından yapıldığı kabul edilen 17. yüzyıl Türkçe çeviri, Muhammed Kadirî'nin metninden çevrildiği bilinmektedir.
Eserin günümüz Türkçesine çevrilmiş birçok baskısı bulunmaktadır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19287",
"len_data": 6585,
"topic": "LITERATURE_POETRY",
"quality_score": 2.31
}
|
575 (DLXXV) Jülyen takviminde salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19308",
"len_data": 60,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 2.48
}
|
584 (DLXXXIV) cumartesi günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19317",
"len_data": 55,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.7
}
|
586 (DLXXXVI) salı günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19320",
"len_data": 44,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.01
}
|
589 (DLXXXIX) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19323",
"len_data": 49,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2
}
|
593 yılı (DXCIII), Jülyen takviminin Pazar günü başlayan bir artık yılı. Bu yıl için 596 adı, Anno Domini takvim döneminin Avrupa'da yıl adlandırmada yaygın yöntem haline geldiği erken ortaçağ döneminden beri kullanılmaktadır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19327",
"len_data": 226,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.63
}
|
596 yılı (DXCVI), Jülyen takviminin Pazar günü başlayan bir artık yılı. Bu yıl için 596 adı, Anno Domini takvim döneminin Avrupa'da yıl adlandırmada yaygın yöntem haline geldiği erken ortaçağ döneminden beri kullanılmaktadır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19330",
"len_data": 225,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.72
}
|
Eskişehirspor ya da halk arasındaki kısa adıyla Es-Es, 19 Haziran 1965 tarihinde Eskişehir'de kurulan ve bir dönem Süper Lig'de üst sıralarda mücadele etmiş, şu anda ise 3. Lig'de yer alan Türk spor kulübü. Toplam 6 kupa ile Türkiye'nin en çok kupaya sahip 5. takımı konumundadır. Türkiye'nin Eskişehir ilini temsil etmektedir. Eskişehirspor kulübü şehrin Akademi Gençlik, İdmanyurdu ve Yıldıztepe kulüplerinin birleşmesiyle kurulmuştur. Logosunda bulunan üç yıldızda bu üç kulübü simgelemektedir. Kulübün renkleri siyah-kırmızıdır. 3. Lig'de mücadele eden kulübün erkek futbol takımı dışında ayrıca Kadınlar 2. Ligi'nde mücadele eden kadın futbol takımı da mevcuttur.
Tarihçe.
Kuruluş Öncesi ve Temellerin Atılması (1963–1965).
Eskişehirspor’un kuruluşuna giden süreçte belirleyici olay, 1963 yılında düzenlenen Türkiye Akademilerarası Futbol Şampiyonası oldu. Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, finalde Ege Üniversitesi’ni 6-0 gibi çarpıcı bir skorla mağlup etti. Bu başarının ardından maçın gözlemcisi Burhanettin Türker, Kafile Başkanı Nafiz Yazıcıoğlu’na şu soruyu yöneltti:"Madem elinizde böyle bir kadro var, niye 2. Lig'e katılmıyorsunuz?"Bu soru, Eskişehir’de profesyonel bir futbol kulübü kurma fikrinin kıvılcımı oldu. Nihayet 1965 yılında, Eskişehir İdman Yurdu, Akademi Gençlik ve Yıldıztepe kulüplerinin birleşmesiyle Eskişehirspor kuruldu. İlk başkanlığa iş insanı Aziz Bolel getirildi. Akademispor’un başarılı futbolcuları da yeni kurulan kulübün kadrosuna dahil edildi. Eskişehirspor'un renkleri olan kırmızı-siyah, kulübün kuruluş sürecinde yapılan toplantılar sonucunda belirlenmiştir. Başlangıçta mavi-beyaz renkleri düşünülmüş, ancak bu kombinasyonun başka sembollerle benzerlik taşıyabileceği gerekçesiyle vazgeçilmiştir. Kulübün kurucularından Mustafa Doğramacı, Gençlerbirliği’nin eski başkanı ve o dönem Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olan Orhan Şeref Apak’a duyulan vefa nedeniyle kırmızı-siyah renkleri önermiştir.
Karar sürecinde, Fransa'da yayımlanan "Paris Match" dergisinin kapağında yer alan kırmızı-siyah formalı Rennes takımının görseli ilham kaynağı olmuş ve bu renkler benimsenmiştir. Formanın ilk örnekleri, Fransa’dan temin edilerek kulübe hediye edilmiştir. Böylece Eskişehirspor’un simge renkleri olan kırmızı-siyah resmi hale gelmiştir. Taraftarların "ES ES ES Kİ Kİ Kİ ESKİ ESKİ ES!" tezahüratı da bu dönemde doğarak kulübün simgesi haline geldi.
Yükseliş ve "Anadolu Devrimi" (1965–1975).
Kuruluşunun hemen ardından Türkiye İkinci Ligi’nde mücadele etmeye başlayan Eskişehirspor, 1967-68 sezonunda şampiyon olarak Birinci Lig’e (bugünkü Süper Lig) yükseldi. Bu hızlı başarı, Anadolu’dan çıkan ilk büyük futbol hareketi olarak yorumlandı. Kulüp, özellikle 1969-70 sezonunda Süper Lig’i ikinci sırada tamamlayarak şampiyonluk yarışına dahil oldu.Daha sonraki yıllarda kulübün üst sıralarda yer almaya ve şampiyonluk yarışına girmeye devam etmiştir.
1970-71 sezonunda Türkiye Kupası şampiyonluğunu kazanan takım, aynı yıl Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı da müzesine götürerek tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşadı. 1971-72 sezonunda bir kez daha Türkiye Kupası finali oynayan ekip, bu yıllarda “Anadolu Devrimi” kavramının simgesi haline geldi.
Durağanlık, Mali Sorunlar ve Düşüş (1975–1990).
1975 sonrası dönemde kulüp, mali zorluklar ve yönetimsel istikrarsızlıklar nedeniyle istikrarını yitirdi. 1979-80 sezonunda Süper Lig’den düştü. 1980’li yıllar boyunca zaman zaman 1. Lig’e (o dönemki adıyla 2. Lig) yükselse de kalıcılık sağlayamadı. Bu yıllar, taraftar desteği yüksek olmasına rağmen saha içi başarının sınırlı olduğu bir dönem olarak kayda geçti.
Kriz ve Yeniden Yapılanma (1990–2008).
1990'ların sonunda yaşanan sportif başarısızlıklar Eskişehirspor’u tarihinin en zorlu dönemine soktu. 2001 yılında, 2. Lig B Kategorisi’ne kadar geriledi. Ancak Eskişehirspor taraftarının ve Eskişehir halkının desteğiyle kulüp yeniden toparlanma sürecine girdi.
2007-08 sezonunda, 1. Lig Play-off finalinde Boluspor’u mağlup ederek play-off şampiyonu olan Eskişehirspor, 7 yıl aradan sonra yeniden Süper Lig'e yükselmeyi başardı.
Süper Lig’de İddialı Yıllar ve Avrupa Hedefi (2008–2016).
2008-09 sezonuyla birlikte yeniden Süper Lig’e dönen Eskişehirspor, özellikle taraftar atmosferi ve futbol kalitesiyle dikkat çekti. 2011-12 sezonunun ikinci yarısında teknik direktör Ersun Yanal yönetiminde sezonu 4. sırada tamamlayan kırmızı-siyahlılar, UEFA Avrupa Ligi eleme turlarına katılma hakkı elde etti. Bu, kulübün Avrupa sahnesine dönüşünü simgeleyen önemli bir adımdı.
Ayrıca bu dönemde 2013-14 sezonunda Türkiye Kupası’nda final oynayan Eskişehirspor, kupayı kazanamasa da yeniden Türk futbolunun üst sıralarına adını yazdırmayı başardı.
Ancak 2015-16 sezonunda alınan kötü sonuçlar ve iç krizler sonucunda takım Süper Lig’i 16. sırada tamamladı ve 1. Lig'e düştü.
Gerileme ve Amatör Lige Düşüş (2016–2023).
2016 sonrası süreçte kulüp, ciddi mali krizler, yönetim sorunları ve FIFA’dan gelen transfer yasaklarıyla karşı karşıya kaldı. Altyapı oyuncularıyla liglerde mücadele etmek zorunda kalan takım, 2020-21 sezonunda 1. Lig'den 2. Lig'e düşmüştür. 2021-22 sezonunda tariginde ilk kez 2. Lig'den 3. Lig'e düşmüştür. 2022-23 sezonunda ise 3. Lig'den Bölgesel Amatör Lig’e düştü.
Bu süreçte Eskişehirspor’un düşüşü futbol kamuoyunda büyük yankı uyandırsa da, taraftar desteği azalmadı. Binlerce kişi stadyumlara akın ederek kulübün yanında durdu.Kulübün büyük bir borç yükü olduğundan dolayı bu süreçte kapanabilme ihtimali dahi konuşuluyordu.
30 Mayıs 2019 tarihinde yapılan genel kurulda Eskişehirspor başkanlığına Osman Taş seçildi. 24 Kasım 2019 tarihinde yapılan genel kurulda Eskişehirspor başkanlığına Mustafa Akgören seçildi.
2023 yılı Ocak ayında yapılan olağanüstü seçimli genel kurul toplantısında tek aday olarak seçime giren Erkan Koca, kulübün yeni başkanı oldu. Yeni yönetimin göreve gelmesinin ardından 2020 yılından beri transfer yapma yasağı bulunan Eskişehirspor'un, alacaklılarından alınan borcu yoktur yazısı sonrası yasak 7 transfer döneminin ardından 2023 yılının Şubat ayında kaldırıldı.
Bölgesel Amatör Lig Dönemi (2023–2025).
2022-2023 sezonunda tarihinde ilk kez Bölgesel Amatör Lig’e (BAL) düşen Eskişehirspor, zorlu bir yeniden yapılanma sürecine girdi. Kulüp, bu süreçte de taraftar desteğini kaybetmedi; binlerce kişi BAL maçlarını takip ederek takımlarına sahip çıktı.
2023-2024 sezonunda teknik direktör Erkan Koca yönetiminde yeniden 3. Lig’e çıkma hedefiyle iddialı bir kadro kuruldu. Ancak sezon içinde istikrarsız sonuçlar alındı ve Eskişehirspor, lider 1926 Polatlı Belediye Spor'un 3 puan gerisinde kalarak ligi 3. sırada tamamladı. Taraftarın tepkisinin ardından Erkan Koca görevinden ayrıldı.
2024-2025 sezonu öncesinde kulüp başkanlığına Ulaş Entok geldi. Yeni yönetim, 3. Lig hedefiyle kadroyu baştan aşağı yeniledi ve yeniden iddialı bir takım kuruldu. Bu sezon Manavgat Belediyespor ile sürdürülen şampiyonluk yarışında, Eskişehir Atatürk Stadyumu'nda oynanan karşılaşmalar büyük ilgi gördü. Manavgat Belediyespor maçı, 30.328 biletli seyirciyle oynanarak Bölgesel Amatör Lig tarihinin en yüksek seyirci sayısına ulaşıldı. Bu rekor kısa süre sonra Eskişehirspor–Akşehirspor karşılaşmasında kırıldı ve tribünlerde 33.247 taraftar yer aldı. Böylece Eskişehirspor, BAL tarihinde en çok taraftara oynayan takım unvanını perçinledi. Ligi 2 puan farkla zirvede tamamlayan kırmızı-siyahlılar, Bölgesel Amatör Lig 6. Grup'tan şampiyon olarak tekrar 3. Lig’e yükselmeyi başardı.
Günümüz.
"Eskişehirspor", 2024–2025 sezonunda Bölgesel Amatör Lig 6. Grup’ta şampiyon olarak profesyonel liglere dönüş yaptı ve 2025–2026 sezonunda 3. Lig’de mücadele etme hakkı kazandı. Bu gelişme, uzun yıllardır kulübün yaşadığı sportif ve mali çöküşün ardından taraftarlar arasında yeniden umut yarattı.
Ancak kulübün geleceği hâlâ belirsizliklerle doludur. "Eskişehirspor"’un geçmişten gelen ciddi bir borç yükü bulunmaktadır. Bu borçlar nedeniyle, önümüzdeki dönemde FIFA tarafından kulübe transfer yasağı getirilmesi olasılığı gündemdedir. Bu tür yaptırımlar, alt liglerde rekabetçi bir kadro kurmayı zorlaştırabilir.
Tüm bu zorluklara rağmen "Eskişehirspor" camiası, kulübün yeniden yapılanarak eski parlak günlerine dönmesini hedeflemektedir. Taraftarlar, geçmişte olduğu gibi kulübe destek vermeye devam etmekte ve uzun vadede Süper Lig’e dönüş hayalini canlı tutmaktadır. İçinde bulunulan bu dönem, kulüp tarihinin en kritik süreçlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
Kurucular ve ilk yönetim kurulu.
"Kulübün kurulmasındaki ilk tertip heyeti:"
"Kulübün ilk yönetim kurulu:"
Amblem ve renkler.
Eskişehirspor’un renkleri olan kırmızı ve siyah, kulübün kuruluş aşamasında belirlenmiştir. Bu renkler, kulübün kurucularından Nafiz Yazıcıoğlu tarafından önerilmiştir. Yazıcıoğlu, kulübün kurulduğu yıl Fransa’da kupa şampiyonu olan ve kırmızı-siyah renklere sahip Stade Rennais takımından etkilenmiş, bu renklerin Eskişehirspor’a da uygun olacağını savunarak yönetim kuruluna teklif götürmüştür. Öneri kabul edilmiş ve kırmızı-siyah, kulübün resmi renkleri olmuştur. Siyah renk, Eskişehir’in emekçi ve sanayi kimliğini; kırmızı ise tutkuyu, mücadeleyi ve taraftar coşkusunu simgeler.
Kulübün amblemi, dönemin ilk başkanı olan Aziz Bolel tarafından tasarlanmış ve daha sonra bir ressam tarafından çizilmiştir. Amblemde sarı zemin üzerine kırmızı "E" ve siyah "S" harfleri yer alır. Bu harfler “Eskişehir” ve “Spor” kelimelerinin baş harflerini temsil ederken, sarı zemin Eskişehir’in tarihî dokusunu ve Anadolu bozkırını yansıtır. Amblemin ortasında yer alan futbol topu, kulübün temel varlık sebebi olan futbolu vurgular.
Eskişehirspor’un ambleminde ayrıca üç yıldız bulunur. Bu yıldızlar, kulübün kuruluşuna öncülük eden Eskişehir İdman Yurdu, Eskişehir Akademi Gençlik ve Yıldıztepe kulüplerini temsilen eklenmiş ve bu üç kulüp Eskişehirspor’un tarihî mirasında ölümsüzleştirilmiştir.
Kulüp, Türkiye genelinde “Es-Es” kısa adıyla tanınır. Bu kısaltma, hem “Eskişehir Spor” isminin harflerinden oluşur, hem de kulübün efsanevi tezahüratından kaynaklanır:
"Es Es Es, Ki Ki Ki, Eski Eski Es!"
Bu tezahürat, özellikle kulübün kuruluş yıllarından itibaren tribün kültürünün ayrılmaz bir parçası olmuş ve Türkiye genelinde büyük bir ün kazanmıştır.
Başkanlar.
C = Cezalı
Diğer kulüplerle ilişkileri.
Rekabetleri.
Bursaspor.
Eskişehirspor yıllardır Bursaspor kulübüyle rekabet halindedir. Bursaspor-Eskişehirspor maçları Derbi ya da Anadolu Derbisi olarak adlandırılır. Bu rekabetin nedeni, taraftar ve başarı açısından Anadolu futbolunun en önde gelen takımlarından olmalarıdır. Son yıllarda iki kulübünde yaşadığı finansal sıkıntılar sonucunda, iki kulüpte zor dönemlerden geçmektedir. Gerek iki şehrin insanı gerekse bu kulüplere gönül vermiş taraftarların ve spor medyasının gözünde bu rekabet Anadolu Derbisi olarak adlandırılmaktadır. Son yıllarda aynı kaderi paylaşan iki camianın birbirine destek olmasıyla birlikte aralarındaki gerginlik yerini dostluğa bırakmıştır.
Bursaspor ve Eskişehirspor arasındaki rekabetin en önemli sebepleri:
gibi nedenlerden dolayı her iki takım arasında önemli bir futbol rekabeti bulunmaktadır.
Ankaragücü.
Eskişehirspor'un uzun süredir rekabet ettiği kulüplerin başında MKE Ankaragücü yer almaktadır. Bu rekabetin kökeni, 22 Kasım 2009 tarihinde Eskişehir'de oynanacak olan maç öncesinde yaşanan olaylara dayanmaktadır. Söz konusu karşılaşma, iki kulübün taraftarları arasında gerilime yol açmış ve zamanla futbol sahasında yaşanan mücadelelerin ötesine geçerek derinleşen bir rekabete dönüşmüştür. Hem Eskişehirspor hem de MKE Ankaragücü, yıllarca Türk futbolunun en üst düzey liglerinde yer almış, birbirleriyle sık sık karşılaşmışlardır. Bu durum, rekabetin sürekliliğini sağlamıştır. Ancak Eskişehirspor'un finansal sıkıntılar ve sportif performansındaki dalgalanmalar nedeniyle alt liglere düşmesi, rekabetin şiddetini bir süreliğine azalmıştır.
rekabeti oluşturan ve pekiştiren önemli etkenlerdendir.
Kardeş Takımlar.
Konyaspor
Konyaspor ile Eskişehirspor arasındaki dostluk, iki kulüp arasındaki ortak değerler ve futbola olan tutkudan doğmuştur. Dostluğun temeli, 1990'ların sonlarına ve 2000'lerin başlarına dayanmaktadır. Her iki kulüp de Anadolu'nun köklü takımlarından olup, zaman zaman zor dönemler geçirmiştir. Bu süreçte, özellikle taraftarlar arasında birbirlerine duyulan saygı ve destek, dostluğun temellerini atmıştır.
Konya ve Eskişehir taraftarları, benzer futbol kültürlerine sahip olup, Anadolu takımlarının büyük kulüplerle olan rekabetinde birbirlerine destek olmuşlardır. Özellikle zor zamanlarda, her iki kulüp taraftar grubu birbirlerini moral ve destek açısından yalnız bırakmamıştır.
Bu dostluk, sadece tribünlerdeki destekle sınırlı kalmamış, zamanla kulüpler arasında da dostane bir ilişki kurulmuştur. Konya ve Eskişehir taraftarları, maçlarda birbirlerine olan saygılarını sıkça dile getirmiş ve bu, Türk futbolundaki nadir dostluklardan biri haline gelmiştir.
St. Johnstone FC
Eskişehirspor ile St. Johnstone arasındaki dostluk, 2010 yılında UEFA Avrupa Ligi eşleşmesiyle başlamıştır. İki kulüp, 2010-2011 sezonu Avrupa Ligi 2. ön eleme turunda karşı karşıya gelmiş; maçlar hem Eskişehir hem de İskoçya’da büyük bir centilmenlik ve karşılıklı saygı çerçevesinde geçmiştir.
Bu eşleşme sırasında Eskişehirspor taraftarları, Türkiye’ye gelen St. Johnstone taraftarlarını misafirperverlikle karşılamış; İskoç taraftarlar da aynı dostane tavrı kendi şehirlerinde göstermiştir. Maç sonrası karşılıklı forma değişimleri, birlikte çekilen fotoğraflar ve sosyal medya üzerinden kurulan samimi iletişim, iki kulüp taraftarı arasında kalıcı bir dostluğun temelini atmıştır.
Zamanla bu dostluk, yalnızca maç günleriyle sınırlı kalmamış; taraftarlar sosyal medyada birbirlerini takip etmiş, dostluk mesajları paylaşmış ve bu güzel bağ bugüne kadar sürmüştür. St Johnstone’un 2013/14 sezonunda Eskişehirspor’un siyah-kırmızı formasını deplasman forması olarak seçmesi de bu bağın önemli sembollerinden biri oldu. St Johnstone taraftarları kötü günler geçiren Eskişehirspor'a destek olmuştur. St Johnstone ile Eskişehirspor arasındaki ilişki, futbolda dostluğun ve centilmenliğin güzel örneklerinden biri olarak anılmaktadır.
Dost Takımlar.
Bursaspor.
Eskişehirspor ile Bursaspor arasında 2010’lu yıllarda çeşitli nedenlerle yaşanan gerginlikler, zamanla her iki kulübün de sportif ve ekonomik anlamda zor dönemler geçirmesiyle azalmış, yerini karşılıklı anlayış ve dayanışmaya bırakmıştır. Son yıllarda iki kulüp taraftarı arasında karşılıklı destek mesajları ve dostane ilişkiler ön plana çıkmıştır.
Adana Demirspor.
"Eskişehirspor" ile Adana Demirspor arasındaki dostluk, uzun yıllara dayanan bir geçmişe sahiptir. İki kulüp, özellikle 1990’lı yıllarda birbirlerine yakın bir ilişki sürdürmüş, maçlarındaki taraftar dayanışması ve karşılıklı destekle dikkat çekmiştir. Bu dostluk, her iki kulübün de Türk futbolundaki mücadeleci ruhunu ve taraftar kültürünü yansıtan önemli bir örnek oluşturmuştur.
Ancak son yıllarda, iki kulübün kritik mücadelelerde karşılaşması nedeniyle bu dostlukta bir mesafe oluşmuş, ilişkilerdeki samimiyet zamanla azalmıştır. Günümüzde, "Eskişehirspor" ile Adana Demirspor arasındaki dostluk eski canlılığını kaybetmiş ve unutulmak üzere olan bir durum haline gelmiştir.
Zonguldakspor FK.
"10 Ekim 2021" tarihinde oynanan Zonguldakspor – Eskişehirspor karşılaşması öncesinde, "Zonguldakspor taraftarları" ekonomik ve sportif açıdan zor bir dönemden geçen "Eskişehirspor"'a destek amacıyla, genç oyunculardan oluşan "Eskişehirspor" kadrosunu tribünlere çağırarak "Dik dur eğilme, Zonguldak seninle" tezahüratında bulunmuştur. Bu jest, iki kulüp taraftarları arasındaki dostane ilişkilerin başlangıcı olmuştur.
Kocaelispor.
Kocaelispor ile "Eskişehirspor" arasındaki dostluk, Türkiye futbolundaki en köklü ve saygıya dayalı taraftar ilişkilerinden biridir. Bu dostluğun temelleri, 1980’li ve 1990’lı yıllarda atılmıştır.
İki kulüp taraftarı, Anadolu kulüplerinin İstanbul takımları karşısında yaşadığı haksızlıklar ve medyada yeterince temsil edilmemeleri gibi ortak sıkıntılar üzerinden bir dayanışma geliştirmiştir. Zamanla bu dayanışma, dostane karşılaşmalar, karşılıklı tribün ziyaretleri ve sosyal medya üzerindeki destek mesajlarıyla pekişmiştir.
Özellikle 2000’li yıllarda iki kulübün de zaman zaman alt liglerde mücadele etmesi, hem sportif olarak hem de tribün anlamında birbirlerine olan sempatiyi artırmıştır. Birçok maçta iki kulübün taraftarları, rakip olmalarına rağmen birbirlerine destek veren pankartlar açmış, dostluk mesajları paylaşmıştır.
"17 Aralık 2011" tarihinde oynanan Eskişehirspor – Kayserispor karşılaşmasında, Eskişehirspor taraftarları o dönem alt liglerde mücadele eden Kocaelispor’a destek amacıyla "“Sensiz olmuyor Kocaelispor”" yazılı bir pankart açmıştır. Yıllar sonra, "11 Mayıs 2024"’te Süper Lig’e yükselme mücadelesi veren Kocaelispor taraftarları ise zor günler geçiren Eskişehirspor’a moral vermek amacıyla "“Aynı yollardan geçti Körfez, geri dönecek elbet Es Es”" pankartıyla tribünlerde yer almıştır. Bu karşılıklı jestler, iki kulüp arasındaki dostane ilişkilerin sembolü olarak dikkat çekmiştir.
Türk futbolunda ilkleri ve enleri.
"Eskişehirspor", Türk futbolunda Anadolu kulüplerinin öncüsü konumunda olmuş ve birçok ilke imza atmıştır. 1966–67 sezonunda Türkiye 1. Ligi’ne (günümüzde Süper Lig) yükselen kulüp, üç büyük şehir dışında lige katılan ilk takım olarak dikkat çekmiştir. Aynı sezonu 17 takım arasında sekizinci sırada tamamlamıştır. Bu başarıyı takiben, 1968–69 sezonunda ligi ikinci sırada tamamlayarak, İstanbul dışından gelen bir kulübün elde ettiği ilk lig ikinciliğini kazanmıştır. Ayrıca Süper Lig'de şampiyonluk yarışı veren ilk Anadolu kulübü olmuştur.Eskişehirspor'un başarısı, diğer Anadolu kulüplerinin de üst liglere yükselmesinde cesaret verici bir örnek oluşturmuştur. Eskişehirspor’u takiben "Bursaspor, Mersin İdmanyurdu" ve "Samsunspor" gibi Anadolu kulüpleri de Türkiye 1. Ligi’ne yükselmiştir.
1971 yılında, Türkiye Kupası’nı kazanan takımın lig şampiyonuyla karşılaştığı Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı (günümüzde Süper Kupa) kazanan ilk Anadolu kulübü Eskişehirspor olmuştur. Aynı yıl Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda mücadele eden takım, 29 Eylül 1971'de Finlandiya temsilcisi "MP Mikkeli"'yi 4–0 mağlup etmiş, Fethi Heper ise bu maçta attığı dört golle, bir Avrupa maçında dört gol atan ilk Türk futbolcu olmuştur.
20 Ekim 1971'de Dinamo Moskova ile oynanan Avrupa kupası maçı, Türkiye'de canlı olarak yayınlanan ilk uluslararası kulüp karşılaşmasıdır.
Taraftar kültürü açısından da Eskişehirspor birçok ilke sahiptir. Eskişehir Atatürk Stadyumu, organize tezahüratların yapıldığı ilk stat olmuş, kulüp taraftarı "Es Es Es, Ki Ki Ki, Eski Eski Es" tezahüratıyla tanınmıştır. Eskişehirspor taraftarı ilk kez deplasman maçına gitmiş ve Türk futbol tarihindeki ilk deplasman seyircisi olarak tarihe geçmiştir.
25 Nisan 1982 tarihinde "Eskişehirspor – Adanaspor" maçında, Türk futbol tarihinde ilk koreografi çalışması yapılmış; tribünlerde kartonlarla "ES ES" yazılmıştır. Bu organizasyon, dönemin basınında büyük yankı uyandırmıştır. Türk futbol tarihinde deplasman tribününde yapılmış ilk koreografi gösterisi de Eskişehirspor taraftarına aittir.
Ayrıca 31 Mayıs 1995’te Konya’da oynanan "Eskişehirspor – Aydınspor" karşılaşmasında, resmi polis kayıtlarına göre 32.000 Eskişehirspor taraftarı tribünlerde yer almış ve bu rakam, o dönem Türkiye'de bir deplasman seyircisi için kaydedilen en yüksek sayı olmuş ve uzun yıllar boyunca bu rekor kırılamamıştır.
Stadyum.
Eskişehir Atatürk Stadyumu (1952 - 2016).
Eskişehir Atatürk Stadyumu, 2016 yılına kadar Eskişehir'de hizmet veren 14.950 kapasiteli stadyumdur. Eskişehirspor'un iç saha maçlarına ev sahipliği yapmıştır.
Eskişehirspor, 2007-08 sezonunda Süper Lig'e çıktıktan sonra 2008-09 sezonu başında hafif bir tadilat görerek Süper Lig'e uygun hale getirilmiştir. En son, 2012-13 sezonu başında Avrupa Ligi'nde Eskişehirspor - St. Johnstone maçına ev sahipliği yapmıştır.
TOKİ ile yapılan anlaşmalar nedeniyle 2013 yılının Haziran ayında eskimiş olan stadın yerini alması planlanan Yeni Eskişehir Stadyumunun temeli Sazova'da atılmış, 2016 yılında da açılarak Eskişehir Atatürk Stadının yerini almıştır.
Yeni Eskişehir Atatürk Stadyumu (2016 - günümüz).
Eskişehirspor 2016 yılının Kasım ayından itibaren iç saha maçlarını Yeni Eskişehir Stadyumunda oynamaktadır. Yeni Eskişehir Stadyumunun inşaatının tamamlanması ve açılmasıyla, Eskişehir Atatürk Stadyumu bu tarihten itibaren kullanılmamaktadır.
34 bin 930 kişilik seyirci kapasitesine sahip stadyum sadece futbol için inşa edildiği için koşu pisti bulunmuyor ve tribünlerin taç çizgisine mesafesi 10 ile 12 metre.Çim alanı 111 metreye 74 metre olan stadyumun oyun alanı ölçüleri ise 105 metreye 68 metre ebadında. Toplam 16 bloktan oluşan yeni stadyum, 86 bin 783 metrekare kullanılabilir alana sahip.
Basın mensuplarına Eskişehirspor maçları için 533 koltuğun ayrıldığı stadyumda, misafir seyircilere ayrılan bölümde ise 1623 koltuk yer alıyor. 35 bin 310 metrekare alana sahip açık otopark 1148 araç kapasitesine sahip. Ayrıca 502 araçlık 17 bin 20 metrekarelik bir de kapalı otopark bulunuyor. Kapalı otoparkın bulunduğu bodrum katta ayrıca antrenman salonu ve soyunma odaları yer alıyor.
Zemin katta ise basın açıklama odaları, soyunma odaları, masaj salonları bulunuyor. Ambulans, itfaiye ve takım otobüslerinin girişleri de buradan sağlanıyor.Stadyumun birinci katında seyirciler için ayrılan fuaye alanları var.
Locaların yer aldığı ikinci katta ise iki adet restoran bulunuyor.
Doğu ve Batı tribünlerinde 27'şer adet toplam 54 loca yer alıyor. Ayrıca yine seyirciler için ayrılmış fuaye alanları bu katlarda da mevcut. Protokol salonları, basın çalışma alanları ise üçüncü katta yer alıyor. Dört ve beşinci katlar ise yine basın çalışma alanları, kamera odaları ve TV-radyo anlatım alanlarına ayrılmış durumda.
Güncel kadro.
<section begin=squad />
<noinclude>
Avrupa kupalarındaki maçları.
UEFA Kupa Galipleri Kupası:
Fuar Şehirleri Kupası/UEFA Kupası/UEFA Avrupa Ligi:
Lig mücadeleleri.
1966-1982, 1984-1989, 1995-1996, 2008-2016
1965-1966, 1982-1984, 1989-1992, 1993-1995, 1996-2001, 2006-2008, 2016-2021
1992-1993, 2001-2006, 2021-2022
2022-2023, 2025-
2023-2025
Geçmiş Sezonlardaki Performansı.
Ana madde: Eskişehirspor sezonları listesi
C = Cezalı
"Eskişehirspor Dergisi".
Kulübün resmî yayın organlarından biri olan "Eskişehirspor Dergisi", kulüp tarafından Ağustos 2008'de yayımlanmaya başlamıştır. Dergide kulübün sporcuları, antrenörleri ile yapılan söyleşiler, kulübün birinci lige çıkışı hakkında bilgiler, kulüp ile ilgili haberler, kulüp başkanının aylık yazısı, spor dünyası hakkında yazılar, haberler bulunmaktadır. Dergi ilk olarak Ağustos 2008 sayısı ile piyasaya çıkmıştır. İlk sayı 5.000 kadar basılmış ve ilk sayıda Eskişehirspor'un Bank Asya 1. Lig'den Süper Lig'e çıkışının öyküsü bulunmaktadır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19339",
"len_data": 22892,
"topic": "SPORTS",
"quality_score": 3.54
}
|
606 (DCVI) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19341",
"len_data": 46,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.04
}
|
612 yılı (DCXII), Jülyen takviminin cumartesi günü ile başlayan bir artık yılı. Bu yıl için 612 adı, Anno Domini takvim döneminin Avrupa'da yıl adlandırmada yaygın yöntem haline geldiği erken ortaçağ döneminden beri kullanılmaktadır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19347",
"len_data": 233,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 3.69
}
|
Civan Gasparyan (Ermenice: Ջիվան Գասպարյան, 12 Ekim 1928, Solak - 6 Temmuz 2021, Los Angeles), Ermeni duduk virtüözü.
Küçük yaşta evin geçimine katkıda bulunmak için çalışmalara başladı, fakat aklı hep duduktaydı. Gasparyan ilk yıllarını şöyle anlatır: "Sessiz filmler yerel müzik eşliğinde gösterilirdi. Duduğu ilk kez sinemada dinledim. Bir yandan da ailemin geçimine yardımcı olmak zorundaydım. Topladığım şişeleri satarak ilk duduğumu aldım. Altı yaşındaydım, çalmayı kendim öğrendim. Çocuk grubundan sonra Gomidas Konservatuvarına girdim. Master ve pedagoji eğitiminden sonra konservatuvarda eğitim görevlisi oldum."
Civan Gasparyan 1946'dan 1982'ye kadar Tatul Altunyan Halk Müziği ve Oyunları Topluluğunda solist olarak yer aldı. Yapımcı-müzisyen Brian Eno 1989'da Moskova'da Melodia plak şirketinin stüdyolarında Sovyet halklarının müziklerini incelerken; Civan Gasparyan'ın müziği ile karşılaştı. Çok etkilenen Eno, Gasparyan'ı Londra'ya davet etti. Gasparyan'ın yurt dışında yayımlanan ilk albümü "I will not be sad in this world" bu dönemde kaydedildi. Gasparyan bu albümden sonra dünyanın en ünlü senfonik orkestralarıyla ve Peter Gabriel, Lionel Richie, Michael Brook, Erkan Oğur gibi tanınmış müzisyenlerle çalıştı. Avrupa ve Amerika'da pek çok albümü yayımlandı. Ronin, Gladyatör gibi pek çok filmde müzikleriyle yer aldı.
Civan Gasparyan 6 Temmuz 2021'de ABD'nin Los Angeles şehrinde 92 yaşında öldü. 24 Temmuz 2021'de Ermenistan'ın başkenti Erivan'daki Aram Haçaturyan konser salonunda düzenlenen törenin ardından Komitas Pantheon Mezarlığı'na defnedildi.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19355",
"len_data": 1572,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 3.59
}
|
Oxford Üniversitesi (İngilizce: University of Oxford), Birleşik Krallık'ta, İngiltere'nin Oxford kentinde bulunan bir üniversitedir. Kurulduğu tarih bilinmemesine rağmen, 1096 tarihinde bu kentte eğitim olduğuna dair belgeler üniversiteyi İngilizce konuşulan dünyanın en eski üniversitesi, kuruluşundan itibaren var olmaya devam eden en eski ikinci üniversite yapmaktadır. Üniversite 1167 yılında II. Henry'nin, İngiliz öğrencilerin Paris Üniversitesinde okumasını yasaklamasıyla hızla büyümüştür. 1209 yılında Oxford halkıyla yaşanan anlaşmazlıklar sonucu bazı akademisyenler kuzeydoğudaki Cambridge kasabasına gitmiş ve burada Cambridge Üniversitesi’ni kurmuşlardır. Bugün bu iki eski üniversite Oxbridge adıyla anılır.
Oxford, toplam 39 kolejden ve kendi içinde dörde ayrılan akademik bölümlerden oluşmaktadır. Tüm kolejler üniversite içinde özerktir; kendi öğrencilerini seçer, yapısı ve faaliyetlerini kendileri belirler. Bir kent üniversitesi olan Oxford'un ana yerleşkesi yoktur; tüm binaları ve tesisleri şehir merkezi içinde yer almaktadır. Oxford'da lisans öğrenimi kolejlerde "tutorial" adı verilen haftalık dersler ile üniversite fakülteleri ve bölümlerinin sağladığı dersler ve laboratuvar çalışmalarıyla yapılır.
Oxford, dünyanın en eski ve en prestijli burslarından olan, bir yüzyılı aşkın zamandır yüksek lisans öğrencilerini üniversiteyle buluşturan Rhodes Bursu'nun merkezidir. Üniversite, dünyanın eski üniversite müzesi olan Ashmolean Müzesi'ne, dünyanın en büyük üniversite yayıncısı olan Oxford University Press'e ve Birleşik Krallık'ın en büyük kütüphane sistemine ev sahipliği yapmaktadır. Oxford'un önemli mezunları arasında pek çok Nobel Ödülü sahibi, 27 Birleşik Krallık başbakanı ve pek çok yabancı devlet başkanı bulunmaktadır. QS Dünya Üniversite Sıralamaları'nın 2022 yılı verilerine göre dünyanın en iyi ikinci, Avrupa'nın ise en iyi üniversitesi seçilmiştir.
Tarihçesi.
Kuruluşu.
Oxford Üniversitesinin kuruluş tarihi bilinmemektedir. Oxford'da öğretim 1096 tarihinde mevcut olsa da, üniversitenin ne zaman kurulmuş olduğu kesin değildir. İngiliz öğrencilerin Paris Üniversitesinden dönmesinin ertesinde üniversite hızla genişlemiştir. Tarihçi Gerald of Wales 1188 yılında burada eğitim vermiş, ilk bilinen yabancı âlimlerden Frizyalı Emo da 1190'da Oxford'a ayak basmıştır. Rektör, 13. yüzyıldan beri "chancellor" (şansölye) unvanıyla anılır. Üniversiteye Kral III. Henry döneminde bir kraliyet imtiyaznamesi verilmiştir.
1209 yılında öğrencilerin Oxford halkıyla yaşadıkları anlaşmazlığın boyutu şiddete varınca bazı öğrenciler Cambridge kasabasına kaçmış, zaman içinde burada Cambridge Üniversitesini kurmuşlardır.
Öğrenciler erken dönemlerden itibaren kökenleri üzerinden iki "ulus"a ayrılmaktaydı: bunlardan biri Kuzey ("Kuzeyliler" ya da "Boreales", Trent Nehri'nin kuzeyinde yaşayan İngilizler ile İskoç halkı), diğeriyse Güney ("Güneyliler" veya "Australes", Trent Nehri'nin güneyinde yaşayan İngilizler, İrlandalılar ve Gallerliler) idi. Kolej yapısının Oxford'a yerleşmesiyle, coğrafi köken de önemini sürdürmüştür. Bununla birlikte Dominikanlar, Fransiskanlar, Karmelitler ve Augustinusçular gibi pek çok manastır tarikatı da 13. yüzyılın ortasında Oxford'a gelmiş, söz sahibi olmuş ve öğrenciler için binalar yaptırmışlardı. Aşağı yukarı aynı zamanda, hayırsever kimseler kendi kendini yöneten kolejler kurmaya başlamıştı. 1249 yılında William of Durham tarafından kurulan University Kolej, bir İskoç kralının babası olacak John Balliol'un kurduğu Balliol Kolej bunlardan sayılabilir. Lordlar Kamarası başkanı ve Rochester Piskoposu Walter de Merton, üniversite hayatına dair bir yönetmelik kaleme almış, kurduğu Merton Kolej bu anlamda Oxford'daki benzer kurumlar ve Cambridge Üniversitesine örnek oluşturmuştur. Bu tarihten itibaren öğrenciler giderek manastır yönetimindeki binalardan ayrılıp kolejlerde yaşamayı tercih etmeye başlamışlardır.
1333-34 yıllarında, Oxford'dan memnun olmayan bir grup akademisyenin Stamford, Lincolnshire'da bir üniversite kurma teşebbüsü, Kral III. Edward'a bir dilekçe sunan Oxford ve Cambridge üniversitelerince engellenmişti. Bu tarihten itibaren, İngiltere'de, Londra da dâhil olmak üzere yeni üniversite kurulması 1820 yılına kadar yasaklanmıştı; bu nedenledir ki, Oxford ve Cambridge ülkede eğitim konusunda batı Avrupa ülkelerinde pek görülmeyen türden bir tahakküm sahibi olmuştur.
Rönesans dönemi.
Rönesans döneminin getirdiği yeni bilgiler, 15. yüzyıldan sonra Oxford'u oldukça etkilemişti. Dönemin akademisyenleri arasında Grekçe çalışmalarının yeniden rağbet görmesini sağlayan William Grocyn ve meşhur teolog John Colet bulunuyordu.
İngiliz Reformasyonu sonrası Katolik Kilisesi ile yollar ayrıldıktan sonra, mezhep değiştirmeyen Oxfordlular kıta Avrupası'na kaçarak özellikle Douai Üniversitesi'ne gitmişlerdir. Oxford, Orta Çağ'ın skolastik yöntemini terk ederek Rönesans eğitimini benimsemişse de üniversiteye bağlı kurumlar toprak ve gelir kaybına uğramıştır. Aydınlanma Çağı'na gelindiğinde Oxford bir hayli itibar kaybetmişti; yeni öğrenciler gelmiyor, eğitim ihmal ediliyordu.
1637 yılında okulun rektörü ve Canterbury Başpiskoposu olan William Laud üniversitenin mevzuatını kaleme aldı. Okulun 19. yüzyıl ortasına kadar başvurduğu yönetmelik büyük ölçüde bu olmuştur. Laud aynı zamanda üniversite yayınevi için imtiyazname çıkartılmasını sağlamış ve okulun ana kütüphanesi olan Bodleian Kütüphanesi'ne önemli bağışlarda bulunmuştur. İngiltere Kilisesi'nin kurulduğu yıllardan başlayarak 1866 yılına kadar, lisans derecesi olmak için kilise mensubu olmak zorunluydu; kilise mensubu olmayanların yüksek lisans almasına ise 1871 yılında izin verildi.
İngiliz İç Savaşı sırasında (1642-1649) üniversite Kralcı partinin merkeziyken, kasaba meşruti sistemi destekliyordu. 18. yüzyılın ortasından itibaren Oxford Üniversitesi'nin siyasi anlaşmazlıklarda taraf olduğu pek görülmemiştir.
1610 yılında kurulan Wadham Kolej, Sir Christopher Wren'in lisans eğitimi aldığı yerdi. 1650'lerde Wren, aralarında Robert Boyle ve Robert Hooke'un da olduğu bir grup parlak empirist bilimcinin yer aldığı Oxford Philosophical Club'a (Oxford Felsefe Kulübü) dahildi. Grup, Wadham'ın müdürü John Wilkins'in desteğiyle haftada bir toplanmış, günümüzdeki Royal Society'nin kurulmasına ön ayak olmuştur.
Modern dönem.
19. yüzyıl ortasında, Kardinal Newman adıyla bilinen John Henry Newman'ın başını çektiği Oxford Hareketi (1833-1845) üniversitede çok etkili olmuştur. Edward Bouverie Pusey, Benjamin Jowett ve Max Müller gibi önemli akademisyenler yardımıyla Alman üniversitelerindeki yenilikçi model Oxford'a ulaşmıştır.
1800'lerde yapılan idari reformlar arasında sözlü sınavların yerine yazılı sınavların getirilmesi; dini ayrılıklara tahammülün artması ve kadınların okuyacağı dört kolejin kurulması sayılabilir. 20. yüzyılda Kraliyet özel meclisinin kararlarıyla (örn. zorunlu günlük ibadetin kaldırılması, Regius İbranice Profesörlüğü'nün ruhbanlık mesleğinden ayrılması, kolejlerin bıraktığı mirasların ilahiyat dışında kaynaklara aktarılması) geleneksel inanç ve ibadet arasındaki bağlantıyı gevşetme vazifesi gördü. Dahası, üniversite geleneksel olarak sadece klasik ilmi kapsıyorken, müfredat 19. yüzyıl içinde genişleyerek bilim ve tıp alanlarını da içine aldı. Üniversiteye girmek için Grekçe bilmek 1920, Latince bilmek ise 1960 yılına kadar zorunluydu.
Oxford Üniversitesi, 20. yüzyıl başında doktora vermeye başladı. Matematik alanındaki ilk Oxford DPhil derecesi 1921 tarihinde verilmiştir.
1914 yılının başında üniversitede yaklaşık üç bin lisans öğrencisi ve yaklaşık yüz lisans üstü öğrenci bulunuyordu. I. Dünya Savaşı sırasında pek çok lisans öğrencisi ve kolej mensubu savaşa katıldı. 1918 yılında neredeyse tüm kolej mensupları üniformalıydı; okulun öğrenci nüfusu %12'ye düşmüştü. toplamda 14.792 üniversite üyesi savaşta yer almış, 2.716 kişi (%18,36) ölmüştür. Savaş yıllarında boş kalan üniversite binaları hastane, yedek subay okulu ve askeri eğitim kampı olarak hizmet vermiştir.
Yüzyıl ortasında Nazizm ve Komünizm nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan pek çok seçkin akademisyen Oxford'a gelmiştir.
Oxford Üniversitesi'nin tarih boyunca sahip olduğu seçkin mezunlar ve akademisyenlerin listesi hayli uzundur; Britanya'nın ve ülkelerinin siyaset, bilim, tıp ve edebiyatında etkili isimler olmuşlardır. 50'nin üzerinde Nobel Ödülü sahibinin ve ellinin üzerinde dünya liderinin yolu Oxford Üniversitesi'nden geçmiştir.
Kadınların eğitimi.
Üniversite 1875 yılında çıkardığı bir kararname ile delegelerin kadınlara lisans seviyesinde sınavlar düzenlemesini mümkün kılmıştır; yüzyıl sonunda bir süre devam eden bu uygulama sayesinde "istimbot hanımları" diye adlandırılan kadınlar, Dublin Üniversitesi'nden "ad eundem" (bir üniversitenin başka bir üniversitenin mezununa verdiği fahri paye) dereceleri almıştır. İlk dört kadın koleji, Kadınlar için Yükseköğrenimi Yayma Derneği'nin (AEW) çalışmaları sonucu açılmıştır. Lady Margaret Hall'un (1878) arkasından 1879'da Somerville Kolej kurulmuştur; Somerville ve Lady Margaret Hall'un ilk 21 öğrencisi derslere, Oxford'da bir fırıncı dükkânının üst katındaki odalarda girmiştir. İlk iki kolejin ardından St. Hugh's (1886), St. Hilda's (1893) ve St. Anne's Kolej (1952) gelmiştir. 20. yüzyıl başında Oxford ve Cambridge erkeklerin ayrıcalık sahibi olduğu kurumlar olsa da, I. Dünya Savaşı sırasında kadınların Oxford'a entegrasyonu hızlanmıştır. 1916 yılında erkeklerle eşit sayıda kadın tıp öğrencisi kabul edilmiş, 1917 yılında üniversite kadınların sınavları için maddi sorumluluğu üstlenmiştir. 7 Ekim 1920 günü kadınların üniversitenin asli üyeleri olarak kabul edilmesi ve derece alabilmesi sağlanmıştır. 1927 yılında "don"ların kota uygulamasıyla kadın öğrenci sayısı erkek sayısının çeyreğine düşürülmüş, bu uygulama 1957 yılına kadar kaldırılmamıştır. Ancak 1970'lere kadar Oxford kolejleri yalnız erkekleri veya kadınları kabul ettiği için, kadın öğrencilerin sayısı kolejlerin öğrenci alma kapasitesine göre belirlenmiştir. Kadın kolejlerine resmiyet 1959 yılında tanınmıştır.
1974 yılında Brasenose, Jesus, Wadham, Hertford ve St. Catherine's kolejleri kadın öğrencileri kabul eden ilk erkek kolejleri olmuştur. 2008'de St. Hilda's ilk erkek öğrencileri aldığında tüm kolejler karma eğitim vermeye başladı.
1988 yılına gelindiğinde, Oxford'un lisans öğrencilerinin %40'ı kadındı; 2012 yılı rakamlarına göre erkek lisans öğrencisi oranı %54, kadın öğrenci oranı ise %46'dır.
Oxford diplomalı ilk kadınlardan Dorothy L. Sayers'ın "Gaudy Night" isimli dedektif romanı Oxford'daki (kurgusal) bir kadın kolejinde geçer; kadın eğitimi meselesi ele aldığı konulardan biridir.
Binaları ve tesisleri.
Ana binaları.
Bir "şehir üniversitesi" olduğu için Oxford'un ana yerleşkesi yoktur; kolej, akademik bölüm, yatakhane ve diğer tesisler şehir merkezi içinde yer almaktadır. Çoğu fen bölümünün yer aldığı Science Area, bir üniversite yerleşkesine en çok benzeyen bölümdür. Şehrin kuzeybatısında yer alan dört hektarlık Radcliffe Observatory Quarter hâlâ yapım aşamasındadır. Büyük kolejlerin binaları ve tesisleri de benzer büyüklüktedir.
Üniversitenin meşhur binaları arasında Radcliffe Camera, müzik konserleri, dersler ve üniversite merasimlerinin yapıldığı Sheldonian Theatre ve sınavlar ile bazı derslerin yapıldığı Examination Schools sayılabilir. St. Mary the Virgin Kilisesi, Sheldonian'ın yapılmasından önce üniversite merasimleri için kullanılmaktaydı. Christ Church Katedrali hem kolejin şapeli, hem de katedral olarak kullanılmaktadır.
2012-13 yıllarında üniversitenin Castle Mill projesine onay vermesi ve inşa edilen 4-5 katlı öğrenci yatakhanelerinin şehir merkezi manzarasının önünü kesmesi tartışmalı bir konu olmuştu. Proje, "Stonehenge'in yanına bir gökdelen inşa etme"ye benzetilmiştir.
Parkları.
University Parks, şehrin kuzeydoğusunda 28 hektarlık bir park bölgesidir. Gündüz saatlerinde tüm Oxford halkına açıktır. Bahçelere ve egzotik bitkilere ev sahipliği yapan parkın resmi olan ve olmayan fikstürler için kullanılan spor tesisleri bulunur.
High Street üzerindeki Botanik Bahçeleri, Birleşik Krallık'ın en eski botanik bahçesidir. 1,8 hektarlık bir alanda 8.000'in üzerinde bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Fazla büyük olmamasına rağmen dünyanın en çeşitli bitki koleksiyonlarından bir tanesidir ve yüksek bitki familyalarının %90'ından fazlası bahçelerde temsil edilir. Şehrin altı kilometre güneyinde yer alan 53 hektarlık Harcourt Arboretumu, doğal ormanlık alan ve 27 hektarlık bir mera alanı içerir. Üniversitenin sahibi olduğu dört km2'lik Wytham Woods, zooloji ve iklim değişikliği üzerine araştırmalarda kullanılmaktadır.
Bagley Wood ve Christ Church Meadow gibi kolej sahipliğindeki meydanlar da kamuya hizmet vermektedir.
Teşkilatı.
Bir kolej üniversitesi olan Oxford'un yapısı bilmeyenlere karmaşık gelebilir. Üniversite sayısı kırkı aşan kolej ve "hall"dan oluşan bir federasyondur; merkezi yönetimin başında rektör yardımcısı bulunur.
Akademik bölümler, federasyonun merkezi yapısı içinde yer alırlar, hiçbir kolejle bağlantıları yoktur. Bölümler öğrenim ve araştırma için gerekli tesisleri sunar, müfredatı ve öğrenim prensiplerini belirler, araştırma gerçekleştirir, dersler ve seminerler verir.
Lisans öğrencilerinin "tutorial" derslerini aldığı kolejlerde akademik bölümlere mensup kişiler de yer alırlar. Belirli kolejlerin belirli konulara yatkınlığı olsa da (örn. Nuffield Kolej bir sosyal bilimler merkezidir) istisnalar mevcuttur ve çoğu kolej çeşitli konulara hâkim akademisyen ve öğrencilere ev sahipliği yapmaktadır. Üniversitenin her seviyesinde kütüphane tesisleri mevcuttur: üniversitenin Bodleian Kütüphanesi, bölümlerin (örn. İngiliz Edebiyatı Fakültesi Kütüphanesi gibi) kendi kütüphaneleri ve kolejlerin işlettiği, tüm üyelerin kullanımına açık olan çok disiplinli kütüphaneler.
Merkezi yönetimi.
Üniversiteyi resmi olarak yöneten "şansölye" şu an Lord Patten olsa da, pek çok Birleşik Krallık üniversitesinde olduğu gibi bu kişi pek fazla yetki sahibi değildir; üniversitenin günlük çalışmasıyla ilgilenmez. Üniversitenin tüm mezunlarının katıldığı bir meclis "şansölye"yi seçer ve bu kişi ölümüne dek görevini sürdürür.
Üniversitenin "de facto" yöneticisi rektör yardımcısıdır ve bu görevi şu an Louise Richardson yürütmektedir. Beş yardımcısı eğitim; araştırma; planlama ve sermaye; gelişme ve dış ilişkiler; personel ve eşit imkânlar konularıyla bizzat ilgilenir. Üniversitenin idari politikasını belirleyen kurum Üniversite Meclisi'dir; bu mecliste rektör yardımcısı, bölüm başkanları, Congregation tarafından seçilen diğer üyeler ve öğrenci birliğinin seçtiği gözlemciler yer alır. "'Don parlamentosu" adı verilen Congregation üniversitenin akademik ve idari personelinin oluşturduğu 3700 kişilik bir meclistir ve yasama konusunda en büyük sorumluluğa sahip olan mercidir; meclisin teklif ettiği politikaları tartışır ve kararlaştırır.
İki kolejden dönüşümlü olarak seçilen iki üniversite "gözetmen"i, üniversitenin ve üniversiteye mensup herkesin yönetmeliklere uymasını sağlayan ombudsmanlardır. Üniversitenin profesörlerine toplu olarak "Oxford Üniversitesi'nin Nizami Profesörleri" adı verilir. Üniversitenin lisans üstü programlarında özellikle etkilidirler. Bu nizami profesörlüklere örnek olarak Chichele Profesörleri ve Drummond Siyasi İktisat Profesörü örnek verilebilir. Akademik fakülteler, bölümler ve enstitüler dört bölümde birleşirler; her birinin kendi başkanı ve seçilmiş meclisi vardır. Bunlar Beşeri Bilimler; Sosyal Bilimler; Matematik, Fizik ve Fen Bilimleri; ve Tıp bölümleridir.
Oxford Üniversitesi devletten kamu ödeneği aldığı için "devlet üniversitesi" sayıldığı gibi, tamamen özerk olduğu ve kamu ödeneğini reddederek kendini geçindirebileceği için bir "özel üniversite" de sayılır.
Kolejleri.
Üniversitedeki tüm öğrencilerin ve akademisyenlerin bir koleje ya da "hall"a üye olması gerekmektedir. Üniversitenin 39 kolejinin her biri özerktir ve kendi üyelerini, iç yapılarını ve faaliyetlerini kendileri belirlerler. Her bölümden öğrenci almayan kolejler bulunsa da, her kolejin geniş bir ilgi alanı bulunmaktadır.
Kolejlerin alfabetik olarak isimleri şöyledir:
Kolejlerin öğretim üyeleri don olarak bilinseler de, bu sıfat üniversitenin kendisince çok kullanılmaz. Konaklama ve yemek tesislerinin yanı sıra, her kolej öğrencilerine sosyal ve kültürel faaliyetler sunmakla mükelleftir. Kolejler lisans öğrencilerini kabul eder ve ödeyecekleri harç miktarını belirler; lisans üstünde ise bu sorumluluk bölüme aittir.
Mali işleri.
2014/15 yılında, üniversitenin geliri 1,429 milyon £ idi; bu gelirin başlıca kaynakları araştırma bursları (522,9 milyon £) ve harç ücretleridir (258,3 milyon £). Kolejlerin toplam geliri 415 milyon £ idi.
Üniversitenin yıllık geliri ve cari bütçesi daha büyük olsa da, kolejlere vakfedilen para çok daha fazladır (üniversite için rakam 834 milyon £, kolejler için 3,8 milyar £). Üniversitenin merkezi bütçesi 2007 yılında kurulan Oxford Üniversitesi Vakıf Yönetimi bürosu tarafından yönetilmektedir. Fosil yakıt yatırımları bulunan üniversite, 2014 tarihinde Amerika üniversitelerini örnek alarak bu yatırımları satmak için müzakerelere başlamıştır.
Üniversite Campaign for Oxford adlı bir kampanya başlatarak Birleşik Krallık'ta halktan bağış toplayan ilk üniversitelerden biri olmuştur. 2008 Mayıs'ında başlatılan ikinci kampanyaya "'Oxford Thinking – Oxford Üniversitesi Kampanyası" adı verilmiştir; bu kampanyanın üç amacı bulunmaktadır: akademik mevkiler ve programların sağlanması; öğrenci desteği; binalar ve altyapı işleri. 2012'nin Mart ayında 1,25 milyar £ değerindeki ilk hedefi geçen kampanyanın hedefi 3 milyar £ olarak değiştirildi. 2015'te rakam 2 milyar £'a ulaşmıştı.
Akademik Profili.
Başvuru ve kabul.
Çoğu Britanya üniversitesinde olduğu gibi öğrenci adayları üniversiteye UCAS başvuru sistemi üzerinden başvurur; ancak Oxford Üniversitesi başvuruları, Cambridge Üniversitesi'nin ve tıp, diş hekimliği bölümlerinin de belirlediği erken bir tarihte, 15 Ekim günü sona erer.
Öğrencilerin her iki okulu da düşünmesinin önüne geçmek için, lisans adaylarının aynı yıl Oxford ve Cambridge'e başvurmasına izin verilmemektedir. Tek istisna erganun öğrencileri ve ikinci kez lisans yapacak olanlardır.
Çoğu aday kolejlerden birine başvurmayı tercih eder. Kolejler ise başvuru sürecinde ortaklaşa çalışır ve öğrencilerin kolej tercihlerine rağmen üniversitede bir yer edinmesi için çalışır. Son liste, elde edilen ve beklenen sınav sonuçları, okul referansları ve bazı konularda yazılı sınavlar ve teslim edilmiş metinler esas alınarak çıkarılır. Başvuru adaylarının yaklaşık %60'ı son listeye kalsa da, bu durum bölüme göre değişiklik gösterebilir. Kısa listedeki öğrencilerin büyük bölümü tek bir koleje yöneldiyse, bu öğrenciler kontenjanı dolmamış kolejlerden birine yönlendirilebilirler. Kolejler kısa listedeki adayları aralık ayında mülakat için çağırır, üç gün boyunca onlara yemek ve konaklama imkânı sunar. Adayların çoğu daha sonra birden fazla kolejden akademisyenler tarafından mülakata alınır. Avrupa'dan başvurmayan adayların mülakatları ise bazı durumlarda internet üzerinden gerçekleştirilebilir.
Teklifler ocak ayının başında gönderilir; bu teklifler genellikle bir kolejin kabulüyle birlikte gelir. Başarılı olan adayların dörtte biri, başvurmadıkları bir kolej tarafından kabul edilmektedir. Bazı bölümler ağustos ayında A Level sonuçlarını alacak olan kimi adaylara açık teklifte bulunabilir.
Öğretim ve dereceler.
Lisans öğreniminin merkezinde 1-4 öğrencinin bir akademisyenle toplanarak o haftaki çalışmalarını –bu bazen bir makale (beşeri bilimlerde, çoğu sosyal bilim bölümü, bazı matematik, fizik ve fen bilimi bölümlerinde) veya problem cetveli (genellikle fen bölümleri, bazı sosyal bilimlerde) olabilir– bir saat boyunca tartıştıkları "tutorial" adı verilen özel ders bulunmaktadır. Sınavları yapan ve diplomayı veren merci üniversitedir. Lisans öğrenimi üç akademik dönem sürer: bu dönemlere Michaelmas, Hilary ve Trinity adı verilir. Her dönemde hafta pazar günü başlar ve bir sayıyla tanımlanır: ilk haftaya "birinci hafta", sonuncuyaysa "sekizinci hafta" denir; bu rakamlama dönem öncesine sarktığında "0. hafta" veya "-1. hafta" gibi kullanımlar da görülür. Lisans öğrencilerinin 0. haftanın perşembesinden itibaren konaklamaya başlaması gerekmektedir. Dönemler çoğu İngiliz üniversitesinde olduğundan daha kısadır ve akademik yıl, toplamda yılın yarısından az bir zaman sürer. Ancak lisans öğrencilerinin Noel, Paskalya ve Uzun Tatil olarak bilinen üç tatil süresince çalışması beklenir.
Üniversitenin tüm bölümlerinde lisans üstü seviyede yüksek lisans ve doktora araştırma bölümleri mevcuttur.
Burs ve maddi yardım.
Oxford öğrencilerinin eğitimleri sırasında maddi destek için değerlendirebilecekleri pek çok imkân mevcuttur. 2006 yılında başlatılan Oxford Opportunity Bursaries programı, tüm Britanya vatandaşı lisans öğrencilerine imkânlarına dayalı olarak burslar sağlamaktadır. 3 yıllık bir program için toplam 10.235 £ yardımda bulunan bu burs, Birleşik Krallık üniversiteleri arasındaki en cömert burstur. Bunun yanında kolejler de öğrencilerine burs ve para desteği sunabilir. Lisans üstü eğitim için mevcut burs imkânları arasında Rhodes Bursu ve yakın zamanda başlatılan Weidenfeld Bursu sayılabilir. Oxford aynı zamanda her ulustan lisans üstü adayına açık olan Clarendon Bursu'nu da tanımaktadır. Bu bursu öncelikle Oxford University Press tahsis eder.
İlk sınavlarda başarılı olan öğrenciler kolejler tarafından burslar ve hibelerle ödüllendirilse de, harç sisteminin getirilmesinden beri bu meblağ daha çok sembolik hale gelmiştir. Burslu öğrenciler daha geniş bir cübbe giyerler; konaklama ve yemek için para ödeyen "avamlar" ise kısa, kolsuz bir cübbe giyer. Geçmişte "soylu avamlar" ve "beyefendi avamlar" gibi kademeler bulunsa da, bunlar 19. yüzyılda kaldırılmıştır. Belirli okullardan mezun olmak gibi şartlara bağlı olan "kapalı" burslar ise bugün ancak ismen varlığını sürdürmektedir.
Kütüphaneler.
Üniversite, Birleşik Krallık'ın en büyük üniversite kütüphane sistemine sahiptir: toplam 190 kilometre uzunluğunda raflarda yer alan 11 milyonu aşkın kitabıyla, Bodleian sistemi British Library'den sonra Birleşik Krallık'taki en büyük ikinci kütüphanedir. Bodleian Kütüphanesi devlet nüshası imtiyazı olan bir kütüphane olduğu için, Birleşik Krallık içerisinde yayımlanan her kitabın ücretsiz bir nüshasını isteme hakkına sahiptir. Bu sebeple kütüphanenin koleksiyonu yılda beş kilometre raf oranında büyümektedir.
Üniversitenin ana araştırma kütüphanesi olarak kabul edilen Bodleian Kütüphanesi, 1598 yılında Sir Thomas Bodley'nin kurduğu ve 1602'de açılan eski binadan, Radcliffe Camera, Clarendon Binası ve Yeni Bodleian Binası'ndan oluşur. Broad Caddesi altındaki bir tünel bu binaları birbirine bağlamaktadır; eski Bodleian binası ile Radcliffe Camera'yı birbirine bağlayan Gladstone Link tüneli de 2011'de okurların hizmetine açılmıştır.
Bodleian Kütüphaneleri grubu 2000 yılında kurulmuş, Bodleian Kütüphanesi ile bazı hususi kütüphaneleri bir araya getirmiştir. Mevcut haliyle 28 kütüphaneden oluşan bu sistemde önceden ayrı olan Sackler Kütüphanesi, Sosyal Bilimler Kütüphanesi ve Radcliffe Bilim Kitaplığı gibi koleksiyonlar da birleştirilmiştir. Bu işbirliği sonucu OLIS (Oxford Kütüphane Bilgi Sistemi) adlı bir entegre kütüphane sistemi oluşturulmuştur.
Yeni Bodleian binası 2014-15 yılında tadilattan geçmiş ve Weston Library adını almıştır. Tadilat sonrası geçici sergilerin yapılabileceği ve kütüphanenin mevcut hazinelerinin (Shakespeare'in ilk baskılarından biri ve bir Gutenberg İncili gibi) gösterilebileceği bir mekân oluşturulmuştur.
Bodleian, 2004 yılında Google ile ortaklaşa bir sayısallaştırma projesi yürütmüştür.
Müzeler.
Oxford Üniversitesi, ücretsiz olarak girilip gezilebilen bir dizi müze ve galeriye sahiptir. 1683 yılında kurulan Ashmolean Müzesi Birleşik Krallık'ın eski müzesi, dünyanınsa en eski üniversite müzesidir. Arkeoloji ve sanat alanında önemli koleksiyonlara sahip müzede Michelangelo, Leonardo da Vinci, J. M. W. Turner ve Picasso'ya ait eserler görülebilir. "The Messiah" (Mesih) adlı, en muazzam Stradivarius örneklerinden sayılan keman da müzede bulunmaktadır.
University Museum of Natural History (Üniversite Doğa Tarihi Müzesi) üniversitenin zooloji, entomoloji ve jeoloji örneklerini neo-Gotik üslupta yapılmış büyük bir binada barındırır. Koleksiyonda bir "Tyrannosaurus rex" ve "Triceratops" iskeleti, bir dodoya ait en eksiksiz kalıntılar da bulunabilir.
Doğa Tarihi müzesiyle ilintili 1884 tarihinde kurulmuş Pitt Rivers Müzesi'nde ise üniversitenin 500.000'i aşkın parçaya sahip olan arkeoloji ve antropoloji koleksiyonları sergilenir. Müzenin kurulmasından beri personeli Oxford'da antropoloji eğitimiyle ilgilense de, General Pitt Rivers'ın bağışıyla üniversite bir antropoloji branşı açmıştır.
Museum of the History of Science (Bilim Tarihi Müzesi) Broad Caddesi'nde bulunur ve dünyanın varlığını sürdürmekte olan en eski müze amaçlı inşa edilmiş binasıdır. Antikiteden 20. yüzyıla bilim tarihinin neredeyse tüm yönlerini temsil eden 15.000 parçaya sahiptir. St. Aldate's kolejinin müzik fakültesindeki Bate Collection, Orta Çağ'dan günümüze Batı klasik müziği enstrümanlarının sergilendiği bir koleksiyondur. Christ Church Picture Gallery (Christ Church Resim Galerisi) 200'ün üzerinde "eski usta" resmine ev sahipliği yapar.
Yayıncılık.
Oxford University Press dünyanın en eski ikinci yayınevi, yayın sayısıyla da dünyanın en büyük üniversite yayıncısıdır. Her yıl 6.000'in üzerinde yeni kitap yayımlanır. Bunların içinde "Oxford English Dictionary" ve "Oxford World's Classics" (Dünya Klasikleri) gibi başvuru kaynakları ve akademik yayınlar da bulunmaktadır.
Sıralama ve tanınmışlık.
Oxford Üniversitesi, dünyanın ilk 10 üniversite sıralamasında sürekli yer bulmaktadır. "Times Good University Guide" (Times İyi Üniversiteler Kılavuzu) tarafından ardı ardına on bir yıl boyunca birinci sırada yer almış, tıp okulu ise "THE World University Rankings"'ce beş yıl boyunca ilk sırada kalmıştır. "THE", aynı zamanda Oxford'u "World Reputation Rankings" (Dünya Tanınmışlık Sıralaması) içinde dünyanın "altı süper markası"ndan biri olarak seçmiştir. Saïd Business School, "Financial Times"'ın Küresel MBA Sıralaması'nda dünya çapında 23. olmuştur.
"Complete University Guide", 2017 baskısında Oxford'un sunmakta olduğu 35 bölümden 34'ü ulusal çapta ilk 10'a girmiştir; bu da Oxford'u (Cambridge, Imperial College London ve Durham ile birlikte) bölümlerinde %90'ı ilk 10'a giren dört Birleşik Krallık üniversitesinden biri yapmaktadır. Sanat & Tasarım, Doğu & Güneydoğu Asya Çalışmaları, Tıp, Müzik, Felsefe ve Siyaset bölümleri kılavuzun sıralamasında Birleşik Krallık içinde birinci olmuştur.
QS Dünya Üniversite Sıralamaları'na göre, Oxford Üniversitesi dört Beşeri Bilimler disiplininde dünya içinde birincidir: bunlar İngiliz Dili ve Edebiyatı, Modern Diller, Coğrafya ve Tarih'tir. Antropoloji, Arkeoloji, Hukuk, Tıp, Siyaset & Uluslararası İlişkiler ve Psikoloji alanında da dünya çapında ikincidir.
Öğrenci hayatı.
Gelenekleri.
Sınavlar, kayıtlar, disiplin duruşmaları ve üniversite çalışanlarını ziyaret sırasında resmi akademik kıyafet giymek zorunludur. 2015 yılında Oxford öğrencilerinin gerçekleştirdiği bir referandumda %76'lık çoğunluk, kılık kıyafetin sınavlarda serbest olması lehinde oy kullanmıştır; 8671 öğrencinin katıldığı oylama %40,2'lik katılımla Birleşik Krallık'ta bir öğrenci referandumuna en yüksek katılım olmuştur. Bu sonuç resmi kıyafet giymeyen bir azınlığı tüm öğrencilerin takip edeceği düşünülerek kılık kıyafete serbestlik getirilmesi değil, resmi kıyafetin kaldırılmasına yönelik bir oy olarak algılanmıştır. Temmuz 2012'de resmi kıyafet yönetmeliği değiştirilerek trans bireyler için daha kapsayıcı hale getirilmiştir.
Diğer gelenekler ve âdetler koleje göre değişiklik gösterir. Örneğin bazı kolejlerde resmi yemekler altı haftada bir gerçekleştirilirken diğer kolejlerde çok daha nadirdir. Çoğu kolejde bu yemeklere cüppeyle gidilir ve Latince duayla başlanır.
Balolar kolejlerin düzenlediği en büyük faaliyetlerden bir tanesidir; bunların en büyüğü, üç yılda bir Trinity döneminin 9. haftasında yapılan Commemoration balosudur ve frakla iştirak edilir.
Punt adı verilen yassı sandallarla gezmek en çok yapılan yaz faaliyetlerinden biridir.
Her kolejin kendisine ait, bazısı tuhaf gelenekler mevcuttur.
Kulüpler ve dernekler.
Kolej takımları arasında spor karşılaşmaları düzenlenir; bu turnuvalara "cupper" adı verilir (spor dışında yarışmalarda da bu isim kullanılır). Bunun dışında üniversite çapında takımlar da mevcuttur. Cambridge ile yapılan yıllık müsabakaların en önemlisi televizyonda her yıl beş ila on milyon izleyicinin takip ettiği kürek yarışlarıdır. Dışarıdan gösterilen bu ilgi, üniversitede kürek sporuna verilen önemi haklı çıkarır gibidir. Her dönem düzenlenen kolejlerarası kürek müsabakaları Christ Church Regatta, Torpids ve Summer Eights ilgiyle izlenir. Belli sporlarda üniversite takımında yer alanlara "blue" isimli bir ödül verilir. Oxford'da geleneksel sporların yanı sıra bir quidditch takımı da bulunmaktadır.
Üniversitenin bağımsız yayımlanan "Cherwell" ve OUSU (Oxford Üniversitesi Öğrenci Birliği) tarafından yayımlanan "The Oxford Student" olmak üzere iki adet haftalık öğrenci gazetesi mevcuttur. "Isis" ve "The Owl Journal", "Oxymoron" isimli mizah dergisi ve lisans üstü öğrencilere hitap eden "Oxonian Review" diğer yayınlar arasındadır. Oxide Radio adında bir öğrenci radyo istasyonu bulunmaktadır. Çoğu kolejin şapeli bir koroya sahiptir. Hem kolejlerde, hem de üniversite çapında müzik, tiyatro ve diğer sanat kulüplerine katılmak mümkündür. Diğer kolej derneklerinden farklı olarak müzik orkestraları diğer kolejlerden öğrencileri tereddütsüz kabul eder.
Çoğu akademik bölümün tüm öğrencilere açık bir öğrenci kulübü bulunmaktadır. Tüm inançlara, siyasi partilere, ülkelere ve kültürlere ait gruplara rastlanabilir.
Öğrenci birliğiyle karıştırılmaması gereken Oxford Union haftada bir kez münazaralar ve ünlü isimlerin katıldığı konuşmalar düzenler. Üniversite tarihinde The Bullingdon Club gibi seçkin, yalnız davetle girilebilen kulüpler var olmuştur.
OUSU ve ortak salonlar.
OUSU kısaltmasıyla bilinen Oxford University Student Union'un (Oxford Üniversitesi Öğrenci Birliği) var oluş amacı üniversitenin karar alma sürecinde öğrencileri temsil etmek, ulusal yükseköğrenim tartışmalarında öğrencilerin sesi olmak ve öğrencilere doğrudan hizmetler sunmaktır. Oxford Üniversitesi'nin kolejler bütünü yapısını yansıtan OUSU hem Oxford'un 21.000'i aşkın öğrencisini temsil eden bir dernek, hem de kolej ortak salonları ile lisans ve lisans üstü öğrenci kümelerinin oluşturduğu bir federasyondur. OUSU İdari Heyeti'nde altı adet tam zamanlı maaşlı görevli bulunur; bu kişiler genellikle final sınavlarını tamamladıktan sonraki sene göreve başlar.
Kolej hayatının ne kadar önemli olduğu lisans ve lisans üstü öğrencilerinin ayrı olarak gruplandığı ortak salonların OUSU'dan daha önemli görülmesinden anlaşılabilir. Her ortak salonun kendine ait bir heyeti vardır; her birinin başkanı ve seçilmiş öğrencileri kolejdeki arkadaşlarını kolej yetkilileri önünde temsil ederler. Kendi faaliyetlerini de düzenleyen bu heyetlerin kolejden ve bazen öğrenciler tarafından işletilen barlar gibi kaynaklardan gelen geniş bir bütçesi mevcuttur. Bu yapının istisnaları yok değildir: örneğin Wadham Kolej içindeki tüm öğrenciler tek bir öğrenci birliğince temsil edilir; yalnız lisans üstü öğrencilerin alındığı kolejlerde de yapı değişiklik gösterebilir.
Önemli Mezunlar.
"Oxonian" adıyla bilinen Oxford mezunları, tarih boyunca akademi içi ve dışında adını duyurmuştur: "Arabistanlı Lawrence" adıyla bilinen İngiliz subayı T. E. Lawrence; kâşif, saray mensubu ve edebiyatçı Sir Walter Raleigh; Avusturalyalı medya patronu Rupert Murdoch gibi çeşitli dönem ve meslekten kimseler bu isimler arasındadır. Üstelik 58 Nobel Ödülü sahibi isim Oxford'da okumuş ya da ders vermiş, üniversite ödülün altı branşında da temsil edilmiştir.
Siyaset.
27 Birleşik Krallık başbakanı Oxford mezunudur: içlerinde William Gladstone, Herbert Asquith, Clement Attlee, Harold Macmillan, Edward Heath, Harold Wilson, Margaret Thatcher, Tony Blair, David Cameron ve Theresa May bulunur. II. Dünya Savaşı sonrası başbakanlardan yalnızca Gordon Brown, Oxford dışında bir üniversitede öğrenim görmüştür. (James Callaghan ve John Major üniversiteye gitmemiştir.)
100'ün üzerinde Oxford mezunu 2010'da Avam Kamarası'na seçilmiştir. Bu rakama eski muhalefet lideri Ed Milliband, kabine ve gölge hükûmet üyeleri de dahildir. Lordlar Kamarası'nda da 140 Oxonian bulunmaktadır.
En az 31 dünya lideri Oxford'da eğitim görmüştür. Norveç Kralı V. Harald, Ürdün Kralı II. Abdullah, beş Avustralya başbakanı (John Gorton, Malcolm Fraser, Bob Hawke, Tony Abbott ve Malcolm Turnbull), beş Pakistan başbakanı (Liyakat Ali Han, Hüseyin Şehid Sühreverdi, Sir Malik Feruz Han Nun, Zülfikar Ali Butto, Benazir Butto), iki Kanada başbakanı (Lester B. Pearson ve John Turner), iki Hindistan başbakanı (Manmohan Singh ve İndira Gandhi (üniversiteyi bitirmemiştir)), eski Seylan başbakanı S. W. R. D. Bandanaraike, Jamaikalı devlet adamı Norman Washington Manley, Trinidad ve Tobago başbakanı Eric Williams, Peru başkanı Pedro Pablo Kuczynski, eski Tayland başbakanı Abhisit Vejjajiva, Zimbabve başbakan vekili Arthur Mutambara bu sayının içindedir. 42. ABD başkanı Bill Clinton (Rhodes Bursu ile Oxford'a gelmiştir) ilk Oxonian ABD başkanı olmuştur. Burmalı demokrasi eylemcisi ve Nobel Ödülü sahibi Ang San Su Çi de St. Hugh's Kolej'de öğrenim görmüştür.
Matematik ve bilim.
Üç Oxfordlu matematikçi, Michael Atiyah, Daniel Quillen ve Simon Donaldson, "matematiğin Nobel ödülü" olarak bilinen Fields madalyasını almıştır. Fermat'nın son teoremini kanıtlayan Andrew Wiles, Oxford mezunudur; bugün de Oxford'da Royal Society Araştırma Profesörlüğü yapmaktadır. Marcus du Sautoy ve Roger Penrose bugün Oxford'da matematik profesörlüğü yapmaktadır. Üniversitede kullanılan Mathematica ve Wolfram Alpha'nın baş tasarımcısı Stephen Wolfram üniversitede World Wide Web'i icat eden Tim Berners-Lee; ilişkisel veri modelini icat eden Edgar F. Codd; program dili öncüsü ve Quicksort'un mucidi Tony Hoare ile birlikte öğrenim görmüştür.
11 Nobel Kimya Ödüllü, 5 Nobel Fizik Ödüllü ve 16 Nobel Tıp Ödüllü kişinin üniversiteyle tarih içinde ilişkisi olmuştur.
Oxford'da araştırma yapmış bilim insanları arasında biyokimya çalışmaları ile Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen Dorothy Hodgkin bulunur. Richard Dawkins ve Frederick Soddy üniversitede okumuş ve daha sonra araştırmaları için geri dönmüşlerdir. Robert Hooke, Edwin Hubble ve Stephen Hawking Oxford mezunlarıdır.
Modern kimyanın kurucusu Robert Boyle üniversitede okumamış ve akademisyenlik yapmamış olsa da şehirdeki bilim çevresine iştirak etmek için Oxford'da yaşamış, bu nedenle bir fahri dereceye layık görülmüştür. Oxford'da kısa zaman geçiren bilim insanları arasında görelilik kuramını ve foton kavramını geliştiren Albert Einstein ile Schrödinger denklemi ve Schrödinger'in kedisi düşünce egzersizini formülleştiren Erwin Schrödinger bulunur.
Adam Smith, Alfred Marshall ve Amartya Sen Oxford'da zaman geçirmiş iktisatçılar arasındadır.
Edebiyat, müzik ve tiyatro.
Oxford ile ilişkisi olmuş edebiyatçıların listesi uzundur. John Fowles, Thomas Middleton, ilk İngilizce sözlüğünü derleyen Samuel Johnson, Christopher Hitchens, Robert Graves, Evelyn Waugh, Alice Harikalar Diyarında'nın yazarı Lewis Carroll, Aldous Huxley, Oscar Wilde, C. S. Lewis, J. R. R. Tolkien, Graham Greene, V. S. Naipaul, Philip Pullman, Joseph Heller; şairler Percy Bysshe Shelley, John Donne, W. H. Auden, T. S. Eliot ve Philip Larkin bunlardan yalnızca birkaçıdır.
Besteci Andrew Lloyd Webber üniversitede öğrenim görmüştür.
Hugh Grant, Kate Beckinsale, Dudley Moore, Monty Python üyeleri Michael Palin ve Terry Jones, Anna Popplewell ve Rowan Atkinson üniversite mezunu oyunculardır. Yönetmen Ken Loach da Oxford'da okumuştur.
Felsefe.
Oxford'un felsefe geleneği Orta Çağ'da Robert Grosseteste ve üniversite hocaları arasında Occam'ın tıraş bıçağı ile bilinen Ockham'lı William'la başlamıştır. Thomas Hobbes, Jeremy Bentham ve empirist John Locke, Oxford'dan mezundular. En çok bilinen eserleri Oxford'dan ayrıldıktan sonra kaleme alınmışsa da, üniversitede geçirdiği on iki yıl Locke'u bir hayli etkilemişti.
Felsefe her zaman Oxford'un başlıca uğraşları içinde olmuştur. 20. yüzyıldan Oxford filozofları arasında "Zihin Kavramı"'nın yazarı, felsefe kariyerini üniversitede geçirmiş Gilbert Ryle ile kişisel kimlik ve ilgili konular üzerine uzmanlaşmış Derek Parfit sayılabilir. Üniversitede öğrenim görmüş diğer meşhur modern filozoflar arasında A. J. Ayer, "What Is It Like to Be a Bat?"in (Yarasa Olmak Nasıl Bir Şeydir?) yazarı Thomas Nagel, Robert Nozick, John Rawls ve Peter Singer sayılabilir. Çin odası düşünce egzersizini bulan John Searle Oxford'da öğrenim görmüş ve akademik kariyerine başlamıştır.
Keşif ve maceraperestlik.
Oxford'da öğrenim görmüş en meşhur maceraperestler ve kâşifler arasında I. Elizabeth döneminin en ünlü kişilerinden Sir Walter Raleigh ile hayat hikâyesi 1962 tarihli film "Arabistanlı Lawrence"'a ilham kaynağı olan T. E. Lawrence sayılabilir. Fransa ve İtalya'da yaptığı seyahatlerle ve Galler Prensi Henry Frederick'in saray soytarısı olmakla bilinen Thomas Coryat, İngiliz sofralarına çatalı ve İngiliz hayatına şemsiyeyi getirmesiyle bilinir.
Kâşif, arkeolog, kartoğraf ve casus Gertrude Bell de Oxford mezunuydu; T. E. Lawrence ile birlikte günümüzde Ürdün ve Irak olan topraklarda Haşimoğulları Hanedanı'nın iktidara gelmesine ve Irak modern devletinin kurulmasına yardımcı olmuştur. Richard Francis Burton, kılık değiştirerek Mekke'ye gitmiş; John Hanning Speke ile birlikte Nil'in kaynağına yolculuk ederek Afrika'nın Büyük Gölleri'ne ilk ayak basan Avrupalılardan biri olmuştur. Dağcı Tom Bourdillon, Everest Dağı'nın zirvesine yapılan ilk yolculuğa çıkan kafilede yer almıştır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19370",
"len_data": 37993,
"topic": "EDUCATION_ACADEMIA",
"quality_score": 3.54
}
|
643 (DCXLIII), çarşamba günü başlayan yıl.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19383",
"len_data": 42,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.12
}
|
Ölümler.
Abdullah bin Selam, Yahudi alimiyken Müslüman olan ünlü sahabe (d. 550)
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19403",
"len_data": 80,
"topic": "RELIGION",
"quality_score": 1.87
}
|
666 (DCLXVI) Jülyen takvimine göre perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19406",
"len_data": 69,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 2.9
}
|
667 (DCLXVII) cuma günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19407",
"len_data": 44,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 2.41
}
|
Fıtrat, İslam dininde bir kavram, özellikle tasavvufta önemli bir yer tutar.
Bir şeyi başlangıcında yarmak, kazmak anlamına gelen ve “fatr” kökünden türemiş olan fıtrat kelimesi, “ilk yaratılış” manasına gelir. Yani, mutlak yokluğun yarılarak, içinden varlığın çıkmasıdır. Fıtrat, bu yarma sonucu ortaya çıkan ilk varlık halidir. İbn Manzur, Lisânü'l-Arab adlı eserinde “fıtrat”ı şöyle tanımlar: "Yaradılış, yapı, karakter, tabiat, mizaç, Peygamberlerin sünneti, Kâlb-i selim, adetullahtır."
Sadece Allah’ı tanıma değil, belki genel manada din ve dini ayinleri tanıma da fıtridir. İnsanın fıtratı sabit, payidar ve değişiklik kabul etmez. Ayrıca Rum suresinin 30. ayeti Fıtrat Ayeti olarak bilinmektedir.
Ayrıca hilkat, tabii eğilim, hazır olmak, huy, cibilliyet, içgüdü, istidât gibi manalara da gelir. Terim olarak fıtrat: "Allahu Teâlâ'nın mahlûkatını kendisini bilip tanıyacak ve idrak edecek bir hal, bir kabiliyet üzere yaratmasıdır." Muhyiddin İbn Arabi ise “fıtrat” sözcüğüne "bir şey üzerine yaratılmak" mânâsı vermektedir. “Fıtrilik” fıtrat kelimesinden türetilmiştir ve fıtrata yani yaradılış maksadına uygun olan anlamına gelmektedir.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19412",
"len_data": 1146,
"topic": "RELIGION",
"quality_score": 4.04
}
|
688 (DCLXXXVIII) çarşamba günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19430",
"len_data": 57,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.67
}
|
689 (DCLXXXIX) cuma günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19431",
"len_data": 45,
"topic": "CODING",
"quality_score": 2.02
}
|
692 (DCXCII) pazartesi günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19434",
"len_data": 54,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.6
}
|
696 (DCXCVI) cumartesi günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19438",
"len_data": 54,
"topic": "EDUCATION_ACADEMIA",
"quality_score": 1.5
}
|
697 (DCXCVII) pazartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19439",
"len_data": 49,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.1
}
|
708 (DCCVIII) pazar günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19450",
"len_data": 51,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.77
}
|
719 yılı, Pazar günü başlayan bir ortak yıldır (artık olmayan yıl).
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19462",
"len_data": 68,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 2.67
}
|
722 (DCCXXII) perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19465",
"len_data": 48,
"topic": "CODING",
"quality_score": 1.81
}
|
728 (DCCXXVIII) perşembe günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19472",
"len_data": 56,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.43
}
|
729 (DCCXXIX) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19473",
"len_data": 49,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.75
}
|
730 (DCCXXX) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19474",
"len_data": 44,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.88
}
|
Olaylar.
Emevî İmparatorluğu
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19490",
"len_data": 29,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 1.42
}
|
Oasis, Manchester çıkışlı, 1991 yılında kurulan İngiliz rock müzik grubudur. Grup başlangıçta Liam Gallagher (vokal ve tef), Paul "Bonehead" Arthurs (gitar), Paul "Guigsy" McGuigan (bas guitar) ve Tony McCarroll (bateri, perküsyon) tarafından The Rain ismiyle kuruldu. Daha sonra grubun ismi Liam'ın büyük kardeşi Noel Gallagher'ın (gitar ve vocal) katılımıyla Oasis oldu.
Grubun bel kemiği olan Noel Gallagher (gitarist/solist, şarkı yazarı) ve Liam Gallagher (solist) kardeşler yıllar boyunca birçok davulcu, basçı değişimi ve kendi aralarındaki çeşitli anlaşmazlıklara rağmen yola devam etmişlerdir. Yoldaşları sayılabilecek Blur ve Radiohead keskin tarz değişikliklerine giderek müziklerini Brit Rock sınırlarından çıkarmış olsalar da Oasis hala Brit Rock/Pop şarkıları yazmaktadır.
Oasis, gerek yakalayıcı melodiler barındıran hit şarkıları, gerekse de "sex, drugs & rock'n'roll" yaşam tarzlarıyla her dönem gündemde kalmayı başarmıştır. Grubun, diğer gruplara (Blur gibi) sataşmaları da özellikle İngiliz basını için hep iyi malzemeler niteliğindedir.Fakat 2009 yılının ekim ayında Noel ve Liam arasında çıkan şiddetli anlaşmazlık sonucu kardeşlerin arası ciddi biçimde açılmış, kardeşler birlikte çalışmayı reddetmiş ve grup dağılmıştır.
Tarihçe.
Oasis, ilk albümü Definitely Maybe ile çok büyük bir çıkış elde etmiştir. Grubun üzerindeki Beatles, T-rex gibi grupların etkisi belirgin bir şekilde hissedilse de, gerek yoğun distortion efektli gitarlar gerekse de Liam'ın köşeli vokalleri bu albümdeki her şarkıyı hit seviyesine çıkarmıştır. Supersonic, Slide Away, Rock'n'Roll Star gibi şarkılar ilk Oasis marşlarıdır. Bu albüm, İngiliz müzik dergisi Q tarafından "gelmiş geçmiş en iyi İngiliz albümü" olarak onurlandırılmıştır. Liam Gallagher bu albümün o kadar da iyi olmadığı düşüncesindedir.
İkinci albüm, (What's the Story?) Morning Glory, Oasis adının dünya çapında daha çok duyulmasını sağladı. Bu arada, grubun Blur ile olan satış rekabeti iyice kızışır. İlk single Roll With it ile Blur'un Country House'u kapışır. Albüm, ilk albüm gibi hit şarkılarla doludur. Wonderwall, Don't Look Back in Anger dünya müzik listelerinde 1. ve 2. sıralara otururlar. Bu iki şarkı hakkında şöyle bir anekdot da vardır: Bir gün Noel stüdyoya iki şarkıyla gelir; Liam'a, "Bu şarkılardan birini sen, birini de ben söyleyeceğim" der. Liam "Wonderwall"'u seçer. Noel'e de "Don't Look Back in Anger" kalmıştır. Ayrıca, Some might say, Champagne Supernova, Hello gibi şarkılar da hit statüsüne ulaşmıştır. "(What's the Story?) Morning Glory" grup için hem ticari hem de müzikal anlamda çok tatmin edici bir albüm olmuştur. Bir anket sonucuna göre, İngiltere'de her dört kişiden biri bu albüme sahiptir.
1996 yılında, grup MTV'de unplugged bir performans sergilemiştir. Liam, Noel'in açıklamasına göre, soğuk algınlığına yakalandığı için gösteriye katılamamıştır. Bu albüm, ilk dönem Oasis şarkılarını bizzat yazarından (Noel) akustik olarak dinlemek adına önemli bir albümdür.
Üçüncü stüdyo albümü Be Here Now, Oasis'in çıkışı en çok beklenen albümüdür ve İngiltere'de en çok beklenen iki albümden biri olmuştur. Albüm ilk izlenimde İngiliz basını tarafından çok övülse de, zaman geçtikçe albümün prodüksiyon açısından fazlaca şişirilmiş ve fazla uzun şarkılar barındırdığı konuşulmuştur. Oasis hayranlarının bu albümle ikiye bölündüğü söylenebilir.
1998 yılında, grubun b-side larından oluşan The Masterplan albümü çıkar. B-side şarkılarından bazıları en az albüm kayıtları kadar ilgi gördüğünden (Talk Tonight, Underneath the Sky, The Swamp Song gibi) bu şarkıları bir albümde toplama yoluna gidilmiştir.
Bir sonraki stüdyo albümü Standing on the Shoulder of Giants, Oasis'in ticari anlamda en başarısız albümü olmuştur. Bu başarısızlığı kimileri yanlış single seçimlerine bağlamıştır. Oasis hayranları arasındaki bölünme artmıştır. Where did it all go wrong?, Go Let it Out, Fuckin' in the Bushes albümün öne çıkan şarkılarındandır. Gas Panic! kötü bir single seçimi olmuştur. Noel Gallagher'ın bir şarkı yazarı olarak eskisi kadar iyi olamadığı konuşulmaya başlanmıştır.
2002 yılında çıkan Heathen Chemistry, şarkı yazımına diğer grup üyelerinin de katkıda bulunduğu bir albüm olmuştur. Albümde prodüksiyon açısından bir sadelik hissedilir. Bir Liam Gallagher şarkısı olan Song Bird ilgi toplamıştır.
2004 yılında, Definitely Maybe'nin 10. yılı olması şerefine o dönemi başarılı bir şekilde yansıtan bir DVD yayınlandı.
Oasis'in son stüdyo albümü Don't Believe the Truth, İngiliz basını tarafından Oasis'in geri dönüşü olarak lanse edilmiştir. Müzikal anlamda övgüler toplayan, Oasis'in "tavır" bağlamında çok özgün ve önemli bir grup olduğu vurgulanmıştır. Albümden çıkan ilk single olan Lyla hakkında Noel "bu şarkı albümün en iyi 6. şarkısı olarak görülebilir" demiştir. İkinci single, The Importance of Being Idle albümün başarısını sürdürmektedir.
Grup üyeleri şu sıralarda 6 Ekim 2008'de piyasaya sürecekleri Dig Out Your Soul adlı albümü üzerinde çalışmaktalar. Albümden kısa bir süre önceyse, 29 Eylül 2008'de, albümün ilk single'ı olan The Shock of the Lightning piyasaya sürülecek. Albüm çalışmalarına kısa bir süre kala Noel Gallagher ile anlaşmazlık yaşayan baterist Zak Starkey gruptan ayrılmış ve yerini, kendisi gibi eski bir The Lightning Seeds bateristi olan Chris Sharrock almıştır.Grup 30.08.2009 tarihinde ayrılma kararı almıştır.Noel Gallagher High Flying Birds ile grubun geri kalanı ise Beady Eye adı altında müziğe devam etmiştir.Oasis rock n roll
tarihinde en kısa sürede en büyük başarıyı yakalayan grup olduğu söylenmektedir.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19493",
"len_data": 5553,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 3.36
}
|
"Bu madde 747 yılı hakkındadır. Uçak için Boeing 747 maddesine göz atın."
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19495",
"len_data": 73,
"topic": "NEWS",
"quality_score": 1.84
}
|
758 (DCCLVIII) pazar günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19507",
"len_data": 46,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.7
}
|
761 (DCCLXI) perşembe günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19510",
"len_data": 47,
"topic": "CODING",
"quality_score": 1.63
}
|
Fîhi Mâ Fîh (), Arapça sözcük karşılığı "ne varsa içindedir" manasına gelen, anlam karşılığı ise "ne varsa onun içinde var" veya "ne varsa onda var"a gelen Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin bir eseri.
Nitelik ve içeriği.
Bu eser Mevlânâ'nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetlerin, oğlu Sultan Veled tarafından toplanması ile meydana gelmiştir. 75 bölümden oluşmaktadır ve bu bölümlerin 6'sı Arapça diğerleri ise Farsça kaleme alınmıştır. Bu bölümlerden bir kısmı, Selçuklu Veziri Süleyman Pervane'ye hitaben kaleme alınmıştır. Eserde bazı siyasi olaylara da temas edilmesi yönünden, bu eser aynı zamanda tarihi bir kaynak olarak da kabul edilmektedir. Eserde Mevlânâ'nın düşünüşü, dünya görüşü, devrini bildirişi, din ve insanlık hakkındaki düşünüşleri, anlatılır. Cennet ve cehennem, dünya ve âhiret, mürşit ve mürîd, aşk ve semâ gibi konular işlenmiştir.
Adı.
Esere "Fihi Ma-Fih" isminin hangi nedenle verildiğini kesin bir tarzda söylemek doğru olmadığı gibi; "içinde olması gereken şeyler buradadır" manasının kasdedilmiş olabileceği ihtimali düşünülmelidir.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19511",
"len_data": 1059,
"topic": "LITERATURE_POETRY",
"quality_score": 3.56
}
|
763 (DCCLXIII) cumartesi günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19513",
"len_data": 50,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 2.2
}
|
764 (DCCLXIV) pazar günü başlayan bir artık yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19514",
"len_data": 51,
"topic": "CULTURE_ART",
"quality_score": 1.6
}
|
766 (DCCLXVI) çarşamba günü başlayan bir yıldır.
|
{
"url": "https://tr.wikipedia.org/wiki?curid=19516",
"len_data": 48,
"topic": "HISTORY",
"quality_score": 1.83
}
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.