english
stringlengths 2
1.48k
| non_english
stringlengths 1
1.45k
| language
stringclasses 49
values |
---|---|---|
They are heading towards the boarder with Turkey.
|
Türkiye sınırına doğru gidiyorlar.
|
en-tr
|
That border area is now completely full.
|
O sınır bölgesi şu an tamamen dolu.
|
en-tr
|
If this city collapses, the current humanitarian crisis can turn into a complete catastrophe.
|
Eğer bu şehir çökerse, şu anki insani kriz tam bir felakete dönüşebilir.
|
en-tr
|
Algeria has shut down schools to protect the nation from the coronavirus.
|
Cezayir, halkı korona virüsünden korumak için okulları kapattı.
|
en-tr
|
Elderly people are more likely to die from the coronavirus.
|
Yaşlıların korona virüsünden dolayı hayatlarını kaybetme ihtimalleri daha fazla.
|
en-tr
|
He scanned the QR code.
|
QR kodunu taradı.
|
en-tr
|
Let's stay on point.
|
Konudan sapmayalım.
|
en-tr
|
Everyone wants peace, right?
|
Herkes barış istiyor, değil mi?
|
en-tr
|
He lives here, I suppose.
|
Burada yaşıyor herhâlde.
|
en-tr
|
There's no-one like that around here.
|
Öyle biri yok bu mahallede.
|
en-tr
|
I won't take too much of your time.
|
Çok fazla zamanınızı almayacağım.
|
en-tr
|
With very simple steps it's possible to hinder the spread of the coronavirus.
|
Çok basit önlemlerle Koronavirüs'ün yayılmasını engellemek mümkün.
|
en-tr
|
Wash and scrub your hands with water and soap often, for at least twenty seconds.
|
Ellerinizi sık sık su ve sabunla en az yirmi saniye boyunca ovarak yıkayın.
|
en-tr
|
Cover your mouth and nose with a disposable tissue when coughing or sneezing.
|
Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı, burnunuzu tek kullanımlık mendille kapayın.
|
en-tr
|
If there are no tissues, use the inside of your elbow.
|
Mendil yoksa dirsek içini kullanın.
|
en-tr
|
Don't touch your eyes, mouth or nose with your hands.
|
Ellerinizle gözlerinize, ağzınıza ve burnunuza dokunmayın.
|
en-tr
|
Keep a distance of at least three to four steps between yourself and people displaying symptoms of having the cold.
|
Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle aranıza en az üç dört adım mesafe koyun.
|
en-tr
|
Cancel or postpone your foreign trips.
|
Yurt dışı seyahatlerinizi iptal edin ya da erteleyin.
|
en-tr
|
If you have returned home from abroad, spend the first 14 days in your home.
|
Yurt dışından döndüyseniz ilk 14 günü evde geçirin.
|
en-tr
|
When you return home from abroad, spend the first 14 days in your home.
|
Yurt dışından dönüşte ilk 14 günü evde geçirin.
|
en-tr
|
Don't have any visitors.
|
Ziyaretçi kabul etmeyin.
|
en-tr
|
Don't enter the room of anyone in isolation without wearing a mask.
|
İzole edilmiş kişinin odasına maskesiz girmeyin.
|
en-tr
|
Frequently air out the spaces you are in.
|
Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın.
|
en-tr
|
Clean surfaces you use often everyday.
|
Sık kullandığınız yüzeyleri her gün temizleyin.
|
en-tr
|
Don't share your personal items, such as towels, with others.
|
Havlu gibi kişisel eşyalarınızı ortak kullanmayın.
|
en-tr
|
Wash your clothes with normal detergent in 60 to 90 degrees.
|
Kıyafetlerinizi 60 ila 90 derecede normal deterjanla yıkayın.
|
en-tr
|
Avoid close contact such as shaking hands and hugging.
|
Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının.
|
en-tr
|
For a strong immune system, drink plenty of liquids, eat a balanced diet and pay attention to your sleeping patterns.
|
Güçlü bir bağışıklık sistemi için bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.
|
en-tr
|
If you have symptoms of the cold, don't have any contact with the elderly and the chronically ill and don't go out without wearing a mask.
|
Soğuk algınlığı belirtiniz varsa yaşlılarla ve kronik hastalığı olanlarla temas etmeyin ve maske takmadan dışarı çıkmayın.
|
en-tr
|
If you have a fever that won't go down, coughing and respiratory problems, wear a mask and visit a health care provider.
|
Düşmeyen ateş, öksürük ve nefes darlığınız varsa, maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurun.
|
en-tr
|
The coronavirus isn't more powerful than the measures you take.
|
Koronavirüs alacağınız tedbirlerden daha güçlü değildir.
|
en-tr
|
It smells wonderfully of börek.
|
Mis gibi börek kokuyor.
|
en-tr
|
That guy is a gem.
|
Pırlanta gibi bir çocuktur o.
|
en-tr
|
It's hard to find someone like him these days.
|
Onun gibisini bu zamanda bulması çok zor.
|
en-tr
|
I wonder, how can I find him?
|
Ben onu nasıl bulabilirim acaba?
|
en-tr
|
Sorry for disturbing you.
|
Kusura bakmayın, sizi rahatsız ediyorum.
|
en-tr
|
Is my confirmation not needed?
|
Benim teyit etmem gerekmez mi?
|
en-tr
|
Things are looking bright.
|
Güzel şeyler oluyor.
|
en-tr
|
Would you want something else?
|
Başka bir arzunuz var mı?
|
en-tr
|
Loosen up a bit, life is too short.
|
Rahat ol biraz, hayat çok kısa.
|
en-tr
|
I mean, surely you can't make ends meet with a pharmacy, right?
|
Yani bir eczaneyle döndürmüyorsunuz herhalde hayatınızı, değil mi?
|
en-tr
|
What is your field?
|
Alanın ne?
|
en-tr
|
Are you sure they are here?
|
Burada olduklarına emin misiniz?
|
en-tr
|
Looks like it's abandoned.
|
Terk edilmiş gibi duruyor.
|
en-tr
|
The sons of bitches that came before you said the same thing.
|
Sizden önce gelen orospu çocukları da aynı şeyi söylemişti.
|
en-tr
|
He's trying to protect his mother.
|
Annesini korumaya çalışıyor.
|
en-tr
|
We have not come to hurt your mother.
|
Biz annene zarar vermeye gelmedik.
|
en-tr
|
You'll understand when you see it.
|
Görünce anlarsın.
|
en-tr
|
You can't enter with guns.
|
İçeri silahla giremezsiniz.
|
en-tr
|
They came while we were sleeping.
|
Biz uyurken gelmişler.
|
en-tr
|
He screamed the whole night.
|
Bütün gece bağırdı.
|
en-tr
|
It's recording everything.
|
Her şeyi kaydediyor.
|
en-tr
|
This lady can't help us, she's gone mad.
|
Bu kadın bize yardım edemez ki, delirmiş.
|
en-tr
|
Throw your weapon down!
|
At silahını!
|
en-tr
|
You'll get acquainted soon.
|
Birazdan tanışırsınız.
|
en-tr
|
I've been waiting seven years for you.
|
Yedi yıldır seni bekliyorum.
|
en-tr
|
At last, you came.
|
Sonunda geldin.
|
en-tr
|
All of us have taken an oath to protect you.
|
Biz hepimiz seni korumaya ant içtik.
|
en-tr
|
This ring is of no use.
|
Bu yüzük hiçbir işe yaramaz.
|
en-tr
|
I don't get why you keep insisting.
|
Uzatmanın anlamı yok.
|
en-tr
|
I'm not looking for a job these days.
|
Bu sıralar iş aramıyorum.
|
en-tr
|
I'd very much appreciate if you could tell him this yourself.
|
Bunu ona kendiniz iletirseniz çok memnun olurum.
|
en-tr
|
You can come to the hotel whenever it is convenient for you.
|
Ne zaman müsaitseniz otele gelebilirsiniz.
|
en-tr
|
It won't even take five minutes of your time.
|
Beş dakikanızı bile almaz.
|
en-tr
|
We can wait here if you want to.
|
İsterseniz burada bekleyebiliriz.
|
en-tr
|
I have to work with other things.
|
Başka işlerle meşgul olmam gerekiyor.
|
en-tr
|
I can't make very sound decisions.
|
Çok sağlıklı kararlar veremiyorum.
|
en-tr
|
I love smart guys.
|
Akıllı adamı severim.
|
en-tr
|
Welcome to our team.
|
Ekibime hoş geldin.
|
en-tr
|
I heard you had private matters to attend to.
|
Özel işlerin varmış.
|
en-tr
|
I heard you had personal things to do.
|
Özel işlerin varmış.
|
en-tr
|
It's not possible for me to forget tonight.
|
Bu geceyi unutmam mümkün değil.
|
en-tr
|
Your love affairs don't interest us.
|
Senin aşk maceraların bizi hiç ilgilendirmez.
|
en-tr
|
Now you can ask whatever you want.
|
Şimdi istediğinizi sorabilirsiniz.
|
en-tr
|
In order to defeat me you have to do much better than that.
|
Beni yenmek için bundan çok daha iyisini yapman lazım.
|
en-tr
|
I can't wait to face him.
|
Onun karşısına çıkmak için sabırsızlanıyorum.
|
en-tr
|
We asked these questions to people on the street.
|
Bu soruları sokağa sorduk.
|
en-tr
|
Are you aware of the death rate?
|
Ölüm oranından haberiniz var mı?
|
en-tr
|
No, I don't know an exact number.
|
Yok, net bir rakam bilmiyorum.
|
en-tr
|
What kind of measures do you take?
|
Ne gibi önlemler alıyorsunuz?
|
en-tr
|
I use it after getting on public transportation.
|
Toplu taşımaya bindikten sonra kullanıyorum.
|
en-tr
|
Apart from that, I always pay attention to my hand hygiene.
|
Onun dışında el temizliğine sürekli dikkat ediyorum.
|
en-tr
|
There are 7 billion people living on Earth.
|
Dünyada 7 milyar insan yaşıyor.
|
en-tr
|
Have you changed your daily routine as of now?
|
Günlük rutini değiştirdi mi şu anda?
|
en-tr
|
Why do women have to cover themselves?
|
Kadınlar neden kapanmak zorunda?
|
en-tr
|
Can you speak a little about yourself?
|
Kendinden biraz bahseder misin?
|
en-tr
|
First of all, we don't have such a demand.
|
Bizim böyle bir talebimiz yok öncelikle.
|
en-tr
|
The Fed is America's central bank.
|
Fed, Amerika'nın merkez bankasıdır.
|
en-tr
|
Governor Gavin Newsom ordered the closure of all bars and wineries in California.
|
Vali Gavin Newsom, Kaliforniya'daki tüm bar ve şarap imalathanelerinin kapatılmasını emretti.
|
en-tr
|
Will Turkey remain in the NATO?
|
Türkiye NATO'da kalacak mı?
|
en-tr
|
Will the US lose Turkey to Russia?
|
Amerika, Türkiye'yi Rusya'ya mı kaybedecek?
|
en-tr
|
I spent my childhood in Ankara.
|
Benim çocukluğum Ankara'da geçti.
|
en-tr
|
Siteler is a place famous for its furniture production.
|
Siteler, mobilya imalatıyla ünlü bir yer.
|
en-tr
|
After fifth grade in primary school I would spend my summer vacations as their apprentice.
|
İlkokul beşinci sınıftan sonra yaz tatillerinde onların yanında çıraklık yaptım.
|
en-tr
|
We started to make some things for him.
|
Ona bir şeyler yapmaya başladık.
|
en-tr
|
We had a son.
|
Oğlumuz oldu.
|
en-tr
|
I made model houses.
|
Ev maketleri yaptım.
|
en-tr
|
As I got older I made model ships.
|
İlerleyen yaşlarda gemi maketleri yaptım.
|
en-tr
|
For the first time in its 258-year history, the parade was canceled due to the health risks of large crowds.
|
Geçit töreni büyük kalabalıkların sağlık riskleri nedeniyle 258 yıllık tarihinde ilk kez iptal edildi.
|
en-tr
|
Haiti has no confirmed cases of COVID-19.
|
Haiti'nin hiçbir doğrulanmış COVID-19 vakası yoktur.
|
en-tr
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.