english
stringlengths 2
1.48k
| non_english
stringlengths 1
1.45k
| language
stringclasses 49
values |
---|---|---|
I think we're about done here.
|
Sanırım buradaki işimiz bitmek üzere.
|
en-tr
|
I know that you have children.
|
Я знаю, що в тебе є діти.
|
en-uk
|
I know that you feel grateful.
|
Minnettar hissettiğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you can't do that.
|
Bunu yapamayacağınızı biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is very lucky.
|
Tom'un çok şanslı olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is very angry.
|
Tom'un çok sinirli olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a musician.
|
Tom'un müzisyen olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a bookworm.
|
Tom'un kitap kurdu olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a bad cook.
|
Я знаю, що Том погано готує.
|
en-uk
|
I know that I've let you down.
|
Seni hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum.
|
en-tr
|
I know that I've been lied to.
|
Bana yalan söylendiğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know that I heard something.
|
Bir şey duyduğumu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that I can do this job.
|
Bu işi yapabileceğimi biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a very bad cook.
|
Tom'un çok kötü bir aşçı olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a piano teacher.
|
Tom'un piyano öğretmeni olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a perfectionist.
|
Tom'un mükemmeliyetçi olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a music teacher.
|
Tom'un müzik öğretmeni olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a good wrestler.
|
Tom'un iyi bir güreşçi olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a forest ranger.
|
Tom'un ormancı olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom did that yesterday.
|
Я знаю, що Том зробив це вчора.
|
en-uk
|
I know Tom did that correctly.
|
Tom'un bunu doğru şekilde yaptığını biliyorum.
|
en-tr
|
Everyone here knows your name.
|
Buradaki herkes senin adını biliyor.
|
en-tr
|
You know that Tom likes beer.
|
Tom'un birayı sevdiğini biliyorsun.
|
en-tr
|
Tom says that he saw a ghost.
|
Tom hayalet gördüğünü söylüyor.
|
en-tr
|
Tom said we should wait here.
|
Tom burada beklememizi söyledi.
|
en-tr
|
Tom can do things Mary can't.
|
Tom Mary'nin yapamayacağı şeyleri yapabilir.
|
en-tr
|
I think that these are fakes.
|
Bence bunlar sahte.
|
en-tr
|
I think Tom was lying to you.
|
Bence Tom sana yalan söylüyordu.
|
en-tr
|
I know that you're skeptical.
|
Şüpheci olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you're not happy.
|
Mutlu olmadığını biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you're listening.
|
Dinlediğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you're here, Tom.
|
Burada olduğunu biliyorum Tom.
|
en-tr
|
I know that Tom is all alone.
|
Tom'un yapayalnız olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a teacher.
|
Tom'un öğretmen olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a realist.
|
Tom'un gerçekçi olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a liberal.
|
Tom'un liberal olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a gambler.
|
Tom'un kumarbaz olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that I'm a bad dancer.
|
Kötü bir dansçı olduğumu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that I have a problem.
|
Bir sorunum olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that I did that wrong.
|
Bunu yanlış yaptığımı biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom won't wait for me.
|
Tom'un beni beklemeyeceğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom won't lie to Mary.
|
Tom'un Mary'ye yalan söylemeyeceğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is very talkative.
|
Tom'un çok konuşkan olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a veterinarian.
|
Tom'un veteriner olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a teacher, too.
|
Tom'un öğretmen olduğunu da biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a psychologist.
|
Tom'un psikolog olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a psychiatrist.
|
Tom'un psikiyatrist olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a bird watcher.
|
Tom'un bir kuş gözlemcisi olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I knew that Tom was a barber.
|
Tom'un berber olduğunu biliyordum.
|
en-tr
|
You know that I respect you.
|
Sana saygı duyduğumu biliyorsun.
|
en-tr
|
What do you recommend we do?
|
Ne yapmamızı tavsiye edersiniz?
|
en-tr
|
We know that you're in here.
|
Burada olduğunu biliyoruz.
|
en-tr
|
Tom was the only one eating.
|
Tek yemek yiyen Tom'du.
|
en-tr
|
Tom said that he could wait.
|
Том сказав, що може почекати.
|
en-uk
|
Tom knew Mary was in Boston.
|
Tom, Mary'nin Boston'da olduğunu biliyordu.
|
en-tr
|
I need to know Tom is happy.
|
Tom'un mutlu olduğunu bilmem gerekiyor.
|
en-tr
|
I know you're afraid of Tom.
|
Я знаю, що ти боїшся Тома.
|
en-uk
|
I know that you're talented.
|
Senin yetenekli olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you were joking.
|
Şaka yaptığınızı biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you were afraid.
|
Korktuğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you feel lonely.
|
Yalnız hissettiğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a priest.
|
Tom'un rahip olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a barber.
|
Tom'un berber olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is irreplaceable.
|
Tom'un yeri doldurulamaz olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a taxi driver.
|
Tom'un bir taksi sürücüsü olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a sociologist.
|
Tom'un sosyolog olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a new student.
|
Tom'un yeni öğrenci olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a good singer.
|
Tom'un iyi bir şarkıcı olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a businessman.
|
Tom'un iş adamı olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a bit strange.
|
Tom'un biraz tuhaf olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a bad student.
|
Tom'un kötü bir öğrenci olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom hasn't done that.
|
Tom'un bunu yapmadığını biliyorum.
|
en-tr
|
You know that Tom is lying.
|
Tom'un yalan söylediğini biliyorsun.
|
en-tr
|
You know that I can't sing.
|
Şarkı söyleyemediğimi biliyorsun.
|
en-tr
|
We know Tom is a brave man.
|
Tom'un cesur bir adam olduğunu biliyoruz.
|
en-tr
|
I know that you meant well.
|
Biliyorum, niyetin iyiydi.
|
en-tr
|
I know that you helped Tom.
|
Tom'a yardım ettiğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a blond.
|
Tom'un sarışın olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that I'm very lucky.
|
Çok şanslı olduğumu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that I deserve this.
|
Bunu hak ettiğimi biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom works very hard.
|
Tom'un çok çalıştığını biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom won't lie to me.
|
Tom'un bana yalan söylemeyeceğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom went to Harvard.
|
Tom'un Harvard'a gittiğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom was lying to us.
|
Tom'un bize yalan söylediğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is conservative.
|
Tom'un muhafazakâr olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is a stupid boy.
|
Tom'un salak bir çocuk olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
Tom knew Mary was in pain.
|
Tom Mary'nin acı içinde olduğunu biliyordu.
|
en-tr
|
I know you aren't serious.
|
Ciddi olmadığını biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you're scared.
|
Korktuğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know that Tom is a twin.
|
Tom'un ikiz olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is pessimistic.
|
Tom'un kötümser olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is influential.
|
Tom'un nüfuzlu biri olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom is hardworking.
|
Tom'un çalışkan olduğunu biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom did that wrong.
|
Tom'un bunu yanlış yaptığını biliyorum.
|
en-tr
|
I know Tom did that right.
|
Tom'un bunu doğru yaptığını biliyorum.
|
en-tr
|
Those are Tom's children.
|
Onlar Tom'un çocuklarıdır.
|
en-tr
|
I know that you miss Tom.
|
Tom'u özlediğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you feel sad.
|
Üzgün hissettiğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you feel bad.
|
Kötü hissettiğini biliyorum.
|
en-tr
|
I know that you did this.
|
Bunu senin yaptığını biliyorum.
|
en-tr
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.