english
stringlengths
2
1.48k
non_english
stringlengths
1
1.45k
language
stringclasses
49 values
I know that Tom is a perfectionist.
Tom'un mükemmeliyetçi olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a music teacher.
Tom'un müzik öğretmeni olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a good wrestler.
Tom'un iyi bir güreşçi olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a forest ranger.
Tom'un ormancı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom did that correctly.
Tom'un bunu doğru şekilde yaptığını biliyorum.
en-tr
I know Tom isn't shorter than Mary.
Tom'un Mary'den daha kısa boylu olmadığını biliyorum.
en-tr
I know Tom is a pretty good tailor.
Tom'un oldukça iyi bir terzi olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a little over thirty.
Tom'un otuz yaşın biraz üstünde olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a good music teacher.
Tom'un iyi bir müzik öğretmeni olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a bit taller than me.
Tom'un benden biraz daha uzun boylu olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom doesn't need to do that.
Tom'un bunu yapması gerekmediğini biliyorum.
en-tr
I didn't know that you worked here.
Burada çalıştığını bilmiyordum.
en-tr
I didn't know that you were coming.
Geldiğini bilmiyordum.
en-tr
I didn't know that you knew French.
Я не знав, що ви знаєте французьку.
en-uk
Did you even know his name was Tom?
Onun adının Tom olduğunu biliyor muydun ki?
en-tr
Tom said that we should wait here.
Tom burada beklememizi söyledi.
en-tr
Tom never told anybody about that.
Tom bundan kimseye bahsetmedi hiç.
en-tr
Tom can do things that Mary can't.
Tom Mary'nin yapamayacağı şeyleri yapabilir.
en-tr
I think that Tom was lying to you.
Bence Tom sana yalan söylüyordu.
en-tr
I know that you're trying to help.
Yardım etmeye çalıştığını biliyorum.
en-tr
I know that you're richer than me.
Benden daha zengin olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you were close to Tom.
Tom'a yakın olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a veterinarian.
Tom'un veteriner olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a teacher, too.
Tom'un öğretmen olduğunu da biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a psychologist.
Tom'un psikolog olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a psychiatrist.
Tom'un psikiyatrist olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a bird watcher.
Tom'un bir kuş gözlemcisi olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that I'll be here tomorrow.
Yarın burada olacağımı biliyorum.
en-tr
I know that I did something wrong.
Yanlış bir şey yaptığımı biliyorum.
en-tr
I don't have as much money as Tom.
Tom'unki kadar param yok.
en-tr
I didn't know that you were there.
Ben senin orada olduğunu bilmiyordum.
en-tr
I didn't know Tom talked about me.
Tom'un benim hakkımda konuştuğunu bilmiyordum.
en-tr
Hi, my name is Tom. What is yours?
Merhaba, benim adım Tom. Seninki ne?
en-tr
Don't you know that I respect you?
Sana saygı duyduğumu bilmiyor musun?
en-tr
What do you recommend that we do?
Ne yapmamızı öneriyorsun?
en-tr
Tom likes everybody in his class.
Tom sınıfındaki herkesi sever.
en-tr
Tom knows something that I don't.
Tom benim bilmediğim bir şeyler biliyor.
en-tr
Tom doesn't know I won't do that.
Том не знає, що я цього не робитиму.
en-uk
Tom couldn't take off his gloves.
Tom eldivenlerini çıkaramadı.
en-tr
I know that you feel responsible.
Sorumlu hissettiğini biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a taxi driver.
Tom'un bir taksi şoförü olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a sociologist.
Tom'un sosyolog olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a new student.
Tom'un yeni öğrenci olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a good singer.
Tom'un iyi bir şarkıcı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a businessman.
Tom'un iş adamı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a bad student.
Tom'un kötü bir öğrenci olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom hasn't done that.
Bunu Tom'un yapmadığını biliyorum.
en-tr
I know that I've been very lucky.
Çok şanslı olduğumu biliyorum.
en-tr
I know Tom likes classical music.
Tom'un klasik müzik sevdiğini biliyorum.
en-tr
I knew Tom was afraid to go home.
Tom'un eve gitmeye korktuğunu biliyordum.
en-tr
Everybody knew Tom was in Boston.
Tom'un Boston'da olduğunu herkes biliyordu.
en-tr
You know that Tom likes oranges.
Tom'un portakal sevdiğini biliyorsun.
en-tr
Tom thought the door was locked.
Tom kapıyı kilitli sanıyordu.
en-tr
Tom didn't work as hard as Mary.
Tom, Mary kadar sıkı çalışmadı.
en-tr
I know that you'll need my help.
Yardımıma ihtiyacın olacağını biliyorum.
en-tr
I know that you want to see Tom.
Tom'u görmek istediğinizi biliyorum.
en-tr
I know that you want to go home.
Eve gitmek istediğini biliyorum.
en-tr
I know that you want to be rich.
Zengin olmak istediğini biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a songwriter.
Tom'un şarkı yazarı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom is a good pilot.
Tom'un iyi bir pilot olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that I'm not good enough.
Yeterince iyi olmadığımı biliyorum.
en-tr
I know Tom isn't a good painter.
Tom'un iyi bir ressam olmadığını biliyorum.
en-tr
I know Tom is a stubborn person.
Tom'un inatçı biri olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a good songwriter.
Tom'un iyi bir şarkı yazarı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom hasn't done that yet.
Tom'un henüz onu yapmadığını biliyorum.
en-tr
I knew Tom wasn't a bad student.
Tom'un çok kötü bir öğrenci olmadığını biliyordum.
en-tr
I can eat things that Tom can't.
Tom'un yiyemediği şeyleri yiyebilirim.
en-tr
Hi, my name's Tom. What's yours?
Merhaba, benim adım Tom. Seninki ne?
en-tr
You know that Tom likes Boston.
Tom'un Boston'u sevdiğini biliyorsun.
en-tr
We're not ready to go home yet.
Henüz eve gitmeye hazır değiliz.
en-tr
Tom was born the day Mary died.
Tom Mary'nin öldüğü gün doğdu.
en-tr
Tom said that we're in trouble.
Tom başımızın dertte olduğunu söyledi.
en-tr
Tom caught more fish than Mary.
Tom, Mary'den daha çok balık tuttu.
en-tr
This is the doghouse Tom built.
Tom'un yaptığı köpek kulübesi bu.
en-tr
I know you're richer than I am.
Benden daha zengin olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that you'll get the job.
İşi alacağını biliyorum.
en-tr
I know that you like traveling.
Seyahat etmeyi sevdiğini biliyorum.
en-tr
I know that you don't trust us.
Bize güvenmediğinizi biliyorum.
en-tr
I know that you can't stop Tom.
Я знаю, що ви не можете зупинити Тома.
en-uk
I know that Tom is a locksmith.
Tom'un çilingir olduğunu biliyorum.
en-tr
I know that Tom did that wrong.
Tom'un bunu yanlış yaptığını biliyorum.
en-tr
I know that Tom did that right.
Tom'un bunu doğru yaptığını biliyorum.
en-tr
I know that I've said too much.
Çok fazla şey söylediğimi biliyorum.
en-tr
I know Tom isn't very creative.
Tom'un pek yaratıcı biri olmadığını biliyorum.
en-tr
I know Tom is peeling potatoes.
Tom'un patates soyduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a very good cook.
Tom'un çok iyi bir aşçı olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom is a good detective.
Tom'un iyi bir dedektif olduğunu biliyorum.
en-tr
I know Tom did that in October.
Tom’un onu ekim ayında yaptığını biliyorum.
en-tr
I knew that Tom was against it.
Tom'un buna karşı olduğunu biliyordum.
en-tr
I knew Tom wasn't a bad golfer.
Tom'un fena golf oynamadığını biliyordum.
en-tr
I didn't know that you kept it.
Bunu sakladığını bilmiyordum.
en-tr
Tom thinks that I'm his enemy.
Tom düşmanı olduğumu düşünüyor.
en-tr
Tom left just before Mary did.
Tom, Mary'den hemen önce çıktı.
en-tr
Tom couldn't save Mary's life.
Tom Mary'nin hayatını kurtaramadı.
en-tr
Tom ate a lot more than I did.
Tom benden çok daha fazla yedi.
en-tr
There's no proof Tom did that.
Немає доказів того, що це зробив Том.
en-uk
Nobody knew Tom was in Boston.
Tom'un Boston'da olduğunu kimseler bilmiyordu.
en-tr
No one knew Tom was in Boston.
Tom'un Boston'da olduğunu kimseler bilmiyordu.
en-tr
Mary knows she's good-looking.
Mary güzel olduğunu biliyor.
en-tr
I've been told that I'm a pig.
Bana domuz dediler.
en-tr