english
stringlengths
2
1.48k
non_english
stringlengths
1
1.45k
language
stringclasses
49 values
I know that you'd like something to eat.
Yiyecek bir şey istediğini biliyorum.
en-tr
I know that you liked what Tom gave you.
Tom'un sana verdiği şeyi beğendiğini biliyorum.
en-tr
I know that you don't want to be killed.
Öldürülmek istemediğini biliyorum.
en-tr
I know that Tom isn't shorter than Mary.
Tom'un Mary'den daha kısa boylu olmadığını biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a little over thirty.
Tom'un otuz'un azıcık üstünde olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a good music teacher.
Tom'un iyi bir müzik öğretmeni olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a bit taller than me.
Tom'un benden biraz daha uzun boylu olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a bit taller than Mary is.
Tom'un Mary'den biraz daha uzun boylu olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a better driver than I am.
Tom'un benden daha iyi bir şoför olduğunu biliyorum.
en-tr
Tom realized that he shouldn't do that.
Tom onu yapmaması gerektiğini fark etti.
en-tr
Tom realized that he needed to do that.
Tom onu yapması gerektiğini fark etti.
en-tr
Tom didn't know Mary was John's sister.
Tom, Mary'nin John'un kız kardeşi olduğunu bilmiyordu.
en-tr
I know that you have an essay to write.
Yazacak bir kompozisyonun olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you don't care about money.
Parayı önemsemediğini biliyorum.
en-tr
I know Tom knows I don't often do that.
Tom'un bunu sık sık yapmadığımı bildiğini biliyorum.
en-tr
I know Tom is a very talented musician.
Tom'un çok yetenekli bir müzisyen olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a better swimmer than me.
Tom'un benden daha iyi bir yüzücü olduğunu biliyorum.
en-tr
I didn't know Tom was a cocaine addict.
Tom'un kokainman olduğundan haberim yoktu.
en-tr
I didn't even know you didn't like Tom.
Tom'u sevmediğini bilmiyordum bile.
en-tr
Even Tom knew Mary didn't like spinach.
Tom bile Mary'nin ıspanaktan hoşlanmadığını biliyordu.
en-tr
Did you know Tom got married last week?
Ви знали, що Том вийшов заміж минулого тижня?
en-uk
You know that I can't wait any longer.
Artık bekleyemeyeceğimi biliyorsun.
en-tr
You knew Tom was a barber, didn't you?
Tom'un berber olduğunu biliyordun, değil mi?
en-tr
Tom showed his stamp collection to me.
Tom bana pul koleksiyonunu gösterdi.
en-tr
I know that you're in there somewhere.
Orada bir yerde olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you're both angry with me.
İkinizin de bana kızgın olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you were giving Tom money.
Tom'a para verdiğini biliyorum.
en-tr
I know that you didn't do that for me.
Onu benim için yapmadığınızı biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a very rude person.
Tom'un çok kaba biri olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom isn't a university student.
Tom'un üniversite öğrencisi olmadığını biliyorum.
en-tr
I know Tom isn't a good music teacher.
Tom'un iyi bir müzik öğretmeni olmadığını biliyorum.
en-tr
I know Tom is a better driver than me.
Tom'un benden daha iyi bir şoför olduğunu biliyorum.
en-tr
I knew that Tom was afraid to go home.
Tom'un eve gitmeye korktuğunu biliyordum.
en-tr
I knew Tom wasn't a very good teacher.
Tom'un çok iyi bir öğretmen olmadığını biliyordum.
en-tr
I didn't know that you couldn't drive.
Araba kullanmayı bilmediğinden haberim yoktu.
en-tr
I didn't know Tom had an older sister.
Tom'un bir ablası olduğunu bilmiyordum.
en-tr
How did you know that I was in Boston?
Boston'da olduğumu nasıl bildin?
en-tr
Tom told me he heard a strange noise.
Tom bana garip bir ses işittiğini söyledi.
en-tr
Tom didn't even know that I was here.
Tom burada olduğumu bile bilmiyordu.
en-tr
I know that you're telling the truth.
Gerçeği söylediğinizi biliyorum.
en-tr
I know that you're in here somewhere.
Burada bir yerde olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you want to go to Boston.
Boston'a gitmeyi istediğini biliyorum.
en-tr
I know that you think it's important.
Bunun önemli olduğunu düşündüğünü biliyorum.
en-tr
I know that you have your hands full.
Ellerinin dolu olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you don't care about Tom.
Tom'u umursamadığını biliyorum.
en-tr
I know that Tom isn't a good painter.
Tom'un iyi bir ressam olmadığını biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a good songwriter.
Tom'un iyi bir şarkı yazarı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that I shouldn't do that here.
Bunu burada yapmamam gerektiğini biliyorum.
en-tr
I know Tom isn't a very fast swimmer.
Tom'un çok hızlı bir yüzücü olmadığını biliyorum.
en-tr
I know Tom is a very good songwriter.
Tom'un çok iyi bir şarkı yazarı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a bit taller than Mary.
Tom'un Mary'den biraz daha uzun boylu olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a bit taller than I am.
Tom'un benden biraz daha uzun boylu olduğunu biliyorum.
en-tr
I knew that Tom wasn't a bad student.
Tom'un çok kötü bir öğrenci olmadığını biliyordum.
en-tr
I knew Tom could do that if he tried.
Eğer deneseydi Tom'un onu yapabileceğini biliyordum.
en-tr
I didn't know that you were sleeping.
Uyuduğunu bilmiyordum.
en-tr
I didn't know that you even knew Tom.
Tom'u tanıdığından haberim bile yoktu.
en-tr
I didn't know that I'd be handcuffed.
Kelepçeleneceğimi bilmiyordum.
en-tr
How did you know that I was with Tom?
Tom'la birlikte olduğumu nereden biliyordun?
en-tr
Everyone knew that Tom was in Boston.
Tom'un Boston'da olduğunu herkes biliyordu.
en-tr
You know that I can't wait any more.
Artık bekleyemeyeceğimi biliyorsun.
en-tr
You know Tom is a doctor, don't you?
Tom'un doktor olduğunu biliyorsun, değil mi?
en-tr
Tom wasn't able to save Mary's life.
Tom Mary'nin hayatını kurtaramadı.
en-tr
Tom was the only one who was eating.
Tek yemek yiyen Tom'du.
en-tr
Tom was born the day that Mary died.
Tom Mary'nin öldüğü gün doğdu.
en-tr
Tom realized that he should do that.
Tom onu yapması gerektiğini fark etti.
en-tr
Tom realized that he had to do that.
Tom onu yapmak zorunda olduğunu fark etti.
en-tr
I know that you're working with Tom.
Tom'la çalıştığını biliyorum.
en-tr
I know that you're afraid of flying.
Uçmaktan korktuğunu biliyorum.
en-tr
I know that you won't disappoint me.
Beni hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyorum.
en-tr
I know that you think highly of Tom.
Tom hakkında olumlu düşündüğünü biliyorum.
en-tr
I know that you didn't go to Boston.
Boston'a gitmediğini biliyorum.
en-tr
I know that Tom is peeling potatoes.
Tom'un patates soyduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a very good cook.
Tom'un çok iyi bir aşçı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a good detective.
Tom'un iyi bir dedektif olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom did that in October.
Tom’un onu ekim’de yaptığını biliyorum.
en-tr
I know that I need to do that today.
Bunu bugün yapmam gerektiğini biliyorum.
en-tr
I know Tom knew Mary didn't do that.
Mary'nin bunu yapmadığını Tom'un bildiğini biliyorum.
en-tr
I know Tom is a graduate of Harvard.
Tom'un Harvard mezunu olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a Red Cross volunteer.
Tom'un Kızılhaç gönüllüsü olduğunu biliyorum.
en-tr
I knew that Tom wasn't a bad golfer.
Tom'un fena golf oynamadığını biliyordum.
en-tr
I knew Tom was afraid of Mary's dog.
Tom'un Mary'nin köpeğinden korktuğunu biliyordum.
en-tr
I can guarantee that that'll happen.
Bunun olacağını garanti edemem.
en-tr
Did you know Tom has three children?
Tom'un üç çocuğu olduğunu biliyor muydun?
en-tr
You won't even know that I'm there.
Burada olduğumu bile bilmeyeceksin.
en-tr
Tom won't even know that I'm there.
Tom orada olduğumu bile bilmeyecek.
en-tr
Tom didn't even know Mary was gone.
Mary'nin gittiğinden Tom'un haberi bile yoktu.
en-tr
Tom caught more fish than Mary did.
Tom, Mary'den daha fazla balık yakaladı.
en-tr
There's no proof that Tom did that.
Немає доказів того, що це зробив Том.
en-uk
There isn't any proof Tom did that.
Tom'un bunu yaptığına dair hiçbir kanıt yok.
en-tr
Nobody knew that Tom was in Boston.
Hiç kimse Tom'un Boston'da olduğunu bilmiyordu.
en-tr
No one knew that Tom was in Boston.
Tom'un Boston'da olduğunu kimseler bilmiyordu.
en-tr
Mary knows that she's good-looking.
Mary güzel olduğunu biliyor.
en-tr
I think that we're about done here.
Sanırım buradaki işimiz bitmek üzere.
en-tr
I think Tom isn't a very good cook.
Bence Tom çok iyi bir aşçı değil.
en-tr
I know you're the one who did that.
Bunu yapanın sen olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you're still mad at me.
Bana hâlâ kızgın olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you aren't that stupid.
O kadar aptal olmadığını biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a very bad cook.
Tom'un çok kötü bir aşçı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a terrible cook.
Tom'un korkunç bir aşçı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a piano teacher.
Tom'un piyano öğretmeni olduğunu biliyorum.
en-tr